|

AK Parti’nin yeni mücadelesi: Gelenek kurmak

Son bir kaç yüzyıllık derin hafıza kaybı gelenek kurmak, geleneği yenilemek ve sürdürmek, hatta gelenek icadına girişme cehdini kaybettirmiştir. Gelenek bir anlamda taşınan hafıza demektir. Geleneğin ilk önce statiklik olarak yaftalanıp hedefe konması, bize büyük kayıp yaşatan bir süreci de beraberinde getirmiştir.

Yeni Şafak ve
04:00 - 24/01/2016 Pazar
Güncelleme: 22:49 - 23/01/2016 Cumartesi
Yeni Şafak
Gündem
Gündem
Murat EROL - Yazar


Modernleşme süreci bir gelenekten kopuş süreci değildir sadece; aynı zamanda kavramsal olarak gelenek kurma iradesinden de kopmadır. Sembolleri işleyen ve bunlar üzerinden gelenekler kurmaya çalışan Batı'nın modernleşme yönelimi ile, Türkiye'deki modernleşme farklı mecrada yer almıştır. Türkiye'nin tercih ettiği yön, işin garibi Batı tarafından da teşvik edilmiştir. Büyük geleneklerle bağ kurma adına eski çağ kültürleri ile bir şekilde buluşmalar tertip eden Batılılar, kendi milletlerinin hafızasını reel olanın dışına bile taşıyabilmiştir. Bizde ise hafıza konusunda büyük bir silme harekatı ortaya çıkarken, birer birer bütün geçmiş semboller ve kurumlar bir ölüm kalım savaşı yürütülmüştür.



CUMHURİYETİN GELENEK SORUNSALI


Türkiye'nin son yüzyılda gelenekle kurduğu bağ kesintisiz bir kopma hali şeklindedir. Gelenek kavramı ile kurduğumuz bağ bizde eski olanla hemhal olma zorunluluğu olarak algılandıkça bu kopma hali mütemadiyen devam edecek. Türkiye'de devlet ve siyaset bu kopma hali üzerinden yürümeyi tercih ederken, bir kopuş geleneği kuracağından muhtemelen habersizdi.


Büyük gelenekler ile bağını koparan Türk siyaseti bir şekilde kendisini gelenek icatları üzerinden kurgulamaya ve bunun üzerinden devamlılığını sağlamaya tevessül etmiştir. Geleneğin olmadığı yerde gelenek icadı günü birlik temelsiz ihtiyaçların maddi ve manevi anlamda doyurulmasından ötede bir anlam taşımaz.


Türkiye, Cumhuriyet tarihi boyunca gelenek yıkmak, gelenekten kopmak ve gelenek icad etmek arasında döndü durdu. Bugün gelinen noktada Türkiye siyasetten devlet idaresine, toplumsal yapılanma biçiminden iktisadi düzenine kadar bir eşikte bulunmaktadır.



DEĞİŞİMDEN SİSTEM KURMAYA


AK Parti'nin uzun iktidar dönemlerinin bu çerçeveden de değerlendirilmesi gerekiyor. AK Parti sürecinin geldiği aşama, insan kaynağı bağlamında bir değişimin kapısını aralamak ile bir sistem kurmak arasında bir noktadır. Bu aşama insan kaynağının, istenilen özellikleri taşıması veya taşımayacak olması bağlamında bir tercihi de içermektedir. Sistem kurmak, paradigmal çerçevede nereye gidileceğine dair bir rota da belirlemektir aynı zamanda. Üstelik bir sistem kurmak ve gelenek kurmak insan kaynağının da doğal yönelimini ortaya koymaktır. Uzun zaman öncelenen insan kaynağındaki yenilenme politikasının bugün geldiği durum, sistem kurmak ve gelenekle bağ kurmak zorunluluğunu ortaya koymuştur.



