|

Gökyüzü kafesin kendi olursa

Aynı zamanda bir müzisyen olan Josh Malerman’ın yazdığı Kafes, Aslı Dağlı’nın çevirisiyle İthaki Yayınları’ndan çıktı. Bir anne ve iki çocuğunun hayatta kalma mücadelesini anlatan roman, kurduğu gerilimli atmosferle ve akıcı üslubuyla bir solukta okunacak kitaplardan...

Yeni Şafak
13:48 - 9/09/2015 Çarşamba
Güncelleme: 10:51 - 22/09/2015 Salı
Yeni Şafak

Görmek insanın en önemli melekelerinden biridir. Ama insanın en hayvani dürtüsü şüphesiz ki hayatta kalma çabasıdır. Öyle bir dünya düşünün ki, bakmanız yasak. Çünkü gördüğünüz şey sizi delirtip yok ediyor. Gözlerinizde siyah bantlarla el yordamı yaşıyorsunuz ve tek bir amacınız var hayatta kalabilmek. Josh Malerman'ın ilk romanı olan “Bird Box” yani “Kafes” bizi bu ütopik dünyaya çağırıyor. Malerie adlı kahramanız mutfakta hayatta kalan son insanlardan bir kaçı olan kendisi ve çocuklarını bu cehennemden nasıl kurtaracağını düşünüyor. Ve uzun zamandır üzerinde çalıştığı ve en ince ayrıntısına kadar kafa yorduğu planını devreye koyuyor. 4 yaşındaki iki çocuğunu yanına alarak onları kurtuluşa taşıyacak kayığa doğru ilerliyor. Tabi gözlerinde siyah bantlar ve üzerlerinde asla görmemeleri gereken bir gökyüzü var.


BİZİ TAŞIYAN NEHİR

Kafes, Malerie'nin çocuklarıyla küçük kayığa yerleşmesiyle başlıyor. Kadın kahramanımız bütün bu yolculuk boyunca geçmişle şimdiki zaman arasında gidip geliyor. Dünyayı kurtarmak gibi bir derdi yok. Onun için ulaşılması gereken yer, bir anne olarak kendini hatta daha önemlisi oğlunu ve kızını yaşatmak. Malerie'nin iç sesi ve geçmişten gelen sahneler yolculuk boyunca ona eşlik ediyor. Okur, sıradan bir hayatın içindeyken dünyanın nasıl bu kadar korkunç bir yere dönüştüğünü yavaş yavaş çözmeye başlıyor.


Kahramanımız çocuklarını duyarak hayatta kalmayı öğretmiş bir annedir. Zaman zaman bununla övünse bile onların gökyüzünü görmemiş olmaları onu hep incitmeye devam ediyor. Güneşi, bulutları, yıldızları ve ayı hep kendi el yordamı çizimleriyle onlara anlatmıştır. Bu halleriyle o ve çocukları gökyüzünün kafes olduğu bir dünyada son kuşlardan farksızdır. Malerie ve çocukları dünyada işlerin ters gitmesiyle beraber bir evde toplanan bir avuç insandan geriye kalanlardır. Anne, oğul ve kız kayıkta da aynı başarıyı gösterip yaşama tutunmak zorundadır. Çünkü en ufak bir hatanın tek anlamı delirmek ve ölmektir.


ZORUNLU KÖRLÜK

Jose Saramago'nun “Körlük” romanında birdenbire kör olan bir grup insanı akla getiren Kafes, aslında zorunlu körlük yaşayan bir grubu anlatıyor. İnsanın görmeden duyarak, dokunarak ve hislerine güvenerek ayakta kalma çabası takdire değer. Ancak yine aynı insan, bencillikle bezenmiş ruhunun defosunu bir yerde gösteriyor. Dört tarafı kapatılmış bir evde yaşananlar bizi yeniden kendisini feda eden insan figüründen, kötülük yapmayı meslek edinen insan türünün savaşının ortasında bırakıyor. Bir kadının yaşatma çabası da yine Malerie üzerinden şekilleniyor.


Korku ve grilim unsurlarını başarılı bir şekilde veren kitap, akıcı üslubuyla da dikkat çekiyor. Bir solukta okunabilecek roman, okuru yakalamasını biliyor. Kayıkta çocuklarıyla birlikte kurtuluşlarına giden Malerie ile yakınlık kuran okur, kazasız belasız o yere varmak için çırpınıyor. Nehrin onları korumasını diliyor. Hatta onlar gibi gözlerine siyah bir bant geçirip kitabı öyle okuduğunu hayal ediyor.


YENİ STEPHEN KING

Korku ve gerilim filmlerini severek izleyenler için farklı bir alternetif olarak karşımızda duruyor Kafes. Benim gibi korku ve gerilim içeren eserlerden hazzetmeyen okuru bile yakalamayı başaran roman, gelecek vadeden bir yazarın ilk eseri olma özelliği taşıyor.


İsmi Stephen King ve Hitchcock'la birlikte anılan Josh Malerman, Kafes romanıyla “This Is Horror” ödülünü almış bir yazar olarak edebiyat dünyasına iyi bir giriş yaptı. Yazarın aynı zamanda bir müzisyen olduğunu ve “The High Strung” grubunun solistliğini yaptığını belirtmekte fayda var. Zira romanda doğdukları günden beri gökyüzünü ve dışarıdaki dünyayı görmeyen iki küçük çocuğun sadece duyarak hayatta kalmaları, işitmeyi yücelten bir müzisyenin marifeti olarak da yorumlanabilir.


Bu arada yeni Stephan King olarak görülen Josh Malerman aslında kitabını 2007'de yazıyor. Ancak benzer senaryoları ekranda görünce kitabı tamamlamıyor. Kitabını farklı isimlerle paylaşan yazar sonunda romanı tamamlıyor ve kitap 2014 yılında İngiltere'de yayınlanıyor. Büyük beğeni toplayan hikaye basılmadan önce film hakları satılıyor. Yani “Kafes” filmi gösterime girmeden, zihninizde bu senaryoyu canlandırıp kendi filminizi yapmanız için çok süre yokmuş gibi görünüyor. Üstelik filmi çıktığında başarılı bir uyarlama olup olmadığını anlamanız için kitabı şimdiden okumanızda fayda var. Kafes, Aslı Dağlı'nın başarılı çevirisiyle İthaki Yayınları'ndan çıktı.



Kafes

Josh Malerman


İthaki Yayınları


2015


330 sayfa





#Kafes
#Josh Malerman
#Gökyüzü
9 yıl önce