|

Aslanlar tarih yazmaya başlarsa

“Aslanlar kendi tarihçilerini yetiştireceği güne dek, hikayeler hep avcıların kahramanlık öykülerini anlatacak” diyor bir Afrika atasözü. Tarihi aslanlarla beraber avcılar yapar ama onu kimin yazdığı da en az o kadar önemli değil midir? Ne de olsa tarihten herkesin alacağı ders başka başkadır...

Yeni Şafak ve
04:00 - 12/11/2016 Cumartesi
Güncelleme: 19:37 - 11/11/2016 Cuma
Yeni Şafak
YAKUP KOCAMAN


Tarihçi David Fromkin'in, ABD'nin Irak'ı işgali üzerine 2003 yılında kaleme aldığı, New York Times gazetesinde yayınlanan makalesinin başlığı ilginçti: “Dünya; hâlâ daha Osmanlı'nın hayaleti tarafından kovalanan dünya”. Fromkin, Sykes-Picot anlaşmasını 'tüm barışları bitiren bir barış' olarak tanımlıyordu. Öyle ya, Ortadoğu, Balkanlar ve Kuzey Afrika'yı, tüm inişleri ve çıkışlarına rağmen 400 yıl boyunca huzur içinde yönetmiş olan Osmanlı Barışını (Pax Ottomana) bitiren bu meş'um anlaşma, şimdi, herkes tarafından horlansa da, yol açtığı sancılar, milyonlarca masum insanın bugün Suriye ve Irak başta olmak üzere tüm Ortadoğu coğrafyasında hayatlarını kaybetmesine ve hayattakilerin de ızdırap çekmesine engel olamıyor.



100 YILLIK PARANTEZ



16 Mayıs 2016 günü herkes için sıradan bir gün olarak kayıtlara geçti ama Türkiye açısından hiç de öyle değildi. Çünkü tarihin tozlu gramafonuna takılı kalmış plak, o günden geriye 36 bin 500 gün sarılsa; kir, kan ve ihanet lekeleriyle dolu 100 yıllık bir parantezin açılış gününde kullanılan iki kalemin hışırtılarından çıkan boğuk sesleri yankılıyor olurdu: Sykes-Picot Anlaşması.



Peki nereden çıkmıştı bu Sykes-Picot anlaşması, Mark Sykes (Sayks) kimdi, George Picot (Piko) kimdi? Neden biri İngiltere adına, diğeri de Fransa adına o günkü Türkiye topraklarını paylaşmakla görevlendirilmişlerdi? Sadece işbirliği yapan değil aynı zamanda birbiriyle kıran kırana mücadele eden bu diplomatların, uluslararası siyasetin merkezine yükselmesini sağlayan sosyo-politik kariyer öyküleri nasıldı, perde arkasında geliştirdikleri siyasi ve diplomatik örgü nasıl işliyordu?



İngiliz tarih araştırmacısı James Barr tarafından kaleme alınan “Kırmızı Çizgi: Paylaşılamayan Toprakların Yakın Tarihi” isimli kitap, İngiltere-Fransa arasında akt edilen Sykes-Picot anlaşması ve bu iki şahıs özelinde, bütün bir Ortadoğu yakın tarihinin 30-40 yıllık bölümüne çarpıcı bir bakış açısı atmamıza imkan veriyor. Birinci dünya savaşının patlak verdiği 1914 sonrasında, yedi düvel olarak da anılan İngiltere, Fransa, Almanya, Rusya, Avustura, ABD, İtalya tarafından kendisine biçilen rolü asla kabullenmemişti Osmanlı devleti... Ağır yenilgiler alsa da içinde hâlâ kızgın korlar taşıyor, üst üste geliştirdiği savunmalarla ve ataklarla herkesi şaşırtıyordu.



