|

Görev aşkını babamdan öğrendim

Özel Harekat Polisi'nin aile hayatının anlatıldığı "Kızım ve Ben" adlı sinema filminin çekimleri başladı. Filmde polisi canlandıran Cemal Hünal, "Onlar hem ülke hem de aile sorumluluklarını üzerlerine almışlar. İşleri çok zor" derken eşini canlandıran İrem Helvacıoğlu ise "Bende asker kızıyım. Onlar ülkelerini korumak için yeri geldiğinde ailelerini unutuyorlar" diyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 23/07/2017 Pazar
Güncelleme: 02:46 - 23/07/2017 Pazar
Yeni Şafak
​Görev aşkını babamdan öğrendim
​Görev aşkını babamdan öğrendim

Özel Harekat Polisi'nin üniformasının ardındaki özel yaşantısını tahmin etmemiz bir hayli zor olsa gerek. Onların vatan millet sevdasıyla namlusu ve kamuflajıyla hep görev başında olduğunu düşünürüz. Bu yoğunluğun ardındaki aile hayatının nasıl olduğu hayal bile edemeyiz. İşte tam bu noktada bir Özel Harekat Polisi'nin aile yaşantısını, kızıyla diyaloğunun anlatıldığı "Kızım ve Ben" adlı polisiye-dram türündeki sinema filminin çekimleri başladı. Senarist ve yönetmen koltuğunda Murat Gürvardar'ın oturduğu filmin başrollerini ise Cemal Hünal ve İrem Helvacıoğlu paylaşıyor. Bizde ikili ile buluşarak filmi konuştuk. Filmde Hünal, eşinin kendisini terketmesiyle kızıyla başbaşa kalır ve kızına hem annelik hem de babalık yapmak durumunda kalır. 5 yıl sonra eşinin çıkıp gelmesiyle de maceralar başlar. Üniformalı askerlere baktığımızda onların başka bir hayatı olabileceğini algılayamadığımızı söyleyen Hünal, "Çok ciddi sorumlulukları var ve vebal altında yaşayarak ülkemizi koruyorlar, bizim güvenliğimizi sağlıyorlar. Bu hissiyatlarımı beyazperdeye aktarmam çok zor oldu. Oyunculuğumu da bir anlamda etkiledi" diyor. Eşi Serap'ı canlandıran Helvacıoğlu ise, asker kızı olduğu için onları daha iyi anlayabildiğini ve ülkemizi korumak için ailelerini unuttuklarını dile getiriyor.

Baba-kız hikayesinin anlatıldığı "Kızım ve Ben" filmde bir Özel Harekat Polisi'ni canlandırıyorsunuz. Bu sizin için nasıl bir deneyim oldu?

Cemal Hünal: Çok etkileyici ve samimi bir senaryoydu. İçinde kendim için hikayeler görebildiğim bir proje oldu. Tekliflerini severek kabul ettim. Bana proje geldiğinde gelirinin şehit ailelerine gideceğinden bahsettiler. Özellikle yapımcı Salih Memişoğlu'nun arzusunun bu yönde olduğunu ve gerçek bir hikayeden esinlenildiğini öğrendim. Beni fikir olarak bu çok cezbetti. Her zaman sosyal sorumluluk adına bir şey yapabilmek bizim için çok kıymetli. Bu durum beni projeyi okumaya teşvik etti.


GÖREV AŞKINI BABAMDAN ÖĞRENDİM
Siz polis eşi Serap'ı canlandırıyorsunuz. Bir polis eşinin duygularını oynarken hissettiniz mi?

İrem Helvacıoğlu: Evet. Benim babam da asker. Çocukluğumdan beri içlerinde yaşıyorum. Görev aşkını babamdan öğrendim ben. Şehitlik kavramını çok küçük yaşta öğrendim. En yakınımız, selam verdiğimiz bazen de sadece merhaba dediğimiz bir insanın ertesi gün hayatınızda olmadığını öğrenmenin gerçekten bir insanı ne kadar üzebileceğini, ailesine haber vermenin ne kadar zor olduğunu zaten çocukluğumdan beri biliyorum. Bu yüzden hissiyatlar benden uzak değildi. Oynarkende bunları aktarmaya çalıştım. Onlar görev başında ülkemizi korumaya çalışırken çoğu kez ailelerini unutuyorlar. Canları sağolsun...

Sette kendi hayatınızla özdeşleştirdiğiniz ve duygulandığınız anlar oldu mu?

İ.H: Sette duygularımızı kontrol altında tutmak zorundayım ama bu zor bir durum. Bu benim hayatımda var olan bir şey. Babam operasyonlarda ölümle burun buruna gelmedi ama her zaman aşina olduğumuz bir durumdu bu. Önemli bir göreve gidince telefonumuz çaldığında 'Kötü bir haber mi yoksa! Babam mı arıyor?' demenin ne kadar zor olduğunu biliyoruz. 'Başın sağolsun' demenin, dilinin kilitlenmesinin ne kadar zor olduğunu çok iyi biliyorum. Hayat namlunun ucunda ve bugun evden çıktıklarında bir kez daha gelmeyeceğini düşünmeyi ben küçük yaşta öğrendim. Bu duygu benim içime yerleşti.


