|

Bir iktisatçıdan dünyalık kılavuz

Türkçedeki ilk baskısı 1990 yılında Mustafa Özel’in ödüllü çevirisiyle yayınlanan E. F. Schumacher’in muhalled eseri Aklıkarışıklar İçin Kılavuz yeni baskısıyla Küre Yayınları arasında yeniden raflarda.

Yeni Şafak ve
04:00 - 8/06/2016 Çarşamba
Güncelleme: 20:13 - 7/06/2016 Salı
Yeni Şafak
SABRİ AKGÖNÜL


Aklıkarışıklar İçin Kılavuz daha ilk cümlesinden sizi kıskıvrak yakalar. İnsanın ekonomik ve maddî arzusu insanlığın başına türlü çoraplar örünce bir mahkeme kuruldu derhal. İlginç olan şu ki mahkemede Hakim Bey yoktu, hem davacı hem davalı olan insanlık idi. Mübaşir ise kimi önce çağıracağını şaşırmış bir vaziyette çığırtıyordu sadece. Ama sanık sandalyesinde oturanlar belliydi: Kapitalizm ve ikiz kardeşi Modernizm. Mahkemenin tuhaflığını fark eden Schumacher kırılmanın yaşandığı zamanlara yani Aklın ilkelerinin yeniden tayin edildiği 17. asra dönüp her şeyi en baştan ele aldı.



Kitap, yazarın bir gezi sırasında elinde tuttuğu haritanın varolan bazı yerleri göstermediğini fark etmesiyle başlıyor. Bulunduğu mahalde birkaç kallavi kilise olmasına rağmen bunların niçin haritada yer almadığını sorduğunda gezi rehberinden şu cevabı alır: “Biz haritalarımızda yaşayan [ibadete açık] kiliseleri göstermeyiz.” O an önünde açıkça seçebildiği birçok şeyi göstermeyen haritanın sadece elindeki harita olmadığını düşünür Schumacher ve eğitim hayatınca kendisine sunulan bilgi haritalarının güvenilirliğini sorgulamaya başlar. “İdrâkimin sıhhatinden şüphe etmeyi bırakıp, haritaların doğruluğundan şüphe etmeye başlayıncaya kadar sürdü bu.”



Bu haritaların toplumsal projesi konformist çizgilerle ve faydacı renklerle çizilmişti. Herhangi bir şeyin haritada kendisine yer bulabilmesi için mutlak surette insanın konforuna hizmet etmeliydi. “Modern materyalist bilimcilik (scientism) tarafından üretilen haritalar, gerçekten ehemmiyeti olan bütün soruları cevapsız bırakmaktadırlar. Daha kötüsü, mümkün bir cevaba götürecek bir yol bile göstermemekteler: soruların geçerliliğini inkâr ediyorlar. Yarım yüzyıl önce, benim gençlik dönemlerimde durum yeterince vahim idi; şimdi daha da kötü, zira bilimsel yöntemin bütün konulara ve disiplinlere her gün daha şiddetli uygulanması kadim bilginin (hikmetin) son artıklarını bile tahrip etti.” Materyalist bilimciliğin ürettiği ve faydacı anlayışın beslediği bu harita kutsal olanı, kadim birikimi görüş alanının dışına iter. Yerine bireyciliği, indirgemeciliği, şüpheden arî bir akılcılığı ikame eder. “[Eldeki haritaların] ne gösterdiğini daha çok anladıkça ve göstermediklerinin yokluğuna alıştıkça daha aklıkarışık, mutsuz ve sinik olduğumuz şaşırtıcı değil.”



Ahval böyleyken hâlihazırdaki haritada ısrar etmenin mevcut akılkarışıklığını derinleştirmekten başka işe yaramayacağı ortada. Schumacher bize yeni bir harita çizer ve bu haritanın entelektüel zeminini İslâm, Hıristiyanlık, Yahudilik, Çin ve Hint öğretileri gibi dinî geleneklerden istifade ederek oluşturur. Kitabının başlığı, 12. yüzyılın Endülüslü âlimi İbn Meymûn'un meşhur risalesi Delâletü'l-hâ'irîn'den mülhem.



