|

Yeditepe İstanbul iki kültürün çelişkisi

Yeditepe İstanbul, yayınlanmasının üzerinden 15 yıl geçse de video paylaşım sitelerinde hâlâ binlerce kişi tarafından izleniyor. Bu etkili yapımın senaristi Ali Ulvi Hünkâr, “Yeditepe İstanbul iki farklı kültürün içinden yazıldı. Bugün de izleniyor olması, her şeye rağmen acılarımızı sevmeye çalışmakla ve nihayet teslim olmakla ilgili” diyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 15/01/2017 Pazar
Güncelleme: 21:18 - 14/01/2017 Cumartesi
Yeni Şafak

Çağımız kolayca tüketip unutmayı mecbur kılarken Yeditepe İstanbul, Sultan Makamı gibi dizilerin bölümleri hâlâ ilgi görüyor. Youtube'da neredeyse her bölüm 30 bin kişi tarafından izlenmiş. Yayınlandığı günden 15 yıl sonra bile binlerce kişinin izlediği, repliklerini paylaştığı, eşe dosta tavsiye ettiği bu iki yapımların senaristi Ali Ulvi Hünkâr. Onun dizileri için 90'ların saf, kirlenmemiş kendine has mahalle ruhunu 2000'li yıllara taşıdığı söylenebilir. Cesur Kuşku, Gözyaşı Çetesi, Güz Sancısı gibi yapımların da senaristi olan Hünkâr, bu günlerde TRT'de yayınlanan yeni bir diziyle izleyici karşısında. Bülent İnal, Sedef Avcı, Fatih Artman ve Selçuk Yöntem'in rol aldığı "Son Destan" isimli yapım, II. Dünya Savaşı sonrasındaki Yugoslavya'da geçiyor. Hakkında pek bilgi bulunmayan, İzmir'de tiyatro yaparak hayatını sürdüren Hünkâr, Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü mezunu. Beş yıl Diyarbakır Devlet Tiyatrosu'nda çalıştıktan sonra halen yaşamakta olduğu şehre, İzmir Devlet Tiyatrosu'na tayin olmuş. Albert Camus'den Doğrular, Oktay Rifat'tan Öteki Yaz, Shakespeare'den Bahar Noktası başta olmak üzere yerli ve yabancı birçok oyunda hem yönetmen hem de oyuncu olarak yer almış. Ali Ulvi Hünkâr ile yazdığı dizilerin 15 yıl sonra bile hâlâ izleniyor olma nedenini, yazı serüvenini ve öğrencisi olduğu İsmet Özel'i konuştuk.





Yazmaya nasıl başladınız?


Tiyatro Bölümünden önce İzmir Devlet Konservatuvarında müzik okurken, henüz 16-17 yaşında yani, yönetmen olmak isteyen bir arkadaşıma özenerek sinemayla ilgilenmeye başladım. Senaryo nedir, sahne, diyalog, mizansen nedir diye diye ve kendi kendime yazmaya başladım. Oyunculukta hocalarım var ama senaryo yazmayı el yordamıyla, hata yapa yapa öğrendim.



DİZİNİN YENİDEN İZLENMESİ KARŞILIKSIZ SEVMEKLE İLGİLİ


Senaryosunu yazdığınız dizilerin üzerinden bunca vakit geçmiş olsa da replik ve sahneleri sosyal medyada hâlâ paylaşılıyor. Takip ediyor musunuz, bununla ilgili ne söylemek istersiniz?


Aradan bu kadar zaman geçtikten sonra hâlâ diziden repliklerin paylaşılması, insanların tekrar tekrar başa dönüp diziyi yeniden seyretmesi elbette ki çok hoşuma gidiyor. Bence bu dert ortaklığıyla ilgili. Yalnızlıkla, aylaklıkla, karşılıksız sevmekle ilgili. Biraz olsun temiz kalabilmenin tesellisiyle ilgili. Her şeye rağmen acılarımızı sevmeye çalışmakla ve nihayet teslim olmakla ilgili.



15 yıl önce yayınlanan Yeditepe İstanbul en derin etkiyi bırakan yapımınız. Yazım hikayesinden bahseder misiniz?


