|

Dünyayı değiştirmenin anahtarı

Ahmet Uysal imzalı “Toplumsal Hareketler Sosyolojisi” toplum hareketlerini farklı yönlerden bakış açıları sunuyor. Avrupa, Türkiye ve ABD olmak üzere farklı coğrafyalar üzerinden incelemeler yapan Uysal, Türk halkının 15 Temmuz’da gösterdiği direnişini de toplumsal hareketler sosyolojisi kapsamında ele alıyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 12/11/2016 Cumartesi
Güncelleme: 19:30 - 11/11/2016 Cuma
Yeni Şafak
AHMET KAŞAN


Birlikte hareket etme duygusu insanın varoluşuna içkindir. Bu yüzden de toplumsal hareketler insanlık tarihi kadar eskidir. Aynı toprak parçası üzerinde birlikte yaşamlarını sürdüren ve temel gereksinimlerini gidermek için işbirliği yapan insanlar tarihsel süreç içerisinde toplumu oluşturdular. Toplumun insalara hediyesi ise topluma aidiyet hissi ile birlikte insanların ortak amaçlar uğruna birlikte hareket edebilecek duygu ve düşünce dünyasına kavuşmaları oldu.



Toplumsal hareketleri her geçen gün daha fazla içselleştiren insanoğlunu Nazım Hikmet 'Fevkalade Memnunum Dünyaya Geldiğime' adlı şiirinde ki ''Çin'den İspanya'ya, Ümit Burnu'ndan Alaska'ya kadar / her mili bahride, her kilometrede dostum ve düşmanım var. / Dostlar ki bir kerre bile selâmlaşmadık /aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz / Ve düşmanlar ki kanıma susamışlar / kanlarına susamışım.'' bölümüyle açıkca gözler önüne sermektedir.



DEĞİŞİMİN PEŞİNDE



Geçmiş dönemlerdeki etnik ve dini hareketlerden günümüzdeki çevreci hareketlere, üniversitelerdeki öğrenci hareketlerinden Tunus'ta başlayan Arap isyanlarına ve oradan da günümüzde Avrupa başkentlerinde baş gösteren sokak gösterilerine kadar birçok konu hakkında insanların toplu olarak hareket ettiğine şahit olmaktayız.



Sosyal medya üzerinden gerçekleştirilen linç girişimleri, spor musabakalarında çıkan kavgalar veya hükümete ve devlete karşı yapılan gösteriler dünya üzerindeki bütün toplumlarda görülen ve anlaşılmayı bekleyen sosyolojik vakalar gözardı edilemez hale gelmiştir. Bu yüzden, toplumsal hareketler günümüzde toplumsal, kültürel ve siyasi dinamiklerin göz ardı edilemez bir parçası olmuşlardır.



Bütün bu noktalardan yola çıkarak Toplumsal hareketler sosyolojisini anlamaya çalışan Doç. Dr. Ahmet Uysal toplumsal hareketleri en basit anlatımıyla değişim talebi ile ortaya çıkan ve belirli süre devam eden oluşumlar olarak tanımlamaktadır. Yazara göre bu hareketler değişim için çabaladıkları gibi muhtemel bir değişime direnme amacını da taşıyabilirler. Aynı zamanda devrimci oldukları gibi reformcu da olabilirler. Özel bir konuya yoğunlaştıkları gibi çok daha genel ülke çapında veya uluslararası boyutta değişimin peşinde koşmaları da mümkündür. Ayrıca yazara göre eskiden lobi ve siyasi partiden farklı olarak daha çok sistem dışı ve sokakta görülen faaliyetler olmakla beraber, bu hareketler (çevre ve kadın hareketi gibi) giderek daha fazla sistem içinde yer almaya başladılar ve demokratik süreçlerin önemli bir parçası haline geldiler.



Yazar, toplumsal hareketleri bütün yönleri ile anlamak için eserinde geniş bir teorik çerçeve çizmeye çalışmıştır. Ayrıca yazar eserinde günümüz hayatının bir parçası olan toplumsal hareketlerin ortaya çıkışını, faaliyetlerini ve ayakta kalma stratejilerini, üye kazanma motivasyonlarını, içinde bulundukları toplumun siyasi, sosyal ve kültürel ortamla nasıl etkileşime girdiklerini ve toplumsal hareketlerde hangi şartlarda hangi stratejilerin daha başarılı olduğunu eserinde detaylı bir şekilde incelemeye tabi tutmaya çalışmıştır.



SOSYAL MEDYANIN ÖNEMİ



Bu çerçevede 1960'lara geldiğimizde ise kollektif eylemleri de diğer eylemler gibi normal gören ve bunları piyasa (kâr-zarar / maliyet-kâr) mantığı içinde görerek kaynak ve örgütlenmeyi öne çıkaran bir yaklaşım gündeme gelmiştir. Yine akılcı bir perspektifle siyasi fırsatları ele alan yaklaşım hareketlerin içinde bulundukları koşullardan nasıl etkilendiğini ortaya koymuştur. Yazar eserinde son olarak Toplumsal Yapılandırmacılık (Social Constructionism) perspektifi ile toplumsal hareketleri kültür ve söylem açı- sından ele alarak bütün bu faktörlerin çok yönlü bir algı ve yorumlama sürecinden geçtiğini ortaya koymuştur. Yazarın eserinde özellikle son dönemlerde ortaya çıkan iletişim araçları ve sosyal medyanın rolü önemli görülmüştür.



Doç. Dr. Ahmet Uysal'ın bu eseri sosyal değişim dinamiklerini kapsamlı bir şekilde ortaya koyarak kollektif eylemlerin ve toplumsal hareketlerin başarısını ve başarısızlığını anlamak için okuyucuya yardımcı olacaktır. Kitap özellikle akademik alanda bu konuda kafa yoranların başvuracağı bir kaynak olmanın yanında toplumsal değişim için aktif faaliyet gösteren kişilerin ve grupların da yararlanabileceği ve diğer hareketlerin perspektiflerinden yöntemlerinden kendilerine ders çıkarabilecekleri bir çerçevede okuyucuya sunulmuştur. Türk halkının 15 Temmuz darbesindeki eşi benzeri olmayan efsanevi direnişi de örnek bir kollektif eylem olarak tarihteki yerini almıştır ve yakında çok sayıda araştırmaya konu olacağı açıktır. 15 Temmuz'un sosyolojisini okuyabilmek artık toplumsal hareketler sosyolojisinin ana öglerinden birisi halini alacaktır.



2011 yılında Tunuslu ünivesite mezunu bir seyyar satıcı olan Muhammed Buazizinin kendisini yakması ile başlayan Arap Devrimleri veya Fransa da Mağripli çocukların ezilmişliklerine karşı geliştirdikleri isyan nidaları gibi toplumsal hareketlerin başarı ve başarısızlığının diğerlerine ilham verebildiği bir dünyada kollektif eylemler ve toplumsal hareketler her an karşımıza çıkabilmektedir. Yazar sistematik bir bütünlük arz eden bu kitabı ile çok güncel bir olgunun teorik çerçevesini örnekleriyle ortaya koyarak önemli bir boşluğu doldurmuştur.







• • •


Toplumsal Hareketler Sosyolojisi


Ahmet Uysal


Tezkire Yayınları


2016


232 sayfa



#Toplumsal Hareketler Sosyolojisi
#Ahmet Uysal
#Tezkire Yayınları
7 yıl önce