Güneydoğu'daki bir baraj inşaatında kum kamyoncusu olarak çalışan yakışıklı şoför İlyas, mesai saatindeki rutin seferleri sırasında, yakınlardaki bir köyde yaşayan Asya'yı görüp ona tutulur. İlk başlarda çekingenlik içindeki Asya da bir süre sonra genç adamın kurlarına karşılık verecek ve ikili arasında dillere destan bir aşk doğacaktır.
Asya ve İlyas, baraj çalışanları ve yöre sakinlerinin katıldığı dillere destan bir düğünle evlenirler. Başlangıçta her şey son derece güzel gitmektedir. Üstelik, bu mutlu dönemde aşklarının meyvesi olan bir de erkek çocukları dünyaya gelir. Ancak, başına buyruk ve sorumsuz bir hayat yaşamaya alışmış olan İlyas çok geçmeden kendini dağıtacak, mutluluğu baraj şantiyesinde görev yapan başka bir kadında aramaya başlayacaktır.
Evinin yolunu unutan eşini kucağındaki küçük Samet'iyle günlerce, haftalarca sabırla bekleyen Asya, ne yapacağını bilemez bir vaziyettedir. Genç kadın, sonunda bebeği ve kendisi için bu perişanlıktan bir çıkış umudu bulmak üzere yollara düşer. Kamyon şoförlerinin takıldığı bir kahvenin önünde yağmur, yorgunluk ve açlıktan tükenmek üzereyken, yörede çalışan kamyoncu Cemşit onları koruma altına alıp evine götürür. Cemşit, eşini yıllar önce yitirmiş, yalnız yaşayan bir adamdır. Büyük bir korku içindeki Asya ve bebeğine kol kanat gerip, onların insanca koşullarda yaşamalarını sağlar. Asya, nerede olduğunu dahi bilmediği eşiyle, kendilerine merhamet gösteren bu yiğit adam arasında yıpratıcı bir duygusal ikilem içinde kalmıştır. Zamanla aradaki çekingenlik ortadan kalkıp Cemşit ile âdeta bir karı-koca yakınlığı içinde yaşamaya başlamışken, yakınlardaki otoyolda yaşanan bir kaza sonucu İlyas hayatlarına ansızın tekrar giriverir. Artık Asya ve küçük Samet için nihai bir karar verme zamanıdır. Hayatta en güvendikleri insan tarafından hiç beklemedikleri bir anda yapayalnız bırakılan bu ana-oğul, “kuru kuruya aşk”ıyla yeniden sallana sallana ortaya çıkan İlyas'ı mı tercih edeceklerdir, yoksa her şeyin bittiğini sandıkları bir anda kendilerine kucak açan, onları koruyup kollayan, besleyen ve sevgi gösteren Cemşit'i mi? Asya da bağrına taş basarak kendisine ve oğluna emek veren tarafı seçer.
Bu, benim son yıllarda yazdığım en keyifli film tanıtımlarından biri… Çünkü, 1978 yılında rahmetli babamla birlikte, o dönemin İstanbul'undaki gözde salonlardan Aksaray-Bulvar Sineması'nda gözyaşları içinde izlediğim, sinemaseverliğimin temellerini atmış çok önemli bir yapıtı yıllar sonra yeniden beyazperdede izlemenin heyecanını yaşıyorum. Çekildiği dönemin vasat laboratuar, kurgu ve seslendirme koşullarından dolayı, televizyonlarda yıllardır izlemekte olduğumuz video kopyaları ses ve görüntü kalitesi açısından çok da tatminkâr bir görünüme sahip olmayan “Selvi Boylum Al Yazmalım”ın master negatifinin başına son 4-5 yıl içinde gelmeyen bela kalmamıştı. Filmin gösterim haklarını elinde bulunduran Kanal D tarafından Mimar Sinan Üniversitesi Sinema-TV Enstitüsü'nden ödünç alınan negatif, söz konusu yayın kuruluşunun depolarında kayboldu. Benim de aralarında bulunduğum bir dizi sinema yazarının yaygaraları sonucunda, konunun muhatapları harekete geçip arşivlerde geniş kapsamlı bir aramaya giriştiler. Ve nihayet, filmin yeryüzündeki tek master negatifine hummalı bir aramanın ardından geçen yıl ulaşılabildi. Son birkaç yıl içinde atlattığı binbir badireden sonra emin ellere geçen bu klasik yapıt, 2009'un ikinci yarısındaki özenli bir dijital restorasyon işleminin ardından da genç kuşak izleyicinin beğenisine sunulacak hâle getirildi.
