15Temmuz gecesinden bu yana darbeye ve devlet içinde çeteleşmeye karşı meydanları dolduran Türk halkına lojistik destek Türk Kızılayı'ndan geldi. Çeşitli sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte meydanlardaki halkın yiyecek, su, battaniye gibi ihtiyaçlarını karşılamaya çalışan Kızılay çarpışmaların yaşandığı ilk gecede de yaralılara kan yetiştirmek için tüm imkanlarını seferbet etti.
Kızılayımız kurulduğu 1868 yılından bugüne kadar hep milletimizin yanında durmuş, kaderini milletimizin kaderiyle birleştirmiştir. Kızılay için milli irade ve onun seçilmiş temsilcileri her şeyin üzerindedir. Bunun için Kızılay'ın tüzüğünde milli iradenin en üst düzey temsilcisi olarak “fahri başkan” sıfatıyla Cumhurbaşkanlığı makamı yer almaktadır.
15 Temmuz hain kalkışmasının ardından da Kızılay milletinin yanındaki yerini almıştır. Darbe girişiminin hemen ardından tüm teşkilatımıza bizzat talimat vererek milletin yanında olunacağını bildirdim. Kızılay anında 6 bine yakın çalışanı 700 şubesi, onbinlerce üye ve gönüllüsü ile milletinin yanındaki yerine koştu. Tüm imkanlarıyla ülkemizin geleceğine sahip çıkanların yanındaydı. Kızılay, elindeki tüm imkanların milletin bağışları olduğunu ve o bağışların birgün lazım olduğunda millet hizmetine verilmesi gerektiği bilincindeydi.
15 Temmuz gecesinde başlamak üzere tüm illerimizdeki başta İstanbul ve Ankara olmak üzere, cuntaya karşı direnen ve bir daha olmaması için nöbet tutan milletimize milyonlarca kap sıcak çorba, milyonlarca su, yiyecek, gerektiğinde battaniye verdik.
Belki bunları söylerken önce 15 Temmuz gecesine dönmek gerekiyor. Hainlerin saldırısıyla yaralanan binlerce insanımızın kan ihtiyacını anında karşılamak için büyük bir seferberlik başlattık. O gece hastanelerin bizden istediği tüm kanları karşıladık. Kullanıma hazır kanımız olduğu için şanslıydık zira bayramdan kısa bir süre önce çıkmıştık ve bayramda Kızılay'ın kan stokları en alt seviyelere düşer. Öncelikle bu kanları bağışlayan halkımıza teşekkür ediyoruz. Hemen ardından zaten milletimiz akın akın kan vermeye koştu. Çok şükür ki bir sıkıntı yaşamadık. O gün bu gün de meydanlarda halkımızla birilkte demokrasi nöbetine devam ediyoruz ve Fahri Başkanımız 'evlerinize dönün' deyinceye kadar da devam edeceğiz.
16 Temmuz'dan itibaren ise hem hastane önlerinde hem adli tıp kurumlarının önlerinde şehitlerini ve yaralılarını bekleyen milletimizle birlikte olduk. Onlara hem yiyecek içecek ikramında hem de psikososyal destek hizmetlerimizle koştuk.
Darbe girişiminde şehit olanlar bu milletin ve Kızılayın onurudur. Biz de Kızılay olarak bir şehit verdik. Küçükesat Şube Başkanımız Serhat Önder Genelkurmay karargahını korurken helikopterden açılan ateşle 12 yaşındaki oğlunun yanında şehit düştü. Biz Kızılay olarak Birinci Dünya savaşında, Kut-ul Amara'da, Kurtuluş Savaşında da çok şehit verdik. Ancak hiç birisi bizi son hain kalkışmada verdiğimiz şehit kadar üzmedi. Düşman içimizden çıktı ve bu gerçekten canımızı yaktı. Şehitlerimiz için önce Adli Tıp kurumlarının önünde ailelerinin elini tutarak bir hizmet verdik. Ardından onların defnedildiği her ilde şubelerimiz vasıtasıyla son görevimizi layıkıyla yapmaya çalıştık. Mevlütler okuttuk. Şimdi de onların geride kalan dul ve yetimleri için elimizden geleni yapıyoruz. Devletimiz bir yardım kampanyası başlattı. Tüm imkanlarımızla bu kampanyanın büyütülmesine çalışıyoruz. Gerek kalırsa şehitlerimizin çocuklarına gerek eğitim bursu gerek iş imkanı gibi seçeneklerle yanlarında olma konusunda kararlıyız. Onlar şehitliklerimizde rahat uyusun. Geride bıraktıkları bizlere emanettir.
Yaralılarımız için de kan teminine yönelik çalışmalarımızdan söz etmiştim. Onların ailelerini de hastane önlerinde yalnız bırakmadık. Aynı şekilde gelecekte bir ihtiyaçları olursa şubelerimiz vasıtasıyla takip edeceğiz ve her türlü ihtiyaçlarını karşılayacağız. Bu bizim onlara sözümüzdür.
Keşke olmasıydı ama böylesine şanlı bir tarih yazmak da Türk milletine nasip oldu. Dünyanın hiçbir yerinde halk ellerine aldıkları sopalarla, özel araçlarıyla, kamyonlarıyla, çıplak elleriyle eli kanlı silahlı bir gücü durduramadı bugüne kadar. Bunu Türk Milleti başardı. Bu Türk Milletinin geleceğine sahip çıkma, kendisine biçilen kefene razı olmama günüydü. Türk halkı yaşadığı darbelerden sonra başına neler geleceği konusunda benliğine işleyen endişeyi hayırlı bir harekete çevirdi. Önüne çıkan seçeneğin varlık-yokluk seçeneği olduğunu çok iyi ve çok kısa bir sürede anladı. Meydanlarda bir destan yazıldı. Bundan sonra Türkiye'de darbe yapmayı düşününlerin onlarca yeni plan yapması gerekecek. Bundan sonra dünyada darbe yapmak isteyen silahlı güçlerin Türkiye seçeneği ile de hesaplaşması gerekecek. Dünyanın masum halkları inançlı bir grup insanın en gelişmiş savaş uçaklarına, tanklarına karşı koyabileceğini görmüş oldular.
Meydanlar özgürlük yerleridir. Türk halkı bugün meydanlarda özgürlüğünü bekliyor. Tam anlamıyla tehlike geçene kadar da nöbetini sürdürecek. Kadınıyla erkeğiyle, genciyle yaşlısıyla, çocuğuyla bebeğiyle meydanları dolduran tüm milletimize Kızılay olarak da binlerce kez teşekkür ediyoruz. Onların nöbeti sürdüğü mühletçe onların hizmetinde olacağız.
