|

Felsefi mirasla yüzleşme arayışı içindeyiz

Çizgi Kitabevi Yayınları tarafından uzun zamandır neşrine devam edilen “Osmanlı Felsefe Çalışmaları” dizisi 50. kitabına ulaştı. Dizi editörlüğünü üstlenen Ali Utku, “Felsefi mirasla yüzleşme arayışı içindeyiz” diyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 12/11/2016 Cumartesi
Güncelleme: 19:08 - 11/11/2016 Cuma
Yeni Şafak
GÜLHAN TUBA ÇELİK


Editörlüğünü Ali Utku'nun yaptığı, Çizgi Kitabevi Yayınları arasında okurla buluşan Osmanlı Felsefe Çalışmaları dizisi 50. kitabını çıkardı. Temeli 90'lı yılların sonunda atılan bu dizi için Utku “disiplinler arası atölye çalışması” diyor. Türkiye'de sosyal bilimlerin, özelde felsefenin inşası sorununa odaklı “bir arazi etüdü”, “bir tür haritalandırma, atlas oluşturma çabası”. Osmanlı Felsefe Çalışmaları, herhangi bir enstitünün ya da kurumun desteği olmaksızın yoluna devam ediyor. Güncel felsefe etkinliğimizin kaynağında, gelenekten kopuşun belirlediği sancılı bir değişim/dönüşüm sürecinde üretilen, pek çoğu unutulmuş, gündemden düşmüş önemli felsefe metinlerini güncelleştirerek yeniden okurlarıyla buluşturuyor.



Sosyal bilimlerin pek çok alanından farklı düşüncelerin, farklı isimlerin yer aldığı dizi tabiri caizse ikincil kaynaklara gark olmuş günümüz bilim ortamının bulanıklığını birincil eserlerle dağıtma, yaşadığımız sorunlu sürece bu şekilde bir yol açma çabası taşıyor. Biz bu söyleşide Osmanlı Felsefe Çalışmaları'nın 2016 yılında yayınlanan son kitapları üzerine yoğunlaştık.



Osmanlı Felsefe Çalışmaları daha önce özellikle Ziya Gökalp'in kayıp çalışması olan Felsefe Dersleri kitabıyla ses getirmişti. Bunun yanı sıra Kebētos Pinaks: İnsan Yaşamının Tablosu, gibi oldukça orijinal eserler de dizide dikkat çekti. Türkiye'de bu tip şümullü çalışmaları çok fazla görmediğimiz için sormak istediğim soru şu: Böyle kapsamlı bir dizi fikri nasıl ortaya çıktı? Hangi ihtiyaç/düşünce sizi bu tip bir çalışmaya sevk etti?



Çok iddialı bir başlangıç hikâyesi yok Osmanlı Felsefe Çalışmaları dizisinin. Farklı akademik disiplinlerden araştırmacıların Türkiye'de sosyal bilimlerin, özelde felsefenin inşası sorununa odaklı ortak düşünsel kaygılarının beslediği disiplinler arası paylaşımlardan doğdu. Hep söylediğimiz üzere, şu ya da bu şekilde, hangi özgül gerçekliğe sahip olursa olsun, geçmişte kaldığı düşünülen felsefi mirasla doğrudan yüzleşme arayışı içindeyiz. Tanzimat'tan Cumhuriyet'e devreden felsefe mirasımızı, sürece doğrudan müdahil kurucu aktörlerin arayışlarına tanıklık eden felsefi metinlerle gündeme taşıma arzusu. Geç Osmanlı düşüncesini ideolojik, felsefi tercih farklılıklarıyla –Osmanlıcı, İslâmcı, Türkçü, Batıcı, materyalist, spiritüalist– bir arada sunabilecek bir programla bugün 50. kitaba ulaşmış bulunuyoruz. İstisnalar bir yana, yakın geçmişte akademik felsefe Türkiye'de felsefi düşünce üretiminin tarihsel koşulları ve sorunları üzerine düşünmeyi felsefi nitelikli bir konu olarak görmüyordu, kendi salahiyeti dairesine almıyordu. İslâm-Osmanlı düşünce geleneklerine, bizimki gibi modernlik tecrübesine sahip her kültür için elzem görünen, düşünce tarihçiliğinin en temel sorunlarından biri, süreklilik-kopma sorunu açısından bakmıyordu. Sanırım dünyayla birlikte trendler değişiyor. Bugün Avrupa dışı geleneklerin, giderek daha ciddi bir biçimde Batı dışı bir felsefenin imkânı, kültürlerarası felsefe gibi sorunları odaklarına aldığını görüyoruz. Bizde de bu yönelimin güçlenerek tesir icra edeceğini düşünüyorum.



