Dr. Yetişir, "metabolik cerrahi" olarak adlandırılan ve laparoskopik, yani kapalı cerrahi şeklinde de yapılabilen bu ameliyatın şişman tip 2 şeker hastaları için uygun olabildiğini söyleyerek şöyle devam etti: "Bu ameliyatların ardından yiyecekler sindirilmeden ince bağırsağın son kısmına gönderiliyor ve vücut ’çok yedin’ algısıyla sindirmeye yönelik metabolizmayı düzenlemeye başlıyor. Normal şartlarda salgılanması gereken hormonlar salgılanarak başlıca şu dört mekanizma ile kan şekeri düzenleniyor; pankreastan kan şekerini düşürmeye yarayan insülin hormonunun salgılanması artıyor. Karaciğerde şeker yapımı ve kana geçen şeker miktarı azalıyor. Kas ve yağ gibi çevresel dokularda şeker kullanımı artarak kandaki şeker oranı azalıyor. Çabuk doyma hissi vererek yemeklerle alınan besin miktarı ile şeker miktarı azalıyor. Doğru hastaya yapıldığında yüksek oranda başarı sağlanıyor."
Doç. Dr. Fahri Yetişir, şeker hastalığı ameliyatı sonrasında hap ve insülin iğnelerinin tam olarak bırakılması ya da azaltılmasının mümkün olduğunu, kan şekerinin yüksek seyretmesi nedeniyle hastanın karşılaşacağı göz, böbrek, nörolojik problemler, kalp ve damar sorunlarının da geride bırakılabildiğini ifade etti. Yetişir, "Şeker hastalığının yanında var olan şişmanlık, tansiyon yüksekliği, uyku apnesi, kolesterol yüksekliği, koroner arter hastalığı ve polikistik over sendromu gibi çoğu hastalığın ortadan kaldırılması mümkün" dedi.