Sakın ola, “Ben zaten Selvi Boylum'u ekranda defalarca izledim. O yüzden de çok iyi bildiğim bir filmi izlemek için yeniden sinemaya gitmeme gerek yok” falan diye düşünmeyin. Çünkü, bütün samimiyetimle iddia ediyorum ki Türk sinemasının bu unutulmaz klasiğini şimdiye kadar hiç bu kadar kaliteli bir ses ve görüntü eşliğinde izlemediniz; beyazperdede tek kelimeyle “yepyeni” bir deneyim yaşayacaksınız. Bırakın diğer bütün bol çizikli ve puslu resimleri, Asya'nın filme de adını veren, fakat beyazcamda her göründüğünde kirli bir vişne çürüğüne çalan “al yazma”sı bile şimdiye kadar hiç olmadığı kadar “kırmızı”…
32 yıl önce babamın elimden tutarak götürdüğü bu güzel filme, şimdi ben de kendi çocuklarımı götüreceğim. “Emek”le desteklenmeyen sevginin ne denli kof ve anlamsız olduğunu idrak etsinler diye… Lütfen siz de aynısını yapın ve bu hafta sonunda iki saatinizi çocuklarınızla birlikte “Selvi Boylum Al Yazmalım”ın gösteriminde geçirin. Böylelikle hem onlara yüksek düzeyde bir Türk filmi örneği izletmiş, hem de ulusal sinemamızın klasiklerinin bu şekilde restore edilip yeniden kitlelerle buluşturulması çabalarına anlamlı bir katkı yapmış olacaksınız. Darısı, diğer “aşkın” filmlerimizin başına!
Yönetmen: Pavel Chukhraj / Oyuncular: Igor Petrenko (Viktor), Yelena Babenko (Vera), Bogdan Stupka (General Serov), Yekaterina Ludina (Hizmetçi Lida), Andrey Panin (Saveliev), Marina Golub (Zinaida) / Türü: Duygusal drama-romans / Yapım Yılı, Süresi ve Ülkesi: 2004, 114 dakika, Rusya-Ukrayna ortak yapımı / Konusu: Genç Kızılordu askeri Victor'un, General Serov'un güzelliğiyle baş döndüren, ancak ileri düzeyde de fiziksel engelli olan kızı Vera'yla yaşadığı büyük aşkın öyküsü / İthalatçı: Yeni Film Prodüksiyon / Dağıtıcı: Duka Film / İçerik Uyarıları: Bir kaç bölümünde cinsellik/çıplaklık bulunmaktadır. 18 yaşından küçükler ve bu tür sahnelerden rahatsız olanlar için uygun bir film değildir. / Yeni Şafak-Cumartesi Eki Puanı: * * *
ÜÇ BOYUTLU FİLM (Bazı sinemalarda standart 35 mm, bazılarında da özel gözlüklerle izlenebilen 3 boyutlu dijital formatta gösterilmektedir.) / Yönetmen: Takashi Shimizu / Oyuncular: Yûya Yagira (Ken), Ai Maeda (Motoki), Ryo Katsuji (Rin), Suzuki Matsuo (Yuki) / Türü: Korku-gerilim / Yapım Yılı, Süresi ve Ülkesi: 2009, 89 dakika, Japonya yapımı / Konusu: Doğup büyüdükleri kasabada yıllar sonra yeniden bir araya gelen üç arkadaş, Ken, Motoki ve Rin, toplantıya uzun zamandır kayıp olan dördüncü arkadaşları Yuki'nin de davetsiz misafir olarak katılmasıyla dehşet dolu saatler yaşarlar / İthalatçı: Film 101 / Dağıtıcı: Medyavizyon / İçerik Uyarıları: Bir çok bölümünde kanlı şiddet ve korku öğeleri bulunmaktadır. 18 yaşından küçükler ve bu tür sahnelerden rahatsız olanlar için uygun bir film değildir. / Yeni Şafak-Cumartesi Eki Puanı: * 1/2
Yönetmen: Ken Loach / Oyuncular: Steve Evets (Eric Bishop), Eric Cantona (Kendisi), Stephanie Bishop (Lily), Gerard Keans (Ryan), Stefan Gumbs (Jess), Lucy Jo-Hudson (Sam), Cole Williams (Daisy) / Türü: Komedi / Yapım Yılı, Süresi ve Ülkesi: 2009, 116 dakika, İngiltere-Fransa-Belçika-İtalya-İspanya ortak yapımı / Konusu: Eşi tarafından terk edilen Manchesterli futbol fanatiği postacı Eric Bishop, her gece kendisine görünüp trompet çalan eski futbolcu Eric Cantona'nın hayaleti sayesinde yeniden hayata tutunur / İthalatçı: Filma Ltd / Dağıtıcı: Tiglon Film / İçerik Uyarıları: Pek çok bölümünde argo konuşmalar, alkol-sigara kullanımı, yanı sıra da birkaç bölümünde yüzeysel cinsellik/çıplaklık ve şiddet bulunmaktadır. 15 yaşından küçükler ve bu tür sahnelerden rahatsız olanlar için uygun bir film değildir. / Yeni Şafak-Cumartesi Eki Puanı: * * 1/2
Yönetmen: Kâzım Öz / Türü: Etnik belgesel / Yapım Yılı, Süresi ve Ülkesi: 2009, 92 dakika, Türkiye yapımı / Konusu: Fransız ARTE televizyonunun ve Jan Vrijman Fonu'nun katkılarıyla gerçekleştirilen ve çekimleri bir yıl süren “Son Mevsim: Şavaklar”, göçebe Şavak topluluğunun yok olmaya yüz tutmuş hayat tarzlarını, doğayla bağlarını ve kıyasıya mücadeleleri, yanı sıra da insanî ilişkilerini belgeliyor. Hayvancılıkla geçinen Şavaklar, kışları Pertek ve Çemişgezek bölgelerinde yaşıyorlar. / Yapımcı: Yapım 13 / Dağıtıcı: Tiglon Film / İçerik Uyarıları: Her yaş grubundan izleyici için uygundur. / Yeni Şafak-Cumartesi Eki Puanı: * * 1/2