İzmir'de bir kenar mahallede doğdum. Konservatuvara başladıktan sonra her akşam tekrar mahalleye dönmek, bir günde iki farklı kültürün içinde yaşamak, yıllar sonra yazacağım Yeditepe İstanbul'un ana çelişkisini üretmiş. 'Yeditepe' her iki kültürün de 'içinden' yazıldığı için bu kadar samimi bulundu sanırım.





Paylaşımlarda, haberlerde adınızın geçmemesi sizi rahatsız ediyor mu?


Senariristler pek tanınmazlar. Meslekten birkaç kişi belki adınızı bilir ama genellikle oyuncuların o lafları kendilerinin uydurduğunu zanneder insanlar. Böylesi daha iyi. Ama İzmir'de yaşamak benim seçimim. Hakkım olduğu halde hiçbir zaman İstanbul Devlet Tiyatrosu'nda çalışmak için dilekçe vermedim. İstanbul'da okudum. İzmir'de yaşıyorum. Halimden de memnunum.



BELKİ BİR KİTAP YAZARIM


Roman yazmayı düşündünüz mü?


Pek çok kişi aslında roman yazmam gerektiğini söylüyor. Birlikte çalıştığım bazı oyuncular bile... Bunun senaryoculuğu küçümsemekten kaynaklandığını düşünüyorum. Senaryo yazmak, sahne tasarlamak, diyalog düşünmek çok hoşuma gidiyor. Roman yazmak daha sofistike bir işmiş gibi düşünülüyor. Neyse. Büyük konuşmayayım. Eğer istersem belki bir gün bir 'kitap' yazarım.



Kaleminizden haber bekleyen birçok kişi olduğunu biliyorum. Yazmakta olduğunuz bir senaryo var mı?


Şu sıralar hazırladığım bir dizi senaryosu var. Ama ne zaman olur, hangi kanalda yayınlanır, bunları söylemek için hayli erken. Kısmet, diyelim.



Fransızca hocam İsmet Özel'di





Örnek aldığınız, sizin için yazı ve tiyatro alanında öncü olan isimler kimler?


Konservatuvarda Fransızca hocam İsmet Özel'di. Haftanın sekiz saati İsmet Hoca ile geçiyor, düşünün bunu... Sonra Müşfik Kenter, Zeliha Berksoy, Afşar Timuçin, Oğuz Aral... Bir mucizenin içinden geçtim. Daha önce de İzmir de, Ayberk Çölok gibi bir ustanın çırağı olmak... Cahit Koparal gibi zarif bir hocanın öğrencisi olmak... Bize de adam olmak düşüyordu. Az çok becerebildiysem ne mutlu.



İsmet Özel'le bir hatıranız var mı peki?


İzmir'de doğup, üniversite çağına kadar aynı şehirde yaşamış biri olarak İsmet Özel'i duymuştum. Şiirlerinden haberdardım. Bir de tabii en önemlisi taraf değiştirmiş, dönmüş biriydi o... Sonra bir gün, MSÜ de, ilk yılımda, kırk yaşlarında biri girdi sınıfa. Selam verdikten sonra "Fransızca derslerini birlikte yapacağız" deyip tahtaya bir isim yazdı: İsmet Özel! Benim gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. "O İsmet Özel mi?" diye sordum. Hoca "O" harfindeki vurguyu anlamış, şahane gülümseyerek "Evet, o İsmet Özel" demişti. Pek çok kişiye sıradan gelebilecek bu anı benim için paha biçilmez değerdedir. Çünkü, ileriki günler boyunca bir insanın değişebileceğinin mümkün olduğunu idrak edecektim. Hele, "Elbet yürek acıyor esvap değiştirirken" dedikten sonra. Bilmem anlatabildim mi...





Ali hayatın tam içinden gelen biri


Yazdıklarınızda hayatınızdan parçalar bulunuyor mu?


Yazdıklarımda gerçek kişiler ve olaylar elbette var. Tabii pek çok şey senaryo gereği hayal ürünü. Ama Havva Ana, Önem ve Ali'nin sahiden yaşamadığını kim söyleyebilir ki?


#Yeditepe İstanbul
#Ali Ulvi Hünkâr
7 yıl önce