AK Parti'nin, bütün geçmiş siyaset tecrübelere atıflarına rağmen doğrudan yararlandığı bir siyaset geleneğinin olmadığını belirtmek gerekiyor. Kendini muhafazakar olarak niteleyerek merkezi tutma anlamında bir meşruiyet kazanmayı, dini değerler ve özgürlükler bağlamında bir siyaset ortaya koyması dindar kitleyi domine etmek için bir motivasyon sağlamayı ve son olarak Avrupa Birliği politikaları ile Batıcı çevreleri kendi siyasal sürecine eklemlemeyi başarmıştır. Özellikle son üç beş yılda Ak Parti merkezli olduğu anlaşılan kök yönündeki hareketlenmelerin, aslında bir gelenek arkeolojisi türünde çalışmalar olduğu söylenebilecektir. Ancak diğer yandan arkeolojik çalışmaların bitmiş bir tarihselliği keşif olduğu düşünüldüğünde, bugün AK Parti kök değerlerin bugün yaşayan unsurları ile kurduğu temas, bu yönde geliştirdiği söylemler ve atıfları ile kök değerlere yaslanma çabasına girişmiştir.


Milli Görüş'e yaslanan damar kadar Menderes ve Özal çizgisini de yüklenen bir damar var AK Parti'de. Bu siyasal pragmatik yönelimlerin dışında gerçekleşen bu kök kurma ve bulma arayışının son dönemde daha çok entelektüel ve fikrî yönde tezahür ettiğini söyleyebiliriz.



İLK AŞAMA GEÇİLDİ


AK Parti'nin sonradan ortaya çıkan arayışı aslında bir gelenek kurması için büyük bir imkan da sağlamaktadır. Siyasal olarak kendisini var olan bir ideoloji üzerinden konumlandırmamasına rağmen, muhafazakar, değişimci, ilerlemeci bir hareket olarak, kendine özgü siyasal geleneğin inşasında ilk aşamayı geçmiş bulunmaktadır. CHP'nin karma ideolojik yapısı, milliyetçiliği ulusalcılığa, sosyalizmi sosyal demokrasiye dönüştürürken aslında kendine mahsus bir geleneği de kurmuş oluyordu. Son yıllarda AK Parti'nin insan kaynağı ile değil daha çok siyasal gelenek kurmaya dönük hamleleri ile kalıcı olacağı ortaya çıkmıştır. Bugün reformların yoğun dillendirildiği bir dönemde, AK Partili hükümetin daha çok sisteme ilişkin konuları öncelemesi, belli konuların kadro değişimi ve insan kaynağı yönetiminden ziyade, sistem kurmakla çözülebileceğini düşünmesinden kaynaklanıyor diyebiliriz. Bu da aslında hem orta ve uzun vadede icraatların başarısını, yine uzun vadede gelenek kuracak hamleleri içermektedir.



PARADİGMA TERCİHİNE DOĞRU


Netice olarak bir kaç tür gelenek sıkıntısı ile karşı karşıyayız.


Birincisi büyük gelenekle irtibat kurup kurmama, ikincisi de gelenek kurucu beceriye sahip olup olmama durumudur. Birincisi ile ikincisi arasındaki sıkı irtibat bize, paradigma tercihimizin bir yol tercihi olduğunu da gösterecektir. AB yörüngesindeki değişim ve reformların bir yere kadar içeriyi domine edeceğinde, yine bir yere kadar belli konularda manivela etkisi sağlayacağında kuşku yok. Ancak bu yere vardığımızda ne olacağı konusunda ise verilecek bir cevabın olmadığını görmekteyiz. O cevap tam da paradigma tercihi ile ilgili bir durumdur.



Paradigmal anlamda gelenekle irtibat kurmak kadar, yerleşik siyaseti gelenekler çerçevesinde dönüştürmek birbiriyle bağlantılı okunabileceği gibi, bağımsız da okunabilir. Bağımsız bir okuma bize Kemalist siyaset geleneğinin oluşum şekli gibi bir eklektik durumu çıkarabilir. Aksi durum ise tarihî birikim ve sorumluluklar çerçevesinde yeniden yol almak olacaktır. Türkiye işte bu eşiktedir son yıllarda.




#Paradigma
#AK Parti
#Milli Görüş
#Modernleşme süreci
8 yıl önce