Ortadoğu, 7 gün önce dikkatleri çeken bir gelişmeye sahne oldu. Suudi Arabistan, Bahreyn, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri, Körfez'in en önemli güçlerinden biri olan Katar ile diplomatik ilişkileri sonlandırdığını bildirdi. Bu 4 ülkenin diplomatik yaptırım kararını Libya, Yemen ve Maldivler de takip etti. Gerilimin kısa sürede tırmandırıldığı bölgede, Katar'a yönelik alınan kararlar tartışmalara yol açtı. ABD'nin dahil olduğu açıklamalar dikkati çekerken, Türkiye'nin üstlendiği rol ise adeta tarihe geçti. Başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere hükümet yetkilileri ve resmi kurumlar, krizin çözülmesi için elini taşın altına koydu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Arap Yarımadası'nda Katar konusunda yaşanan gerilime çözüm bulma amacıyla yoğun bir telefon diplomasisi yürüttü.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad El Sani, Rusya Federasyonu Başkanı Vladimir Putin, Kuveyt Emiri Şeyh Sabah El Ahmed El Sabah ve Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz El Suud, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Endonezya Devlet Başkanı Joko Widodo, Bahreyn Kralı Hamad bin İsa El Halife, Ürdün Kralı 2. Abdullah, Lübnan Başbakanı Saad Hariri ve Malezya Başbakanı Necip Tun Abdürrezzak ile telefonda görüştü.
Söz konusu görüşmelerde, bölgedeki meselelerin diyalog ve diplomasiyle çözülmesi gerektiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerilimin düşürülmesi adına Türkiye olarak her türlü katkıyı sunmaya hazır olduklarını ifade etti.
Başbakan Binali Yıldırım da Katar krizi için yoğun mesai harcadı. Katar'a yönelik başlatılan yaptırım kararının doğru olmadığını daha önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve hükumetlerinin açık bir şekilde dile getirdiğini belirten Başbakan Yıldırım'ın açıklaması şöyle oldu:
"Körfez ülkelerinde yaşanan bu kriz, ümit ediyoruz ki en kısa sürede diyalog suretiyle, istişare suretiyle sona erer. Her zaman bir şey söylüyoruz, coğrafya kaderdir. Coğrafyayı biz seçmiyoruz ama o coğrafyada komşularımızla beraber kardeşlik içinde, barış hukukuyla yaşamak mecburiyetimiz var. Kaderimize, kardeşlik bağımıza uygun olarak devam etmemiz gerekir. Bölgenin daha fazla karışmaması, gerilimin yükselmemesi için fırsat kollayanların umutlarını boşa çıkarmalıyız."
Hükümet Sözcüsü ve Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, geçtiğimiz haftaki Bakanlar Kurulu'nun arından Körfez'de yaşanan krizle ilgili, "Cumhurbaşkanımız, ikili telefon görüşmeleri yaparak sorunun çözülmesi için aktif biçimde sürece dahil olmuştur. Sayın Cumhurbaşkanımızın görüşmeleriyle birlikte ümit ediyoruz ki mesafe alınır. Dolayısıyla önemli bir kriz olarak görülüyor. Bunun daha fazla büyümemesi gerekiyor. Türkiye olarak üzerimize düşen her sorumluluğu yerine getireceğiz" dedi. Kurtulmuş'un bugün de Bakanlar Kurulu sonrası Katar gündemindeydi. Kurtulmuş, "Krizin ilerlemesinin bölgeye ağır bedeli olur. Cumhurbaşkanımız ilk andan beri çözüm için mekik diplomasisi yürüttü" dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Alman Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel ile Ankara'da bir araya geldi. Görüşmenin ardından düzenlenen basın toplantısında Çavuşoğlu'na 'Katar krizi' de soruldu. Bakan Çavuşoğlu, "Biz var olan tablodan üzüntü duyduk. Durumun normalleşmesi için de elimizden gelen her türlü desteği veririz" çağrısında bulundu.
Dışişleri Bakanlığı, Katar ve bazı Arap ülkeleri arasındaki krize ilişkin, söz konusu ülkelere kendi aralarındaki görüş ve yaklaşım farklılıklarını diyalog yoluyla çözmeleri temennisinde bulunarak, dost ve kardeş ülkeler arasında yaşanan bu anlaşmazlığa en kısa sürede çözüm bulunması hususunda üzerine düşeni yerine getirmeye hazır olduğunu bildirdi.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, bugün Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri büyükelçileriyle Ankara'da Katar krizini görüştü.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Suudi Arabistan'ın Ankara Büyükelçisi Velid Bin Abdülkerim el Hireyci, Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) Ankara Büyükelçisi Halife Şahin el-Marar ve Bahreyn Maslahatgüzarı Komail Ahmed'i birlikte kabul etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif'i Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde kabul etti. Yaklaşık 55 dakika süren görüşmede, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu da yer aldı.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Türkiye olarak Katar sorununun çözülmesi için yapıcı çalışmaları sürdüreceklerini belirterek, "Sayın Cumhurbaşkanımız bu hadiseden, krizden dolayı duyduğu üzüntüyü vurgularken özellikle ramazan içinde dinimize, inancımıza ve geleneklerimize maalesef aykırı olan bu üzücü hadisenin bir an önce ramazan bitmeden, bayramdan önce çözülmesi gerektiğini de vurgulamıştır." dedi.
TBMM Genel Kurulunda, Türkiye ile Katar Arasında Jandarma Eğitim ve Öğretimine İlişkin İşbirliği Protokolü'nün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı kabul edildi.
Kanunun gerekçesinde, Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı ile Katar Devleti İçişleri Bakanlığı arasında 25 Aralık 2001 tarihinde imzalanan Güvenlik İşbirliği Anlaşması hükümleri çerçevesinde, "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Katar Devleti Hükümeti Arasında Jandarma Eğitim ve Öğretimine İlişkin İşbirliği Protokolü"nün 02 Aralık 2015 tarihinde Doha'da imzalandığı hatırlatıldı.
Meclis'te MHP'den de Katar krizine yönelik çağrılar yapıldı. MHP lideri Devlet Bahçeli, Partisinin TBMM grup toplantısında Katar kriziyle ilgili şu ifadeleri kullandı:
"Günlerdir tırmanan kriz Katar'ın ablukaya alınmasıyla farklı bir boyuta ulaşmıştır. Trump ziyaretinin ardından bunların yaşanması etraflıca değerlendirilmelidir. ABD Başkanı'nın kılıç dansı, silah anlaşması dileğim odur ki, tüm Ortadoğu'ya daha şiddetli dönmesin. Türkiye diyalog önerisinde bulunmuştur. Bu öneri yerinde ve önemlidir."
