|

AK Parti tek başına iktidar olabilecek mi?

Kasım seçiminde proje, icraat ve vaatlerden daha çok ‘söz’ etkili olacak. Seçmen, özellikle geçmişe dönük icraat-hizmet cümlelerine ilgisiz davranacak, sayılara-verilere fazla itibar etmeyecek. Vatandaş bu seçim hal-gidişat ve söze bakacak.

Yeni Şafak
04:00 - 4/09/2015 Cuma
Güncelleme: 12:28 - 4/09/2015 Cuma
Yeni Şafak
Erol Erdoğan

Sosyolog-İlahiyatçı


1 Kasım 2015'de gerçekleştirilecek milletvekilliği seçimlerine yönelik sıkça tekrar edilen birkaç soru var. Bunların başında 'AK Parti tek başına iktidar olabilecek mi?' geliyor. 'HDP barajı yine aşabilecek mi?' ve 'MHP ve CHP'nin oyları düşecek mi?' soruları da cevapları aranan sorulardan. 'Aday listeleri 7 Haziran'a göre ne kadar değişecek?' sorusunu da sık sorulanlara dâhil edebiliriz.



SEÇİMİ BELİRLEYECEK 10 HUSUS


“1 Kasım seçim sonuçlarına doğrudan etki edecek unsurlar neler olabilir?" diye sorduğumuzda aşağıdaki maddeleri sayabiliriz.


1. Koalisyon görüşmelerinde partilerin tutumları.


2. PKK'nın yeni terör dalgası.


3. Seçim hükümetinin oluşumu ve icraatları.


4. Muhtemel seçim ittifakları.


5. Milletvekilliği aday listeleri.


6. Yurtdışı oy kullanım oranları.


7. Sandık ve seçim güvenliği.


8. AK Parti'nin 12 Eylül'de gerçekleştireceği kongre.


9. Ekonomik gidişat.


10. Slogan, miting, vaat gibi unsurları içeren seçim kampanyaları.


Maddelerin her biri, seçmenin oy verme davranışını farklı oranlarda etkileme gücüne sahip. 7 Haziran seçimlerinde olduğu gibi 1 Kasım seçimlerinde de her oyun önemi büyük olacak. Meclise giren parti sayısı artınca, milletvekillerinin bölüşümünde sayıca az oylar bile değişime neden olabiliyor.



MECLİS İÇİ – MECLİS DIŞI OY DENGESİ


7 Haziran seçimlerinde 4 parti toplamda yüzde 95,2 alarak TBMM'ye girmiş, Meclis dışında kalan 14 parti ve bağımsızların oy toplamı ise yüzde 4,8 olarak gerçekleşmişti.


7 Haziran'da TBMM'ye vekil gönderemeyen partilerin bir kısmı 1 Kasım'da seçime girmeyebilir, bir kısmı mensuplarını 4 partiden birinden aday gösterebilir, belki bir iki tanesi açık bir seçim işbirliğine gidebilir. Bu ihtimallerin hiç birisi çıkmasa bile, 1 Kasım'da meclis dışı partilerin oy oranları düşecek, oylar TBMM'ye girecek partilerin çevresinde toplanacaktır. Bu toplaşma milletvekili dağılımı etkileyecektir.



MHP, CHP, HDP NE YAPACAK?


Koalisyon görüşmelerindeki 'sürekli hayırcı' tavrı parti tabanında tepki gören Devlet Bahçeli, MHP'nin oy grafiğinin aşağıya yönelmesine sebep olmuştu. Alpaslan Türkeş'in oğlu ve MHP milletvekili Tuğrul Türkeş'in Ahmet Davutoğlu başbakanlığındaki seçim hükümetinde yer alması MHP için ikinci olumsuzluk anlamına geldi. MHP seçim kampanyasında ve aday listelerinde ciddi bir atak yapamazsa oy düşüşü sert şekilde devam edecektir.



CHP seçimden sonraki ilk ay koalisyon konusunda uyumsuz tavır sergilemesine rağmen sonraki süreçte tabanı ve kamuoyu tarafından olumlu algılanan davranışlar sergilediği için MHP gibi oy kaybına uğramadı ve bir miktar yeni oy kazandı. CHP seçim kampanyasında ve aday listelerinde başarılı bir performans sergilerse oylarını arttırır. HDP'ye giden 'emanet' ve 'taktik' oyların bir kısmını da geri kazanabilir.



