|

Enformatik tutsaklık

Günümüzde hemen herkes için, kitle iletişim araçlarını kullanmak ve teknolojik araçlardan yararlanmak kaçınılmaz bir ihtiyaçtır. Ne var ki haberleşme ve iletişim ihtiyacı, doğal sınırların çok ötesine geçmiş, adeta bir bağımlılık, bir tutsaklık işlevine dönüşmüştür. Her gün televizyon kanalları, internet, cep telefonları vb. yollarla yüzlerce gerekli/gereksiz bilgiye muhatap olmaktayız.

Yeni Şafak ve
04:00 - 9/02/2016 Salı
Güncelleme: 23:18 - 8/02/2016 Pazartesi
Yeni Şafak
Gündem
Gündem
Prof. Dr. Ertuğrul YAMAN

Yıldırım Beyazıt Üniversitesi


İnsanlar arası iletişimin doğal bir ölçüsü ve sınırı olmalıdır. Sosyal medya kararında, kıvamında ve gereğince kullanıldığında yararlıdır. Asıl konu, bu ihtiyaçların nasıl karşılandığı ve hangi oranda kullanıldığıdır. Sorun, sosyal medyayı kullanmamak değil, kullanımdaki aşırılık ve sonuçtaki bağımlılıktır. Atılan mail, instagram ve sms'ler, açılan hesaplar (facebooklar, twiterlar vb.) doğru ve kararında kullanılmazsa, insana ve topluma yarar değil zarar vermektedir. Kendisini sanal iletişimlere kaptıranlar başkalarını takip ediyorum derken, kendilerini ve ailelerini kaybetmek tehlikesiyle karşı karşıya kalmaktadırlar.



YALNIZLIK MAHKUMLARI


İnsanlarla olabildiğince yüz yüze iletişimi sürdürmek, onlarla dokunarak, sarılarak duygusal temaslar kurmak aynı zamanda bir terapidir. En gelişmiş teknolojik aletler dahi insanın bu ihtiyaçlarını karşılayamaz! Enformatik bağımlılık yüz yüze iletişimi engellemektedir. Sosyal medya bağımlıları, sanal ortamda birçok insanla yazışıyor veya haberleşiyorlar. Yeni insanlarla tanışmak ve yazışmak, bir yönüyle çok heyecan verici bir durum olarak kabul edilebilir; ancak, bu insanların birçoğu birer yalnızlık mahkûmudur. Yalnızlık duygusu, ilerleyen süreçlerde bu tuzağa düşen bireyleri acı sonlara sürüklemektedir. İnsanı yalnızlaştıran ve toplumu yozlaştıran bu tür tuzaklara karşı Devlet'in de birtakım kısıtlamalar getirmesi normaldir.



Sosyal medya, görünüşte göz önünde olmakla birlikte, gerçekte belirsiz ve güvensiz bir ortamdır. Orada çocuklarımızın ve gençlerimizin kimlerle karşılaşılacağı bilin(e)mez. Niyetleri ve nitelikleri belirsiz birçok insan, bu bilinmez ortamda sözde iletişmektedir(!). Oysa, bu kalabalık ortamın çocuklarımız için ne tür tehlikeler barındırdığı meçhuldür. Bireyler, hoyratça sözler sarf ederken kin ve nefret duyguları yükselmekte; edep ve haya duyguları devreden çıkmaktadır.



ZAMANIN BAŞ DÜŞMANI


Sosyal medya, zamanın baş düşmanıdır. Bilgisayar başına geçen internet tutkunları içlerindeki anlamsız ilgi ve merak duygusunun seline kapılarak saatlerini ve hatta günlerini feda edebilmektedirler. Oysa, zamanın ne kadar kıymetli olduğu açıktır. Sosyal medya, çoğu zaman bir izleme ve takip alanı olarak kullanılmaktadır. Sadece kendinizi o akıntıya bırakmanız yetiyor. Bu ise, insanı düşünmekten ve üretmekten alıkoyuyor. Sosyal medya bağımlılığı, aslında bir tür dedikodu ve gıybettir. İnsanların özel durumları da dahil olmak üzere, her şey bu sınırsız ortamda söz konusu edilmekte, her konu üzerinde gerekli gereksiz değerlendirmeler yapılmaktadır.



TEMBELLİK, MİSKİNLİK VE ATALET


Enformatik bağımlılar, sosyal medya adı verilen tuzakta sağlıklarını, zamanlarını kaybederken aynı zamanda tembellik batağına da saplanırlar. Uzun süre ekran karşısında oturanlar bir zaman sonra ister istemez tembellik, miskinlik ve atalete düşeceklerdir. Sosyal medya, belirsiz bir ortam olduğu için, her önüne gelen bu sokağa dalmakta, her istediğini yazmaktadır. Hâl böyle olunca da insanlar bu kontrolsüz ortamda gerçek kimlikleriyle yazışmak yerine sahte hesaplarla sözde görüşlerini paylaşıyorlar. Ekranların arkasına gizlenerek sahte kimliklerle sosyal medya arenasında cirit atıyorlar. Bu sahtecilik ise, beraberinde korkaklığı da getiriyor.


İnsanların özel ve güzel anlarını, duygularını sevdikleri ve tanıdıklarıyla paylaşmaları normaldir. Ancak, sosyal medyadaki paylaşımlar, normalin çok ötesindedir. İnsanlar, uygunsuz anlarını fotoğraflarla paylaşırken edep, haya ve mahremiyet sınırlarını aşmaktadırlar. Aldıkları her yeni eşyayı insanların gözlerine sokmak için paylaşım yarışına girilmektedirler. Paylaşılan her fotoğraf, görüntü ve selfie için kimin ne yorum yaptığını merak eden kullanıcı, ekran başına kilitlenmektedir. Uzun süre ekran başında kalan kullanıcılar, insanların arasına karıştıklarında, donmuş bir simayla asosyal bir görüntü vermektedirler. Akılları fikirleri takipçilerinde kaldığı için selamsız sabahsız bir ruh hâliyle aramızda dolaşmaktadırlar.



ÇOCUKLAR BİLİNÇLENDİRİLMELİ


Teknoloji ve iletişim herkesin ihtiyacıdır. Ancak; bu ihtiyacın sınırsız ve sorumsuzca kullanılması kimsenin hakkı değildir. Herkes, sanal dünyada da ahlâki değerlere, etik ilkelere ve yasal kurallara uymak zorundadır. Nitekim, hiçbir hak sınırsız değildir. Çocuklar ve gençler, sosyal medya konusunda bilgi ve bilinç sahibi yapıldıktan sonra, kullanıcı olabilmelidir.



Bireysel sosyal medya kullanımı, bu hâliyle doğal ve uygun değildir. Enformasyon konusundaki bu aşırı duyarlık ve ilgi, günün birinde bağımlılarda istenmeyen sonuçlar doğurabilir. Hatta topyekun toplumda enformatik cinnet oluşturabilir! Oysa; kararında, kıvamında, zamanında ve gereğinde kullanılan bireysel ve kurumsal sosyal medya, yararlı olabilir. Nitekim, bu konuda çok sayıda güzel ve verimli örnek de vardır.


#Enformatik bağımlılar
#sosyal medya
#Teknoloji
#iletişim
#Ertuğrul YAMAN
8 yıl önce