FATMA ALİYE'NİN YAZMA ESERİ İLK KEZ YAYINLANIYOR



Osmanlı Felsefe Çalışmaları'nda dikkat çeken isimlerden birisi Fatma Aliye Hanım. Dizide daha önce bu ismin Terâcim-i Ahvâl-i Felâsife veTedkîk-i Ecsâm başlıklı eserleri yayınlanmıştı. İçinde bulunduğumuz yıl, Fatma Aliye'nin vefatının 80. yılıydı ve siz terekesinde bir asırdan fazla bir süre bekleyen yazma eseri Tezâhür-i Hakîkat'i yayınladınız. Bize Fatma Aliye Hanım'ın önceki iki eseriyle birlikte yayınladığınız bu son eserinden bahsedebilir misiniz?



Osmanlı Felsefe Çalışmaları henüz yola koyulurken, kültür dünyamızda ilk kadın mütercim, ilk kadın felsefeci, kadın sorunlarına sistematik bir şekilde değinen ilk kadın romancı, hakkında ilk kez monografi yazılan, dünya sergilerine davet edilen ilk kadın yazar vb. gibi bazı ilklerle adı anılan Cevdet Paşa kızı Fatma Aliye Hanım'ın felsefe odaklı eserlerini yayınlamak yönünde bir kararlılığımız vardı. Sizin de belirttiğiniz gibi, bu çerçevede, daha önce Greko-Romen felsefesi ve İslâm düşüncesinin bilim, felsefe ve kelâm geleneklerini bir araya getiren biyografik karakterli bir felsefe tarihi sunan Terâcim-i Ahvâl-i Felâsife'ye ve tabiat metafiziği ilgisiyle, Osmanlı düşünce hayatında önemli tartışmalara konu olan materyalizme yönelik erken eleştirilerden birini sunan Tedkîk-i Ecsâm'a dizimizde yer vermiştik. Türk kadınının felsefi söyleme müdahale sürecinin başlangıcını tutan her iki eser de yayınlandığı şartlar ve hitap ettiği entelektüel atmosfer açısından dikkat çekici özelliklere sahip. Bir söyleşinin kısıtlı imkânları içinde, iki eserin de Batı felsefesi ile İslâm düşüncesinin bilim, felsefe ve kelâm geleneklerini yüzleştirme ve sentezleme gayretine işaret etmekle yetinelim. Bu yıl yayınladığımız Tezâhür-i Hakîkat ise Fatma Aliye'nin hiç yayınlanmamış, terekesinde yüz yılı aşkın bir süredir bekleyen yazma eseri. Sunuş yazımızın başlığında eseri “Bir İslâm-Osmanlı Kadın Yazarının Oryantalizme Karşı Vazîfe-i Müdâfaası” olarak takdim ettik. Aslında kendi nitelemesi “vazife-i müdâfaa”. Bir erken oryantalizm eleştirisi karşısındayız. Üstelik bir kadın yazar tarafından kaleme alınmış ve eleştirinin odağında “Nisvân-ı İslâm” (İslâm Kadınları) meselesi var. Baron Carra de Vaux, Emile Julliard, Nicolas Perron, Louis Bertrand gibi Batılı yazarların çoğu önyargılı metinlerinde üretilen, “orijinal İslâm” ve tarihsel hakikatler karşısında tasrih ve tashih edilmesi gereken İslâm algısı, İslâm'a ve özellikle de İslâm kadınlarına yönelik değerlendirmeleri var. Bu arada eleştirinin sınırları İslâmiyet'te kadınların çalışmaları ve ticaret hayatına girmeleri gibi meseleler bağlamında tarihsel İslâm'a, tefsir ve İslâm tarihi çalışmalarıyla ulemâya doğru genişliyor. Fatma Aliye'nin eseri manevi babası Ahmed Midhat'la istişareli olarak kaleme aldığını da belirtelim.



Ahmed Midhat Efendi'den söz açılmışken, daha önce Schopenhauer'ın Hikmet-i Cedîdesi ve Ben Neyim? Hikmet-i Mâddiyyeye Müdâfa'a ve Voltaire üzerine metinleri gibi eserlerini gün yüzüne çıkarmıştınız. 2016'da ise Dârülfünûn Dersleri: Târîh-i Hikmet, başlıklı çalışmasını yayınladınız, biraz bilgi verebilir misiniz?



Modernleşme arayışlarımızla şekillenen felsefeyi yeniden inşa sürecimizin başlarından 1912 yılına kadar bizde felsefe alanında en çok metin kaleme alan Ahmed Midhat Efendi'dir. Kendisine felsefede de Hâce-i Evvel'imiz dense yeridir. Nitekim yüksek öğrenimde felsefe eğitiminin de kaynak isimlerinden. Dârülfünûn Dersleri: Târîh-i Hikmet, 1912'deki vefatından kısa süre önce, Emrullah Efendi'nin davetiyle Dârülfünun'da verdiği Felsefe Tarihi dersleri için hazırladığı üç eseri bir araya getiriyor. Alfred Fouillée, Paul Janet, Émile Boirac, Auguste Penjon gibi felsefe tarihçilerinden hareketle, ancak orijinal Ahmed Midhat perspektifiyle kaleme alınmış olan eserler felsefede modern tarih yazımına geçişimiz açısından da tarihsel belge niteliğinde. Özellikle de Ahmed Midhat'ın sahih felsefi portresi için müracaat metni.



