Yeni yerler keşfedip insanlar tanımak ufkumuzu açar. Her gördüğümüz yenilik, hayatımızı daha güzelleştirir. Başka ülkelere gitmek istediğimizde seyahat acentalarının altını üstüne getiririz ve kendimize yeni rotalar çizeriz. Aklımızın bir köşesinde ise tek başımıza kaybolmak vardır... Kadın olarak bu her zaman zor gelmiştir ancak hayallerinin peşinden giden gezgin kadınlar artık tur gruplarıyla değil tek başlarına ya da çocuklarıyla geziyor. Özgürlüğü yollarda inşa edebilmenin tadına varan 6 gezgin kadınla Yeni Şafak Pazar Eki olarak sizler için konuştuk.
Kendini, hayat yolunun yarısından fazlasını geçmiş biri olarak tanıtan Betül Ünver’in yeni yerler keşfetme arzusu küçüklüğüne dayanıyor. Coğrafya öğretmeni olan Ünver’in meslek seçiminde de bu keşif duygusunun etkisi var. Avrupa’yı ve Akdeniz kıyılarını ailesiyle gezen Ünver, daha sonra kızlarıyla birlikte otobüsle Avrupa turuna çıkmış. Herkesin niye çocukları götürüyorsun sorusundan sıkıldığını belirten Ünver, “Kızlarımla gezmekten mutluyum. Onlarla gezmek bana zor gelmiyor. 6 günde Avrupa’yı gezerken yorulmadım ama bu sene gittiğim otelde yemek arası yüzmekten daha çok yoruldum. Sabit bir yerde kalmak beni sıkıyor artık” diyor. Ünver, yeni yerler ve kültürler tanımanın çocukların algısın açtığına söylüyor. Ünver’in aklından hiç çıkmayan olay ise Roma’da kızının hastalık geçirmesi olmuş.laçları götürdüğü için zorluk yaşamadığını söyleyen Ünver, “O an yoruldum belki ama bana gördüğüm güzellikler kaldı. Siz ona uymayın o size uysun” diyor.
Toplamda 17 ülkeye seyahat eden mimar Esra Özcan, gezginmimar isimli instagram hesabının sahibi. Kendisine en fazla iyiliği dokunan iki şeyin kitap ve seyahat olduğunu keşfeden Özcan, hayatın koşuşturması içinde ruhumuza iyi gelecek şeyleri aramamız gerektiğine inanıyor. Şair Ahmet Haşim’in günlüklerinde okuduğu “Seyahat, ruhun bütün dertlerine devadır” sözünden etkilenerek seyahat etmeye başlayan mimar Özcan, En iyi yol arkadaşının sırt çantası olduğunu söylüyor. Turla gezdiğinde bölgeye yabancı kaldığını belirten Özcan; “Beni yolda olma hali daha tatmin ediyor. Aslında dışarıya gibi gözüken tüm yolculuklar içimizde gerçekleşiyor. Bütün yollar Roma’ya değil kendimize çıkar. Yol boyunca her biri ayrı dünyadan birçok insan tanırsınız. En az yeni yerler keşfetmeyi sevdiğim kadar o dünyalara değmeyi de seviyorum” ifadelerini kullanıyor.
Kendini şaşırtacak şeyler görmeyi istediği seyahatleri tercih ettiğini söyleyen bavuldasevgi blogunun sahibi Hande Timor, 9 yıldır seyahat ediyor. İlk olarak Hollanda’ya giden Timori, gerçek anlamda seyahat etmeye o zaman başlamış. Sonra rotasını yavaş yavaş değiştirmiş. Genelde arkadaşlarıyla seyahat ettiğini ve gezilerinde turu tercih etmediğini belirten Timor, seyahat etmeden detaylı araştırmalar yaparak rotasını çizdiğini söylüyor. Başta Kaliforniya,, Brezilya, Kosta Rika ve İzlanda gibi ülkeleri gezen Timor, Avrupa’nın tamamını gördüğünü ve fırsat buldukça Türkiye’de de seyahat etmeye çalıştığını belirtiyor. Arjantin seyahatine çıkmadan önce İstanbul’da Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı’ndan destek alarak 250 bileklik hazırladıklarını anlatan gezgin, “Arjantin’e gidince bu bileklikleri oradaki hastanede tedavi olan çocuklara ve onların annelerine dağıttık. Anneler bileklikleri aldıklarında çok duygulanmışlardı. İstanbul’daki minik ellerden çıkan bilekliklerle o koca yürekli anneleri sevindirdiğimiz gün benim için unutulmazdı” diyor.
