|

AK Parti'nin güvenlik gündemi

1 Kasım seçimlerinden AK Parti'nin zaferle çıkmasından sonra güvenlik alanında şüphesiz meşakkatli ve dinamik geçecek günlerin yaklaştığını tahmin etmek zor değil.

Yeni Şafak
04:00 - 15/11/2015 Pazar
Güncelleme: 01:10 - 15/11/2015 Pazar
Yeni Şafak
Gündem
Gündem
Sertaç Canalp KORKMAZ

Stratejist


Suruç'taki DAEŞ saldırısından sonra PKK'nın 2 polisimizi evlerinde şehit etmesiyle çözüm sürecini noktalaması ve akabinde başlattığı terör saldırıları, sınırlarımız ötesinde bulunan ama sınırlarımız içerisinde de önemli bir tehdit konumuna ulaşan DAEŞ terörü gibi tehditler Türkiye açısından öncelikli gündem maddeleridir. Suriye'nin geleceği ise hem dış politika hem de güvenlik alanında Türkiye açısından temel mesele olmaya devam edecektir. Özellikle PKK ve DAEŞ terörü gibi konular, üzerinde çokça tartışılmayı ve hem taktik hem de stratejik düzeyde mücadele planına sahip olmaya gerektirmektedir. Bu sorunlarla mücadele sürecinde atılacak adımlar hem Türkiye'nin önümüzdeki 4 yılının nasıl geçeceğini hem de 2023 hedeflerine yaklaşıp/yaklaşamayacağını da gösterecektir.



EYLEM PLANI HAZIRLANMALI


PKK ile devam eden mücadele sürecine ara verilmemesi ve çözüm sürecinin devam etmesi durumunda askerin kışlaya, polisin de karakola çekilmemesi önemlidir. PKK'nın çözüm sürecini silah yığınağı ve eleman kazanma süreci olarak gördüğünü Temmuz ayından bu yana ülke olarak acı bir şekilde tecrübe ettik. Çözüm sürecinde örgütün yaptığı silah yığınağının ve eleman devşirme faaliyetlerinin göz ardı edilmesi Türkiye açısından hem insani hem de ekonomik açıdan pek çok kaybı beraberinde getirmiştir. Verilen şehitler ve yaşanan sivil kayıplar ise yaşanan sürecin en acı yansımasıdır. 30 yılı aşan terörle mücadele sürecine sahip olan bir ülkenin terörle mücadelesini teröristle mücadeleden terörizmle mücadeleye taşıyamamış olması ciddi bir eksikliktir. Geçmişten dersler çıkararak kısa, orta ve uzun vadeli hedefler içeren bir terörle mücadele eylem planının oluşturulması önemlidir.



PARALEL YAPI İLE KARARLI MÜCADELE


Türkiye'nin PKK ve DAEŞ gibi tehditlerle mücadelesinde toplumsal destek kazanması, bu mücadele süreçlerinde başarıya ulaşmasını da beraberinde getirebilecektir. Çünkü teröristle mücadele her ne kadar sınırlı bir çevre ile gerçekleştiriliyor olsa da, terörizmle mücadele toplumsal seviyede desteğe ihtiyaç duymaktadır. Ayrıca Şubat 2012'de MİT kriziyle ortaya çıkan ve “devlet içinde devlet” olarak adlandırılan paralel yapılanmaya karşı mücadelenin de kararlılıkla sürdürülmesi önemlidir. Devlet kadrolarında bu yapıya mensup kişiler elde ettiği ayrıcalıklardan mahrum kalacakları için medya üzerinden yoğun bir muhalefet ve direniş sergilemektedir. Bu kadroların İç Güvenlik Paketi gibi reform paketinden rahatsızlık duyması ve karşı çıkması güvenlik alanında reform yapmanın doğası gereği ve statükolarını kaybedecekleri için normaldir. Normal olmayan şey ise kanunlar tarafından kendilerine verilen yetkilerin dışına çıkıp, kamu yararına aykırı şekilde hareket ederek devletin diğer güvenlik kurumlarını ve üst-düzey bürokrasisini hedef almaları ve yıpratmalarıdır.



MODERN GÜVENLİK AĞI KURULMALI


Suruç saldırısı sonrası tekrardan gündeme gelen sınır güvenliği konusu, Türkiye gibi Afro-Avrasya coğrafyasının kalbinde bulunan ve enerji nakil hatları ile göçmen trafiğinin kesişme noktasında olan bir ülke için daha da önemli hale gelmektedir. Suriye'de devam eden iç savaş hali nedeniyle Türkiye'nin sınır güvenliğini her ne kadar tek çatı altında kurumsallaştırmak zor bir işlem olsa da, bu yönde adımların atılarak sivil ve AB ile uyumlu bir sınır güvenliği konseptinin geliştirilmesi ve modern bir güvenlik ağının kurulması elzemdir. Çünkü 21. yüzyılda sınırların taşımış olduğu anlam önceki yüzyılların çok ötesindedir. Her ne kadar sınırların küreselleşme gibi unsurlarla şeffaflaştığı tartışılsa da, kriz coğrafyalarında sınırların sosyo-kültürel, ekonomik ve askeri açıdan hala sert bir güvenlik paradigmasına sahip olduğunu ifade etmek gerekiyor.



KURUMSAL ALAN KURGULANMALI


Geldiğimiz noktada Türkiye'nin artık savunma ve güvenlik alanlarında yeni bir kurumsal yapılanmaya kendi kültürel birikimi doğrultusunda geçmesi gerektiğini de belirtmek gerekiyor. ABD'deki İç Güvenlik Bakanlığı benzeri bir yapı kurularak polis, jandarma ve sınır güvenliği faaliyetlerinin tek çatı altında faaliyet gösterebilmesi; kurumları arası bilgi paylaşımını öne çıkaran, hesapverebilir, şeffaf ve insan merkezli bir güvenlik yapılanmasına geçiş Türkiye'nin geçen 13 senede mesafe aldığı demokratikleşme sürecinin korunmasının ve ileri taşınmasının teminatı olacaktır.


#1 Kasım seçimleri
#pkk
#daeş
#güvenlik sorunu
8 yıl önce