|

Bu yol kıldan ince kılıçtan keskindir

Mehmet Fatih Çıtlak imzalı “Ben Dervişim Diyene” kitabı Sufi Kitap’tan okuyucusuna sunuldu. Çıtlak, kitabında kıldan ince kılıçtan keskin sıratda evler yapabilmek için bu dünyada gidilmesi gereken dervişlik yolunu anlatıyor.

Yeni Şafak
14:07 - 12/08/2015 Wednesday
Güncelleme: 11:08 - 22/09/2015 Tuesday
Yeni Şafak
AYŞE SEVİM


Sufi yayınlarından Mehmet Fatih Çıtlak imzalı yeni bir kitap çıktı. Kitabın ismi “Ben Dervişim Diyene”. Kitap Çıtlak'ın diğer eserleri gibi tasavvufla ilgili. Yazarın “Aşkın Bir Noktası” isimli bir önceki kitabını okuyanlar “Ben Dervişim Diyene” kitabından daha fazla nasiplenecek gibi. Yazarın her kitabı elbette tek başına da okunabilir ama yayınlanış sırasını gözetip kitapları okuduğunuzda bir bağlantı olduğunu seziyorsunuz. Örneğin “Aşkın Bir Noktasında” zahirle batının, kalple aklın, tarikatla şeriatın birlikteliğine, seyr-u sülukun başının ve sonunun tevhit olduğuna yani her şeyin aslında bir nokta olduğu gerçeğine işaret ediliyordu. Ben Dervişim Diyene isimli çalışmada ise, bu noktayı sezip bu yola baş koyan dervişe sesleniliyor. Kitabı okuduğunuzda tasavvufun romantik duyguları tatmin etmek için içine girilen bir kurum olmadığını gayet iyi anlıyorsunuz. Okul zor, müfredat hassas, kaideler kesin… Var olan sistemi “kendince değiştirmenin, söz dinlememenin” cezası da oldukça ağır.


Kitapta, usûlü dervişlere tâlim etmek için – yani okula başlamış öğrenciye okulun kurallarını anlatmak için- iki risalenin şerhi bulunuyor. Mürşid-i Dervîşân ve Terbiyenâme isimlerini taşıyan bu risâlelerin sâhipleri 18. asırda Osmanlı payitahtında mürîdlerini irşad ve terbiye eden iki mübarek zât, Hz. Pîr Muhammed Nûreddîn Cerrâhî(ks) ve Şeyh Mehmed Sâdık Erzincanî Nakşbendî(ks). Kitapta bu iki mübarek zat hakkında da bilgiler mevcut. Kitabın arka kapağında da bu iki risale için “cemal vasfıyla” yazıldığından bahsetmiş.



DERVİŞİM DİYEN OKUSUN


Çıtlak, bu kitabın muhatabının kim olduğunu da kitabın adıyla belirlemiş zaten, kitap: “Ben dervişim diyene” yazılmış. Yani çalışma bu müesseseye ihtiyaç duymayanların ilgisine sunulmuyor. Yazar var olan risaleleri kendilerine göre yorumlayıp yayanlara dur demek istemiş. Mesela risalelerde dervişlerin farz ibadetlerinden bahsedilmemesini bazı insanların, “Tasavvufta namaza gerek yoktur, tespihatı ya da şunu bunu yapmak yeterlidir” gibi yorumlamasına şiddetle karşı çıkmış Fatih Çıtlak. Burada seslenilen kişinin “derviş” olduğundan yani namazlarıyla oruçlarıyla vs alakalı vazifelerini zaten yerine getirmiş kişilerden bahsedildiğinin altını çizmiş. Risalelerde dervişlere verilen eğitimin, farzın vacibin sünnetin üzerine koyulan bir eğitim olduğunun altı sık sık çarpıcı örneklerle anlatılmış.



“Gökyüzüne baktığında yanıp sönen yıldızların yedi yüz sekiz yüz sene evvel parıldamış ışığının şu an yeni görüldüğüne bilimsel olarak inanıyorsun da mana âleminin uzak ve erişilmez zannedilen ikliminden sana bir nazarın nur ve feyzin o an aktığına niye inanmıyorsun” diyor Çıtlak. Dervişlerin bu nazara nasıl erişebileceklerini anlatan risalelerin şerhiyle de bizi çağırıyor. Dervişler kıldan ince kılıçtan keskin sırat da evler yapabilmek için bu dünyadaki kıldan ince kılıçtan keskin dervişlik yolunda yürürlermiş. “Ben Dervişim Diyene” isimli çalışmayı bu gözle okumak gerekiyor sanırım.



Kitabın künyesi:


Ben Dervişim Diyene


Mürşid-i Dervîşân ve Terbiyenâmeden


M. Fatih Çıtlak


Sufi Kitap


2015


288 sayfa



#Ben Dervişim Diyene
#Mürşid-i Dervîşân ve Terbiyenâmeden
#Sufi Kitap
9 years ago