Çok uzun bir aradan sonra ilk kez, 29 Nisan 2016'da, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı'nın öncülük etmesiyle 100. yılı kutlanan Kut'ul Amare zaferinin anlamını görmek mümkün bu kitapta. Bunun da ötesinde, İngilizlerin, genç diplomat Mark Sykes'ın başbakan Churchill'e yazdığı mektupta önerdiği gibi, önce İskenderun körfezini işgal etmeyi planlamışken neden birden bire fikir değiştirip, doğrudan İstanbul'a yani Gelibolu'ya yöneldikleri, payitahtı ele geçirmek istedikleri de sorgulanıyor. 1915 Çanakkale savaşında ağır bir yenilgiye uğrayarak şoke olmuşlardı, evet. Ama bir yıl sonra, 29 Nisan 1916'da, 8 bin kişilik İngiliz ordusu, bugünkü Bağdat'ın 160 kilometre güneyindeki Kut kasabasında Osmanlı ordusuna bir kez daha yenilmişti. Peki İngilizlerin Çanakkale'den sonra Kut'ta aldığı bu acı ders ile bir yıl sonra, 1917'de, Filistin topraklarında bir İsrail Krallığı kurulacağını ilan etmeleri arasında ne gibi bir ilişki vardı?



İngilizlerin Osmanlı'ya karşı kışkırttığı Şerif Hüseyin'e vaad ettikleri şeyin aslında çölde bir seraptan başka birşey olmadığını bizzat itiraf eden diplomatların öyküsünü okumak hayli ilginç. Süveyş kanalıyla beraber bütün bir Arap dünyasını kontrol etmek ve Fransızların Lübnan, Suriye ve Filistin üzerindeki bitmek bilmeyen isteklerine gem vurmak için Siyonizmin nasıl da ateşlediklerini görmek de öyle... ABD'deki Yahudi lobilerini yanlarına çekebilmek için ABD ve Fransa'yı atlatmak adına hangi taktik adımların atıldığını izlemek şaşkınlık veriyor.



Yine de, Fransız diplomat Picot ile onun babasının da dahil olduğu, Fransa'nın sömürgecilik hayallerinin ete kemiğe bürünmüş hali olan Comite de l'Asie Française'nin (Fransız Asya Komitesi), Ortadoğu ve Anadolu coğrafyası üzerindeki hak iddialarını, 700 yıl önce olmuş bitmiş Haçlı savaşlarına dayandırmalarına fazla şaşırmamak gerekiyor. Çünkü, Sultan II. Abdülhamid Han'ı ısrarla Kızıl Sultan olarak niteleme adetini başlatanın da o komiteden başkası olmadığını öğreniyoruz kitaptan.



OSMANLI'NIN PAYLAŞIMI



Osmanlı sultanının dünyadaki tüm Müslümanlara yaptığı cihat çağrısının, o tarihte sömürü altında tuttuğu coğrafyalarda yaşamakta olan 100 milyon Müslüman vatandaş üzerinde meydana getireceği etkiden korkan İngiltere'nin nasıl bir strateji takip ettiği çok önemliydi. Belki de bu ve bununla beraber birçok neden, Osmanlı topraklarının paylaşımında birbirine düşmüş İngilizler'i ve Fransızlar'ı aynı masaya oturtan şeylerdi.



Gizliliği 2007'de kaldırılmış tarihi belgeler arasında anlamlı bir mekik dokuma işçiliğine dayanarak yazılan kitap, Osmanlı topraklarının paylaşımı için birbiriyle kâh sürtüşen kâh anlaşan İngiltere ve Fransa arasındaki diplomatik savaşın adeta içini dışına döküyor.



Barr, bu kitabıyla, tarihi, gazetecilik heyecanı katarak anlatmanın ne kadar da iyi bir fikir olduğunu ispat ediyor. Gazeteci kökenli tarihçi, tarih okumalarını çoğu zaman sıkıcı hale getiren, takvimdeki günlerden ve kişilikleri belli belirsiz isimlerden oluşan bir dil kullanmıyor; aksine, tarihin akışında izleri bulunan karakterleri, aile hayatlarıyla ve psikolojik halleriyle birer gerçek insan olarak ele alıyor, canlı bir anlatım sergiliyor.



ABD'li siyahi lider Martin Luther King'in “tarihi biz yazmıyoruz, biz tarihin sonuçlarıyız” sözü belki başka milletlerin tarihi için geçerli bir yargı olabilir, ancak bu sözün bizim tarihimize açıklık kazandırması pek mümkün görünmüyor. Belki de artık avcıların değil aslanların kaleme alacağı bir tarih yazımının ve yapımının zamanı gelmiştir...





• • •


Kırmızı Çizgi


James Barr


Pegasus Yayınları


Çevirmen: Ekin Can Göksoy


Eylül 2016


488 sayfa



#David Fromkin
#Osmanlı
#Kırmızı Çizgi
#James Barr
7 yıl önce