|

Fırsatçıların para kaynağı: Kanser

Dünyada her sene milyonlarca kişinin hayatını kaybettiği bir hastalık olan kanser için fırsatçılar, "hastalığa iyi gelen" besinleri ve alternatif ürünleri pazarlama derdine düştü. İnsanların çaresizliğinin kullanılarak kanser hastalarının sömürüldüğünü söyleyen Prof. Dr. Recep Akdur, bu sömürüye kanser hastalığında bilimsel araştırma yapmanın zorluğunun neden olduğunu ifade etti.

Yeni Şafak
15:30 - 4/02/2016 Perşembe
Güncelleme: 13:44 - 4/02/2016 Perşembe
Yeni Şafak

Dünyanın her yerinde ve yaşanan bütün zamanlarda insanların korkulu rüyasıdır hasta olmak ve şifa bulamamak. Kanser hastalığı da yakaladığı kişinin yakasını kolay kolay bırakmayan ve tedavi sürecinde hem psikolojik hem de fiziksel anlamda kişiyi yıpratan bir hastalık. “Modern zamanların vebası” da diyebileceğimiz kanserden ölenler, iyileşenlerden daha fazla.



Bu zor hastalıkta hastalar ve yakınları, çaresizlik altında şifayı yalnızca bilimin ışığında değil de başka yerlerde de aramaya başlıyor. Birçok mecrada okuduğumuz: "Şu besin kansere iyi geliyor", "Bunu yiyen kanser olmuyor" gibi bilgilerin yanlış olduğunu söyleyen Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Recep Akdur böyle bilgilerin doğru olabilmesi için o besini kullanan ve kullanmayan insanların bir ömür gözlem altında tutulması gerektiğini açıkladı.



Çaresizlik ve korkuyla çare arıyorlar


Kanser hastalarının fırsatçı insanlar tarafından sömürüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Akdur, "İnsanların en büyük korkusu tedavisi olmayan ya da çok zor olan bir hastalığa yakalanıyor. Bu hastalıkların başında da kanser geliyor. İnsanlar kansere yakalanmamak için duydukları her türlü bilgiden medet umuyor. Buna karşılık, kanserden korunma anlamında da, kanser tedavisi anlamında da ortalıkta dolaşan söylentilerin tamamına yakınının aslı yok. Söylentileri yayanların ise insanları duygusal ve maddi olarak sömürmekten başka maksadı yok. Nitekim fırsatçıların en çok para kazandığı ve de ünlendiği alanların başında kanser geliyor. Kanserin sömürülmesinin birinci nedeni korku ve çaresizlik, ikinci nedeni de kanserde bilimsel araştırma yapmanın zorluğu" dedi.



Kanser olmak grip olmak gibi bir şey değil


Kanser hastalığını tedavi edebilecek ya da bu hastalıktan koruyacak maddelerin çok uzun çabalar ve yıllar sonucunda belirlenebileceğini söyleyen Prof. Dr. Akdur sözlerine şöyle devam etti: "Bilimsel olarak bir maddenin herhangi bir hastalıktan koruduğunu ya da korumadığını anlayabilmek çok basit ve yalındır. Örneğin zencefil, sarımsak ya da kivinin gripten koruduğunu ya da korumadığını anlamanın yolu çok basittir. Yeterli sayıdaki insana bu maddelerden yeteri dozda yedirilir. Sonra da izlenir. Bir kış mevsimi ya da bir yıl sonunda bu maddeyi yiyen insanlar ile yemeyen insanların gribe yakalanma oranları birbiri ile kıyaslanır. Eğer bu maddeyi örneğin kiviyi yiyen insanlarda gribe yakalanma sıklığı yemeyenler göre istatistiki anlamlılık düzeyinde az ise; kivinin insanları gribe karşı koruduğu söylenebilir. Bu gruplar arasında bir fark yok ise 'kivinin grip korumada bir yararı yoktur' denir. Tedavi için de durum aynı. Bir grup insana söz konusu tedavi yöntemi uygulanır eğer istatistiki bir başarı bulunur ise bu maddenin/yöntemin söz konusu hastalık tedavisinde yararlı olduğu söylenir. Bulaşıcı hastalıklar gibi belli bir sürede oluşan ve sonuçlanan hastalıklarda bu tür araştırmaları yapmak çok kolaydır. Oysa kanser böyle değildir. Oluşumu insan ömrüne yayılır. Herhangi bir maddenin kanserden koruyup korumadığını araştırmak için binlerce insana zencefil yedireceksiniz, bir o kadarına da yedirmeyeceksiniz bunları onlarca yıl izleyecek sonra da sonuçlara bakacaksınız. Yapılamıyor. Sonuçta konu spekülasyonlara bırakılıyor. İddia edenlerin iddiası bilimsel olarak hem kanıtlanamıyor hem de reddedilemiyor. Bu boşluğu yakalayan da insanları sömürdükçe sömürüyor".



Bilimden ve resmi kuruluşlardan şaşmayın


Prof. Dr. Akdur, “Kanserde gerek koruma ve gerekse tedavi anlamında söylenen yol ve yöntemlerin hiç birisinin bilimsel kanıtı ve değeri yok” diyerek, “İnsanların sağlığını ve hastalığını suiistimal ettirmemesinin tek yolu bilimin ve tıbbın rehberliğinden ve yardımından şaşmamak.


Bu arada tıp ve bilim kimliğini kullanarak fırsatçılık yapanları birbirinden ayırt etmek çok önemli. Belki de kafa karışıklığının en önemli nedenlerinden birisi de bu tür insanlar. Bundan kaçınmanın en kestirme yolu da rehberlik ve yardım alırken resmi kuruluşlardan geçiyor” şeklinde görüş verdi.





#Prof. Dr. Recep Akdur
#kanser
#alternatif tedavi
#Ankara Üniversitesi
#Dünya Kanser Günü
8 yıl önce