Dizide dikkat çeken bir eser de Baha Tevfik ve arkadaşlarının hazırladığı Felsefe Mecmûası…



Evet, son çıkan eserlerden biri de ülkemizde doğrudan felsefi metinler yayınlayan ilk yayınevi Teceddüd-i İlmî ve Felsefî Kütüphanesi'nin Baha Tevfik idaresinde yayınladığı Felsefe Mecmûası. Meşrutiyet sonrası dönemin felsefi aurasını, özellikle de pozitivist, materyalist hareketlerin ajandasını yansıtan içeriğiyle dikkat çekiyor. Mecmûanın başlığını tutan “Din Gayri İhtiyarî Bir Felsefe, Felsefe İhtiyarî Bir Dindir”, “Muarızlara Hürmet, Lakayıtlara Merhamet” sloganları bile Baha Tevfik ve arkadaşlarının felsefi ve politik programının radikal hedeflerini ortaya koyuyor. Yine bu yıl içinde Baha Tevfik'in Felsefe-i Edebiyat ve Şâir Celis, Muhtasar felsefe ve Teceddüd-i İlmî ve Edebî kitaplarını da yayınladığımızı hatırlatalım.



MÜNİF PAŞA'NIN OKURUNA SÖYLEYECEK ŞEYLERİ VAR



2016 yılında yayınlanan kitaplardan biri de Münif Paşa'nın Hikmet-i Hukûk kitabı. Sanırım modern ve geleneksel hukuka ilişkin tartışmaları içeriyor.



Bu yıl Tanzimat'ın kilit figürlerinden Münif Paşa'nın iki önemli felsefi metnine yer verdik: Bir İlkçağ felsefesi tarihi olan Târîh-i Hukemâ-yı Yunân ve ilk hukuk felsefesi kitabımız Hikmet-i Hukûk. Mekteb-i Hukûk-ı Şâhâne'de ders kitabı olarak okutulan Hikmet-i Hukûk modern hukuka geçişimiz açısından son derece önemli. Batılı modern hukuk prensiplerini sunarken şer'î prensiplere bağlı kalmaya çalışıyor. Başka bir deyişle, sözleşme teorisi ve doğal hukuku şerî/vahyî hukukla sentezlemeye çalışıyor. Hukuk tartışmalarının gündemi belirlediği bir dönemde hukuk, siyaset, hürriyet, adalet, ahlâk ve nihayet insana ilişkin bugünkü okuruna söyleyecek şeyleri var Münif Paşa'nın. Mülkiyet tartışması bağlamında yaptığı sosyalizm eleştirisi de oldukça dikkat çekici.



Önümüzdeki günlerde Osmanlı Felsefe Çalışmaları dizisinde bizleri hangi eserler bekliyor?



İbrahim Edhem Bey'in Dinler ve Felsefeler'i, Musa Carullah'ın Maarrî'den Lüzûmiyyât tercümesi, Mehmed Ali Aynî'nin Târîh-i Felsefe'si öncelikle yayınlanacak eserler arasında. Bu vesileyle Çizgi Kitabevi Yayınları sahibi kıymetli dostum Ömer Arlı'ya da minnet ve şükranlarımı arz ederim. Çizgi Kitabevi Yayınları'nın bu yıl “Felsefe” temasıyla gerçekleştirilecek olan TÜYAP Uluslararası Kitap Fuarı'na 50. kitabına ulaşan Osmanlı Felsefe Çalışmaları dizisiyle katılacağını da duyurmak isterim.





• • •


Tezâhür-i Hakîkat


Fatma Aliye Hanım


Yay. haz.,


Ali Utku, Mukadder Erkan


Çizgi Kitabevi Yayınları


Ocak 2016





• • •


Hangi Meslek-i Felsefeyi Kabûl Etmeliyiz? Dârü'l-fünûn Efendilerine Tahrîrî Konferans


Şehbenderzâde Ahmed Hilmi


Çizgi Kitabevi Yayınları


Eylül 2016





• • •


Dârü'l-Fünûn Dersleri: Târîh-i Hikmet


Ahmed Midhat


yay. haz. Ali Utku, Sebahattin Çevikbaş


Çizgi Kitabevi Yayınları


Eylül 2016





• • •


Lamarkizm


Subhi Edhem


Çizgi Kitabevi Yayınları


Ekim 2016



#Çizgi Kitabevi Yayınları
#Osmanlı Felsefe Çalışmaları
#Musa Carullah
7 yıl önce