ESKİ HÂL MUHAL; YA YENİ HÂL YA İZMİHLAL


Dünyaya bakmanın dolaysız hiçbir yolu yoktur; şeylerin nerede ve nasıl mevzilendiğini gösteren bir haritayla bakıldığında dünya bize kendini bir bütün olarak gösterir. Bu haritada atlayamayacağımız yahut atladığımızda bizi şaşkın bırakan sınır işaretleri bulunmalıdır. “Harita-yapma felsefenin bütünü değildir, tıpkı bir harita veya kılavuzun coğrafyanın bütünü olmadığı gibi. Sadece bir başlangıçtır o –bugün insanlar 'Bütün bunlar ne demek?' diye sordukları zaman yokluğu anlaşılan başlangıç. Benim haritam veya kılavuzum dört Büyük Hakikat'in kabulüne dayandırılmıştır: nerede bulunursanız bulunun görebileceğiniz kadar göze çarpan, her yanı kaplayan işaretler gibi; eğer onları iyi tanırsanız, onlar sayesinde her zaman yerinizi bulabilirsiniz, ama tanıyamazsanız, kayboldunuz gitti.”



Schumacher'in Kılavuz'u 'İnsanın dünyada yaşadığı' hakkındadır. Tek tırnak içine alınan bu ifade dört maddeyi (yazara göre mevcut haritaların küçümsediği Dört Büyük Hakikati) irdelememiz gerektiğini bize hatırlatır: i) 'Dünya'; ii) 'İnsan' –ki bu soruşturma bize insanın 'dünya'yı karşılama donanımı hakkında bilgi verecektir; iii) 'İnsanın dünya hakkında bilgi edinme yolu'; iv) Bu dünyada 'yaşama'nın ne anlama geldiği.



'Dünya' hakkındaki Büyük Hakikat madde, bitki, hayvan ve insan şeklinde görünen dört varlık düzeyi arasında oluşan hiyerarşik bir yapıdır. Kitabın 2. ve 3. bölümleri bu dört varlık düzeyi arasındaki farklılıkları ve ilişkileri inceler. Bu düzeylerde Madde ile bitki arasında “hayat”, bitki ile hayvan arasında “şuur”, insan ile hayvan arasında ise “kendinin-farkında-olma” farklarına dayanarak maddeden insana bir manevîleşme seyri çizilir. İnsan yahut İnsanın 'dünya'yı bilme donanımı, 4. ve 5. bölümlerde incelenir. Schumacher burada saf aklın ışığının yolu nereye kadar gösterdiğini irdeler; esas ilkesi 'yeterlilik' ilkesidir.



BİLGİNİN DÖRT ALANI


Kitabın müteakip dört bölümü Schumacher'in haritasında yer alan üçüncü Büyük Hakikate, yani insanın bilgilenme yollarına dairdir. Mevcut modern (daha doğrusu Kartezyen) haritanın eksikliğiyle hesaplaşılır. Bu hakikati anlatmak için yazar 'bilginin Dört Alanı'nı tartışır. İlki, 'kendini bilme' alanıdır; insanın kendi iç dünyasını bilmesi. İkincisi, insan dışındaki varlıkların iç dünyalarında neler olup bittiğine dair bilgidir. Bu alana yalnızca birinci bilgi alanını kat ederek varılabilir; zira insan, benliğini aracı kılmadan kendi dışındaki hiçbir şeye vakıf olamaz. Üçüncüsü, insanın yapıp ettiklerinin öteki tarafından nasıl değerlendirildiğinin bilgisidir. Dördüncüsü ise, mahsusatın bilgisidir; duyularımıza hitap eden eşyanın [şeylerin] bilgisi.



Schumacher'in haritasındaki dördüncü Büyük Hakikat iki tip problemi birbirinden ayırır: 'yakınsayan problem' [çözülebilir sorunlar] ve 'ıraksayan problem' [nihaî çözüme kavuşturulması mümkün olmayan sorunlar]. Iraksayan problemler çözümsüz kalmaz ama tüm zamanlara uygulanabilir bir çözümler zümresine de sahip değildir: “Bu yüzden mantıkî aklımız bu problemlerden hoşlanmaz, onları çözme endişemiz kendimiz hakkında bilgiden külliyen yoksun oluşumuzdan kaynaklanmaktadır.” Iraksayan problemler aşk, merhamet, mistik katılım, adalet, eşitlik gibi yüksek kademedeki güçlerin dahil olması ile uzaklaştırılabilir.



Akla güvenen ve yeni bir kılavuz öneren Schumacher uyarır: Açıkça anlaşılsın ki harita veya kılavuz sorunları 'çözmez' ve gizemleri 'izah etmez'; sadece onları teşhis etmemize yardımcı olur.







• • •


Aklıkarışıklar İçin Kılavuz


E. F. Schumacher


Çev.: Mustafa Özel


Küre Yayınları


2016


169 sayfa




#Mustafa Özel
#E. F. Schumacher
8 yıl önce