Enerjik, özgün, duygusal, evrensel… Saharut Çölü’nden dünyaya seslenen Anna RF, kendine has tarzı, müzikle birleştiriyor ve lezzetli bir müzik seyri sunuyor. Dünyanın birçok yerini keşfe çıkıp doğuyla batı ezgilerini oryantal ve modern enstrümanlar, analog ve dijital seslerle birleştirip kendi özgün tarzlarından ortak bir his oluşturuyorlar. Geçtiğimiz yıllarda birçok kez İstanbul’da sahne alan grubun Türkiye’de de geniş bir hayran kitlesi var. Müzikseverlerle sıkı bir bağ kuran Anna RF, 2 Aralık Cumartesi akşamı Salon İksv sahnesinde seyirciyle buluşacak. Kabak kemane, klarnet, def ve klasik gitar ile üretilebilecek en tanıdık ritimleriyle muhteşem bir konser sunacak. Roy Smila, Ofir j.Rock ve Or Raveh, konser öncesi sorularımızı yanıtladı…
Ofir R.: Müziğimizin arkasındaki filozofinin özeti, aslında ismimizde saklı. Grubumuzun ismi hem ‘biliyorum’ hem de ‘bilmiyorum’ anlamına geliyor. Hiçbir şey bilmeden, bir şeye inanmadan taze gözlerle insanlara ve yerlere bakıldığında tüm yerlerin, kültürlerin ve insanların güzelliğinin görülebileceğine inanıyoruz.
Ofir R.: Bunun evrensel bir hareket olduğuna inanıyoruz. İnsanlar bilgiye çok kolay ulaşabiliyor. Haliyle Doğudaki de bilgiye Batıdaki kadar ulaşabiliyor.