Bazı anket sonuçlarına göre HDP 7 Haziran'a göre düşüş eğiliminde olsa da 1 Kasım'daki durumu büyük ölçüde CHP ve AK Parti'nin performansı ile terör olayları ve seçim-sandık güvenliğine bağlı.



AK PARTİ NELER YAPMALI?


“AK Parti 1 Kasım 2015 seçiminde tek başına iktidar olmayı sağlayacak kadar milletvekili çıkarabilecek mi?" sorusu seçim gündeminin en önemli sorusu. 7 Haziran'dan sonra yapılan kamuoyu araştırmalarının bir kısmı AK Parti'yi oy kaybediyor şeklinde gösterirken anketlerin çoğunluğunda AK Parti yüzde 42-44 arasında gösterildi. TBMM'ye 2 veya 3 parti girerse bu oy oranları AK Parti'yi tek başına iktidara taşıyabilir, ancak 7 Haziran'da olduğu gibi Meclis'e 4 parti girerse AK Parti'nin tek başına iktidar olması için yüzde 45'i bulması gerekir.



AK Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun koalisyon görüşmelerindeki olumlu tavrı ile sonrasında kurduğu seçim hükümeti, partililerden ve seçmenin genelinden beğeni kazandı. Seçim hükümetinin icraatları da beğenilirse, beğenilerin bir kısmı sandıkta AK Parti'ye oy olarak yansıyabilir.



AK Parti'nin oylarını arttırmasında etki oluşturacak unsurlardan birisi de aday listeleridir. 7 Haziran seçimlerinde aday listelerine yönelik sıkça eleştiri alan parti yönetiminin bu defa titiz davranması bekleniyor. AK Parti, Meclis dışında kalmış birkaç partinin önemli isimlerine aday listesinde yer verebilirse, bunun yanında teşkilatı motive edebilecek ve sosyolojik karşılığı yüksek isimlerle listesini güçlendirirse seçmen nezdinde itibar kazanacaktır. Güçlü aday, aynı zamanda sandık güvenliğine katkı sağlar.


AK Parti'nin 12 Eylül'de gerçekleştireceği kongre de seçim sonuçlarını etkileyecek faktörler arasında gözüküyor. Genel başkanın kongrede yapacağı konuşmada kullanacağı dil, gençler başta olmak üzere kadınlar, emekliler, çiftçiler, girişimciler ve esnafa yönelik söyleyecekleri kesinlikle çok önemli. Kongrede parti kurullarında ve parti vitrininde yer alacak isimler, teşkilat için olduğu kadar partinin sempatizan kitlesinde ve AK Parti'ye uzak durmayan başka partili seçmen nezdinde de etkili olacaktır. Sandık güvenliğinin sağlanması ve yurtdışı oy kullanımının artması da AK Parti'ye yarayacaktır.



BU SEÇİMDE 'SÖZ' ÖNEMLİ OLACAK


1 Kasım seçimi farklı olacak. Henüz iki-üç ay önce seçmen partilerin tüm vaatlerini dinledi, seçmen yorgun, seçime az bir süre var. Onun için farklı bir seçim stratejisi izlemeden partilerin seçmeni etkilemeleri zor. Yazının başından itibaren dile getirdiklerimin yanı sıra seçim kampanyasına dönük iki hususu ayrıca paylaşmak isterim.



7 Haziran seçim kampanyası boyunca, CHP'nin ana muhalefetlik rolünü HDP kullanmış, böylece AK Parti-HDP dengesi oluşmuş, bu da AK Parti karşıtı oyların MHP veya CHP'den daha çok HDP'de toplanmasını sağlamıştı. AK Parti'nin yeni seçimde böyle bir denkleme fırsat vermemesi lehine olacaktır. Yine AK Parti'nin CHP ve MHP'nin vaat ve polemiklerine takılmadan kendi sözünü, fikrini, vaadini yalın biçimde halka ulaştırması da önem taşıyor.



1 Kasım seçiminde proje, icraat ve vaatlerden daha çok 'söz' etkili olacak. Seçmen, özellikle geçmişe dönük icraat-hizmet cümlelerine ilgisiz davranacak, sayılara-verilere fazla itibar etmeyecek. Vatandaş bu seçim hal-gidişat ve söze bakacak. Kalbine değen sözü kim söylüyorsa, geleceğe umutla bakmasını sağlayacak ışıltılı cümleler kimden geliyorsa, yüzüne baktığı zaman hangi partilileri gönülden buluyorsa ona meyledecek.


#1 Kasım seçimi
#ak parti
#chp
#hdp
9 yıl önce