Lise hayatının sonuna kadar evinin yakınındaki sahile bile tek başına gitmeyen gezgin kadın Cansu Yıldız, kendini ev kuşu olarak tanımlıyor. ‘Dünya çok tehlikeli, hele ki kadın başına nasıl yapacaksın?’ laflarına kulak asmadan yola çıktığını belirten Yıldız, Yıldız, bugüne kadar 20’yi aşkın ülke görmüş. Başlangıçta yola hep yalnız çıktığını söyleyen Yıldız, yolda bolca arkadaş edindiğini ifade ediyor.
“Yola nasıl çıktığınız değil nasıl geri döndüğünüz daha önemli” diyen Yıldız, tek başına gezmeyi neden tercih ettiğini şöyle açıklıyor: "Ben, keşfedilmemiş güzel sakin yerleri görmeyi daha çok seviyorum.” Hafızasından silemediği en komik anısını Kore’nin Gyeonggi şehrinde yaşandığını anlatan Yıldız, elinde bavuluyla Koreliler tarafından ittirilerek metroya bindiğini hala unutamıyor.
Küçük yaştan itibaren taşındığı her yeni şehrin coğrafi kültürüyle beslenerek büyüdüğünü söylüyor Didem Çınar. Kurumsal bir firmada mühendis olarak 3 yıl çalıştıktan sonra stresli yaşantısına ara vermek için Avustralya’ya taşınmaya karar veren gezgin, “Ben kameramla güzel kareler yakalamak için turistik alanlardan çıkıp halkın arasına karışmak istiyorum. Çoğu kişi yabancı dil problemi yüzünden turları tercih eder ama bence turla gitmeden de gayet güzel şekilde idare edilebilir. Her şeyin başı cesaret değil mi aslında?” diyor. Tanıştığı insanlarla hâlâ görüştüğünü belirten Çınar İskoçya, Gürcistan, Fransa, Tayland ve Avustralya başta olmak üzere 25 ülke görmüş. En kıymetli hatıra olarak da Malezya’da yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Bölge o kadar fakir bir bölgedeydi ki evlerden ve etraftan anlaşılabiliyordu. Bir aile benimle yemeklerini paylaştı. Evdeki çocukların güler yüzünü ve mutluluğunu beynime kazımış olarak ayrıldım. Bir daha anladım ki paradan daha önemli şeyler de var hâlâ.”
Seyahatlerinde konaklama sorunu yaşamamak için hostel, otel ve ev kiralama gibi uygun seçeneklere internet sitelerinden bakarak karar verdiklerini belirten Api, Güney Afrika, Çin ve Arjantin de dâhil olmak üzere şimdiye kadar toplam 36 ülkeyi keşfetmişler. Yepyeni coğrafyalar, kültürler ve insanlar tanımanın ve bir sürü anı biriktirmenin gezilen ülke sayısından çok daha önemli olduğunu söyleyen Api, en dikkat çekici macerayı şöyle anlatıyor: “Dünya turumuzun bir parçası olarak, Iguazu Şelaleleri’ne gitmiştik. Otele girişte bizden maymunların odaya girmesi halinde oluşabilecek zararları ödemeyi kabul ettiğimize dair bir yazı istendi. İlk duyduğumuzda bir anlam veremedik ama kaldığımız süre boyunca maymun ve porsukların kapıları açıp yiyecekleri aşırmak konusundaki kabiliyetleri bizi çok şaşırttı.”
7kita1cocuk gezi blogunun sahibi Öykü Api, özel bir şirkette yönetici olarak çalışıyor ve aynı zamanda 10 yaşındaki oğlu Efe ile birlikte seyahat ediyor. Geçtiğimiz yıl Efe ile 30 günde 7 farklı kıtayı gezen Api, blogunu bu gezi sonucunda açmış. Varoluş sebebini yeni yerler keşfetmek olduğunu söyleyen Api, seyahat etmemeyi çok büyük bir evde yaşayıp, o evin yalnızca bir odasını görmeye benzetiyor. Hayatı daha iyi anlayabilmek için insanın bütün odalar hakkında bir parça fikri olması gerektiğini belirtiyor. Dünyayı keşfetmeye tek başına başlayan Api, ilk kez yurt dışı seyahatini ortaokula giderken yapmış. Turla gezmeyi tercih etmediğini söyleyen gezgin, “Genel olarak tek başımıza gezmeyi tercih ediyoruz. Özellikle çocukla seyahat ederken, tek başınıza olmak size müthiş bir hareket serbestliği sağlıyor. Gezi planını çocuğun temposuna ya da ilgi alanlarına göre belirleme şansınız oluyor. O yüzden kendi başınıza gezdiğinizde biraz daha rahat ve tadını çıkartarak geziyoruz. Gezi planına oğlum karar veriyor” diyor.
