|

Dijital politika: Siyaset 2.0

Yeni Şafak
04:00 - 4/09/2015 الجمعة
Güncelleme: 23:54 - 3/09/2015 الخميس
Yeni Şafak
Gündem
Gündem
DR. HAKKI ÖCAL


Siyaset belki de ikinci değil, 1002'nci sürümüne ulaşmış vaziyette. Fakat Barack Obama'nın ABD'nin 44'üncü başkanı seçildiği 2008 seçimleri, bizi siyasette yeni bir sürüme ulaştığımız nokta olmuştu. Obama'nın ilk kampanyasında yapılan bazı işler var ki, sadece ABD'de değil ama tüm dünyada siyaset ile Web 2.0 arasında artık bir daha çözülemeyecek bağlar kurulmasına sebep oldu.



OBAMA KAMPANYASI'NIN İNCELİKLERİ


Web 2.0 nasıl tüm dünya Internet'i için devrim olduysa, ABD'de Obama kampanyası ile temelleri atılan Siyaset 2.0 de dünya siyasetçileri için aynı potansiyele sahipti. Web 2.0'nin en önemli özelliği, Web'i “computing” platformu haline getirmesidir. Bugüne kadar masaüstünde yapabildiğimiz her türlü “computing” artık Web'e taşınmış bulunuyor. Uygulamanın kendisinin dinamik olması (yapılan computing'in konusu olan içeriğin otomatik olarak güncellenmesi), ve içeriğin collaborative olması (bir çok kaynaktan beslenmesi ve aynı anda birden fazla kullanıcının veya programın işbirliği amacıyla katkıda bulunabilmesi) gerekiyor. Bu tanımlama esas alınırsa Web 2.0 uygulamalarının “sosyal ağ” özelliği ön plana çıkıyor. Uygulamanın birden fazla kaynaktan veri ve fonksiyon çekebilmesi anlamına gelen mashup niteliğine sahip bulunması; içerdiği bilginin ayıklanması, endekslenmesi ve arandığında bulunması için kullanıcı tarafından etiketlenebilir olması anlamına tag özelliği olması; bütün kullanıcılar tarafından katkıda bulunma imkanı vermesi (user-provided content) ve bu özelliği ile birbirinin sağladığı içerikten hoşlanan kişileri bir araya getirebilmesi (topluluk/community kurma becerisi) de sayılmalı.



FACEBOOK ETKİSİ


Üç aşağı-beş yukarı Web 2.0, böyle bir şey; ve bunların hepsinin gelip dayandığı nokta online-community oluşturmak ve sosyal-ağ yapmak! Siyaset dediğiniz şey de zaten asırlardır community oluşturmak ve sosyal-ağ yapmaktan ibaret. O zamanlar Obama'nın rakibi olan Hillary Clinton'ın baş-stratejisti Mark Penn, Obama'nın Web sitesinin “Facebook” sayfasına, onu destekleyenlerin de “Facebook ahalisine” benzediğini söylüyordu. Penn bunu iltifat olsun diye söylememiş, Hillary'nin ne kadar ciddî, Obama'nın ise ne kadar gayrı ciddî olduğunu ifadeye çalışmıştı ama benzetme çok yerinde olmuştu, çünkü bu site Facebook'un üç mimarından birisi tarafından tasarlanmıştı!



EN KÜÇÜK BOŞLUK BIRAKMADILAR


Obama ekibinin Siyaset 2.0'yi tanımlamakta kullanabileceğimiz bir diğer başarısı, geleneksel medyanın göreceli öneminin azaldığını herkesten önce keşfetmesi ve bunların yerini Realclearpolitics.com ve Politico.com gibi sitelerin aldığını görmesidir. Bu ekip, Obama aleyhinde nerede çıkmış olursa olsun, bir satırlık bir haberi bile yalanlayan, düzelten veya onu başka bir açıdan göstererek üzerini örtmeye çalışan bir açıklamayı haber ajanslarına ve belli başlı gazetelere, televizyonlara, radyolara titizlikle ulaştırırken, özellikle Web'de hiç bir iddianın, hiç bir açıklamanın başıboş dolaşmasına izin vermedi. “Küçük bir Web sitesidir, kim görecek!” demeden, taranmadık ve cevap veya yorum yazılmadık blog ve YouTube videosu bırakmayan ekip, Fightthesmears.com sitesiyle bu açıklamaları tek elden duyurmaya çalıştı.



Obama lehine kurulan veya kurulması teşvik edilen blogları özellikle belirtmemiz gerekir. ABD halkının siyasal görüşlerini gazete makalelerinden değil, bunların Internet'e yansıyanlarından elde ettiğini keşfeden de Obama ekibi oldu. Bir gazetede çıkan olumlu görüş gazetenin trajı ne kadar çok da olsa, ancak o kadar kişiye ulaşıyor demektir! Kaldı ki gazetelerin etkin trajları dünyanın her tarafında sürekli düşüyor.



VİDEONUN GÜCÜNÜ KEŞFETMEK


Siyaset 2.0 adına Obama kampanyasından çıkartabileceğimiz bir diğer sonuç, Internet'in video yayma gücünü kavramaları olmalı. Obama ekibi Internet'in artık hemen hemen YouTube demek olduğunu gören ilk siyasal ekip değil elbette; ama bu gerçekten yararlanmak gerektiği şekilde yararlanan en başarılı ekip oldu. Obama ekibi, Obama ve Biden'ın hemen hemen bütün konuşmalarını izlemesi kolay parçalara bölerek mevcut bütün video dağıtım sitelerine koydular.


Seçim gezinize geleneksel medya mensuplarını davet etmekle, online yayıncıları davet etmenin sonuçlarını da bilmek ve kampanya uçağınızdan otobüsünüze, treninize ve hatta otomobillere kadar her yerde her an WiFi bulundurmak zorunda olduğunuzu ve mesela habercilerin McCain kampanyasını izlerken “saatlerce WiFi bulamamaktan yakındığını” da önemli bir Siyaset 2.0 dersi olarak kaydedelim.



Ve Siyaset 2.0'nin Obama kampanyasından çıkartacağı en büyük derse geliyoruz: siyaset daima para demektir ve öyle olmaya da devam edecek. Eğer siyasetçi olarak paranız varsa, parti olarak kasanız doluysa, gönüllüler, halk, seçmen sizin iktidara gelmeniz için kesesinin ağzını açıyorsa, kazanma ihtimaliniz çok yüksek demektir.



WEB 2.0'DAN WEB 3.0'A GEÇİŞ


Şimdi Web 3.0'dan söz ediliyor; lafı uzatmamak için sadece Siyaset 3.0'e ipucu olacak bir noktayı belirteyim:


Facebook ve Twitter'da yazdığınız mesaj, orada tam ve etkin olmalıdır. Yani ne Facebook, ne Twitter artık okuyanı alıp sizin sitenize götürecek bir araç değildir; mesajın kendisidir ve tümüdür. Okuyana verdiği-vereceği her şey orada ve sadece orada olmalıdır ki, çağımız gençliği bir mesajı tıklayarak, başka bir yere gitmek ve uzun yazılar okumak zorunda kalmasın. Bir diğer nokta, insanların size yazdığı karşılığı okumak ve karşılamak (en azından beğenmek) zorunda olmanızdır. Siyaset 3.0'ün daha derin irdelenmesi ve günümüz koşullarına nasıl uyarlanacağını ayrıntılı konuşmamız lazım.


#Barack Obama
#McCain kampanyası
#YouTube
٪d سنوات قبل