POLİS EŞİ OLMAK ÇOK ZORMUŞ
Bu rolde sizi etkileyen şey ne oldu?

İ.H: Ben bir anne değilim, evli değilim. Beni cezbeden biraz da bu oldu aslında. Kadının yaşadığı durum çok farklı. Doğum sonrası sendrom yaşıyor. Anne olmak çok zor ama polis eşi olmak, çocuklarının annesi olmak çok daha zor. Çok fazla şeyler düşüyor üstlerine. Çoğu kez baba kavramı yok. Haftasonu bir yerlere gidip ailece gezmeler olmuyor. Burada anneye çok rol düşüyor. Bende ailemde bunları yaşadığım için beni çok etkiledi.

C.H: Üniformalılara baktığımızda insanlar onlarında özel hayatı olduğunu çok çabuk unutuyor. Hepsinin ayrı bir yüz ve hayatı olduğunu, mesleğinde çok dominant olması gerekenlerin nasıl zorluklarla karşılaştığını bilemiyoruz. Dolayısıyla öyle bir insanın iç dünyasını girebilmesi ve kızını iyi bir şekilde yetiştiriyor olması çok zor. Beni etkileyen buydu. Çok ciddi sorumlulukları olup vebal altında yaşayarak ülkemizin ve bizim güvenliğimizi sağlıyorlar. Yaşadıklarını atlatabilmeleri çok zor. Bu hissiyatlar benim oyunculuğumu oldukça etkiledi. Onlar hem ülke hem de aile sorumluluklarını üzerlerine almışlar. Benim mesleğim onlara göre çok rahat.

MİLYONLARCA AİLEDEN SORUMLULAR
Filmde Özel Harekat ile ilgili özellikle verdiğiniz bir mesaj var mı?

İ.H: Asker sadece ailesinden değil, tüm Türkiye'den sorumlu. Görevini yarım bıraktığın noktada birçok şey olabilir. Milyonlarca aileden sorumlular. Ben babamın çoğu zaman ne iş yaptığını bilmezdim. Anlatmazdı. Çünkü bu onun içim mahremdi. Yüzüne yansıttığı zamanlar olurdu. Bunları düşününce ne kadar zor olduğunu anlayabiliyoruz. İlk öncelik görev olmalı tabii ki ama aile de geri plana atılmamalı. Beraber yürütülmeli.

C.H: Özel Harekat Polisi'nin hayatını görüyoruz evet ama odaklanmak istediğimiz nokta çoğunlukla aile dramı. Bu bir aksiyon filmi değil. Aile dramı. Emniyetten çok büyük destek aldık. Sete geldiler. Kendileriyle çalışma fırsatım oldu. Sahne çekme fırsatım oldu. Operasyon kısmına biraz da dokunuyoruz. Seyircinin ağzında farklı bir tat bırakmak istiyoruz. Filmin baskın tarafı daha çok aile üzerinden.

Oynarken ailenizde yaşadıklarınız aklınıza geldi mi?

İ.H: Malatya'dayken yaşadığımız şeyler var. Çok fazla insan tanıyoruz. Çok erken yaşta ölümün ne kadar yakın olduğunu farkediyoruz. Çocukluk arkadaşlığımız bile uzun sürmüyor. Rolümü oynarken bunlar geldi aklıma.


Komedi akıl işi
Canlandırdığınız karakterde siz yaşantısınızdan bir şeyler görüyor muyuz?

Cemal Hünal: Özellikle bu karakterle benim alakam yok. Ben hayata onun kadar ciddi bakmak zorunda değilim. Özellikle Özel Harekat evde bambaşka ve görevde çok başka biri... Ama tabi her karaktere muhakkak kendimizden bir şeyler katıyoruz.

Sizi çoğunlukla gençlik dizilerinde gördük. Dram türündeki yapımlar ilginizi çekiyor mu?

İrem Helvacıoğlu: Evet. Beni daha çok dram cezbediyor. Komedi de akıl işi aslında. İyi bir ekip olursa ve enerjiler uyuşursa iyi işler çıkıyor. Biz toplum olarak komediye daha yatkınız. Gülmeye daha çok ihtiyacımız var.

Tek hayalim hikaye anlatmaktı
Peki oyunculuk hayatınız nasıl başladınız?

Cemal Hünal: Ben lisedeyken tiyatrodaydım. Çocukluğumda sinema ve televizyon beni çok etkilemişti. Bana meslek olarak ne yapmak istiyorsun dediklerinde çok iyi hatırlıyorum bilinçli olarak ilk hikaye anlatmak istiyorum demiştim. Tek hayalimdi. O yüzden bu işi yaptığım için kendimi şanslı hissediyorum.

İrem Helvacıoğlu: Ben oyuncu olmaya 10 yaşında karar vermiştim. Tiyatroyu seçtim. O zaman anladım ki sahnede olmayı, fikir ortaya atmayı, oyun hakkında bir şeyleri tartışmayı, o işin içinde olmayı seviyorum. Sahnede yer almayı seviyorum. Ben oyuncu olmalıyım dedim. Oyunculuk benim için hayat. İstediğini elde etmek demek. Her rol beni daha fazla heyecanlandırıyor.

#Cemal Hünal
#İrem Helvacıoğlu
7 yıl önce