|

ABD - IŞİD görüşmesinin anlamı

Vitrindeki görüntü IŞİD, PKK/PYD ve bunun gibi onlarca terör örgütü tarafından ateşe verilmiş bir Ortadoğu, kitlesel göçler, denizlerde yok olup giden aileler, yaşamlar. Oysa hemen herşeyde olduğu gibi görünenin arkasında bir yalın gerçek var. O da mücadelenin aslında devletler arasında olduğu. Diğer tümünün bu mücadelenin araçları olması.

Yeni Şafak ve
04:00 - 13/04/2016 Çarşamba
Güncelleme: 23:17 - 12/04/2016 Salı
Yeni Şafak
Gündem
Gündem
Ediz Ekinci

Hidropolitik Akademi


Yeni Şafak'ın ABD'nin IŞİD'le gizlice görüştüğüne dair haberinde görünenin arkasında bir başka yalın gerçek var. Gördüğümüz resim şu; ABD, düşmanı mı yoksa mücadeledeki araçlarından birisi mi olduğuna yer ve zamana bağlı olarak karar verdiği IŞİD ile görüşüyor ve bunu gizli tutmaya çabalıyor. Bilginin yüzde 90'ının açık kaynaklarda olduğu, bunun da yine yüzde 90'nın devletlerin kontrolünde olmadığı bir dünyada bazı şeyleri saklamanın zorluğu bir yana, Snowden olayı veya Panama belgelerindeki gibi seçimli bir strateji de olabilir. Konumuz bu değil. Konu, hasımla veya düşmanla görüşmek ne anlama geliyor o.



İNİSİYATİFİ ALMA STRATEJİSİ


Hangi doktrini benimsediğinizden bağımsız olarak güvenlik literatüründe, hasımla/düşmanla temas kritik bir husustur. Hasım/düşmanla angajmanın teoride prensipleri var. ABD'nin de IŞİD ile görüşmesi bu prensipleri uygulama sahasına aktarmış olmasından başka bir şey değil. Stratejik-Operatif-Taktik her seviyede siyasi, askeri, ekonomik angajmanın ilk prensibi; fiziki ya da bilişsel alanda hasma/düşmana yaklaşma. Çünkü mücadele sadece fiziki/coğrafi ortamda yürütülmüyor. Bunun bir de bilgi ortamı var, hele geçen yılki ülke çapındaki elektrik kesintisi ve en son vatandaş bilgilerinin 'istismar' edilmesi hadiselerini göz önüne alırsak. Hasımla/düşmanla angajman prensiplerinden ikincisi, onunla temas sağlama. Üçüncüsü ise sağlanan teması devam ettirme ki burası önemli; hasmın/düşmanın teması kesmesine izin vermeme. Karşınızdaki IŞİD olsun, PKK/PYD olsun, ekonomik çıkarlarınız için bir başka rakip ülke ya da şirket olsun hiç farketmez aslında bütün bunları yaptığınızda yapmakta olduğunuz şey inisiyatifi ele geçirmektir. İnisiyatif ise mücadele ortamını görmek, şekillendirmek ve ona etki etmek demektir. Sizin düşmanla temasa geçmemeniz onun sizinle geçmeyeceği anlamına gelmez. Başlatan siz değilseniz, o sizinle temasa mutlaka geçecektir, bir farkla, onun istediği yer ve zamanda. Bu yer ve zaman çoğunlukla sizin kendi topraklarınız ve en hassas olduğunuz zamandır. İster ateşli silahların kullanıldığı bir çatışma olsun, ister siyasi, diplomatik bir çatışma, inisiyatifi baştan ele geçirip daha sonra


sürdüremezseniz çatışmayı kendi sahanızda kabul etmiş olursunuz, ne yazık ki bu bir futbol maçı değildir.



TÜRKİYE'YE SET ÇEKME GİRİŞİMİ


Bu bilgilerin ışığında 2012 yaz aylarından itibaren Batı medyasında ayak seslerini duymaya başladığımız daha sonra ülke içi muhalefet ve medyanın da destek çıktığı Türkiye'nin IŞİD'e yardım ettiği iftirasının altında yatan gerekçenin ne olduğunu anlayabiliyoruz. Maksat; Türkiye, bekasına tehdit oluşturan unsurlarla temas kurmasın, kuramasın ki inisiyatifi ele geçirip başka başka güç merkezlerinin hedeflerine ulaşmasını engellemesin. Türkiye sadece inisiyatifi ele geçirememekle kalmasın, etkiye maruz kalma hassasiyeti artsın.



Sadece ABD'nin değil bölgede çıkar gözeten diğer tüm ülkelerin gerek IŞİD olsun gerek Suriye'de radikal olarak etiketledikleri muhalif gruplarla temasının yeni olmaması gerekiyor, kuvvetle muhtemel de değil.


Churchill ne demişti; “Herkesi bazen, bazılarını her zaman kandırabilirsin ama herkesi her zaman kandıramazsın.”


#Ediz Ekinci
#ışid
#pkk
#pyd
8 yıl önce