|

AK Parti tek başına iktidar olmak zorunda

Yeni Şafak
04:00 - 28/09/2015 Pazartesi
Güncelleme: 22:13 - 27/09/2015 Pazar
Diğer
Gündem
Gündem
BAYRAM KISIKLI - TÜKETİCİ VAKFI BAŞKANI


4 Eylül 2015 günü bu köşede Sn. Erol Erdoğan'ın 'AK Parti Tek Başına İktidar Olabilir mi?' başlıklı, önemli değerlendirmeler içeren bir makalesi yayımlandı. Sn. Erdoğan'ın sorduğu soruyu şöyle sormanın daha doğru olacağını düşünüyorum. AK Parti dışında bir partinin tek başına iktidar olabilmesi mümkün mü? Mümkün değil. 1991'den günümüze tüketicinin korunmasıyla iştigal eden bir Ahi Fakir olarak, seçimlerde oy kullanan herkes tüketici seçmen olduğundan, tıpkı bir mal veya hizmet satın alınacağı zaman yapıldığı gibi seçme hakkını kullanacak tüketicilerimizi bilgilendirmek için “Tüketici Politikaları Tarihi”mize göre mevcut siyasal partilerimizi değerlendirmek istiyorum.


1923-1950 TEK PARTİ DÖNEMİ

Totaliter Avrupa kopya edilmiş ve Türkiye'de Padişahlık gibi “Ebedi Şef+Milli Şef+Tek Parti CHP” iktidarı kurulmuştur. 13 milyon nüfusun % 15'i kentlerde, % 85'i köylerdedir ve köyden kente gelmek yasaktır. Avrupa gibi sanayi üretimi ile gelişmek yerine, güvenlik gerekçesiyle bin yıllık İslam kimliği, harf devrimi baltasıyla kesilip atılmış ve hızla Avrupalı gibi dış giyimle görünmek esas alınarak yöneticilere 'modern, ilerici, Batılı, güzel' ve geleneksel milli kıyafetler içindeki halka 'gerici, dindar, yobaz, çirkin' denilerek bir 'kültürel devrim' gerçekleştirilmiştir. Demokrasi ve insan hakları, direkt oy vermek, seçmenin seçim sandığına giderek, istediği partiyi seçme hakkı yoktur. İkinci Seçmen (Sadece devlet memurları ve yerel ileri gelenler tüm halk adına oy vermektedir.) sistemiyle, vatandaşın önüne seçim sandığı konulmadan seçimler yapılmakta, yalnız CHP'ye zorla oy verdirilmektedir. İletişim sadece kentlerde çok az sayıda yönetimin kontrolü ile basılan gazetelerle yapılmaktadır. Valilerin hem CHP İl Başkanı hem Belediye Başkanı olarak ithal edilen gazyağı ve şeker gibi tüketim ürünlerini sadece şehirlerde karne ile sattığı, % 15 kentlinin büyük mutluluk, 3 karaya (öküz, lastik, saban) mahkum % 85 köylünün büyük kıtlık yaşadığı tek parti yönetiminde şikayet etmek veya devletin hizmetlerini eleştirmek vatana ihanettir.


1978-1979 BAŞBAKAN ECEVİT DÖNEMİ

En basit temel insani tüketim ihtiyaçları olan akaryakıt, sigara, gazyağı, zeytinyağı, margarin, tüp gibi ürünler piyasada bulunamamıştır. Fiyatlar % 100'ün üzerinde birkaç kez artmış, aylar boyunca saatlerce kuyrukta bekleyerek ürünler satın alınmaya çalışılmıştır. Temel tüketim ürünlerini kara borsadan satın alan ve ödeme/alım güçleri azalan seçmenler Ecevit hükümetini 1979 ara seçimlerinde yönetimden uzaklaştırmıştır.


1992-2002 CHP+DSP+MHP'li Koalisyonlar Dönemi

Doğru Yol Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi, Demokratik Sol Parti, Anavatan Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi koalisyonları ülkeyi yerinde saydırmış ve adeta durdurmuştur. 1999'daki büyük deprem ülkemizin çok kötü yönetildiğini ortaya koymuştur. 2000'de 67.8 milyon nüfusun % 65'i kentlerde, % 35'i köylerdedir. 2001 büyük ekonomik krizi ile Türkiye, tüm nüfusumuza büyük küçük 66 milyon herkese 1.000 dolarlık birer bilgisayar alacak kadar bankacılık sektörü eliyle soyulmuştur. Milyonlarca vatandaş, tüketim ve ödeme güçlerini kaybetmiş ve idam ilmiği gibi banka borçları altında inim inim inleyerek imha edilmiştir. 2001'de (1991 kişi başı tüketim/alım gücü GSMH verilerine dönülmüştür.) vatandaşın tüketim/alım/ödeme güçlerinin bir günde 100'den 0'a düşmesiyle tüketici seçmenler, 3 Kasım 2002 seçimlerinde belli başlı siyasal partileri tasfiye etmiş ve AK Parti dönemini başlatmıştır.


2003-2015 Adalet ve Kalkınma Partisi AK Parti Dönemi

2002'de kişi başı tüketim/alım gücü GSMH 2.598 dolar, 1.180.127'i traktör ve 4.600.140'ı otomobil olmak üzere motorlu taşıt sayısı 8.655.170'dir. AK Parti, Menderes+Demirel+Özal'dan sonra dördüncü hizmet ve Avrupa'daki demokratik (insan/tüketici) hakları ve özgürlükleri ülkemizde kurumlaştırma dönemini başlatmıştır. AK Parti, Atatürk'ün modernleşme 'kültürel devrim' projesinin, AB ile bütünleşerek 'ekonomik, sosyal ve teknik devrim' boyutunu 'sessiz devrimler' ile tamamlamaktadır. Artık devlet değil insan kutsaldır ve insan devlet için değil, devlet insan içindir. Demokratik haklar, tüketici/insan hakları mevzuatları AB gibi kurumlaştırılarak, gardiyan Türkiye Cumhuriyeti Devleti, vatandaşlara sürekli hizmet için yapılandırılmış ve hizmetçi devlet olmuştur. Almanya+Fransa+İngiltere'deki gibi haklarla donatılmış AB Tüketici Hakları Direktifi, AK Parti sayesinde Yeni Tüketici Kanunu ile Türkiye'de kurumlaştırılmış, tüm insani tüketim alanlarına yasal haklar getirilmiş, güçsüz, hiçbir hakkı olmadığı için hak arama yolları olmayan ve sadece görevleri olan yurttaş yerine; güçlü, hak arama yolları ve haklarla donatılmış, soran, sorgulayan, hakkını arayan ve kendini ezdirmeyen vatandaş, demokratik sistemin özgür bir bireyi ve mutlu olması gereken (kutsal insan) tüketicileri dönemi başlamıştır.


“Tüketici Politikaları Tarihi”mize göre 78 milyon tüketicilerimize en faydalı dönem, AK Parti dönemidir. Gelmiş geçmiş hükümetler içinde hizmet anlamında en büyük performansı AK Parti göstermiştir. Türkiye'yi kalkındıracak ve yoksulluğu yok edecek tecrübeli kadrolara AK Parti sahiptir. Tüketicilerin tüketim/alım/ödeme gücünü 25.000 dolara çıkaracak AK Parti'den başka siyasal kuruluş yoktur. Bu nedenle AK Parti, ev ödevini iyi yaparak yeniden güçlenmek ve tek başına iktidar olmak zorundadır.




#Demokratik Sol Parti
#Anavatan Partisi
#Milliyetçi Hareket Partisi
9 yıl önce