Senai Demirci, Kırk Kapının Kırk Duası adlı eserinde bir bir üzerimize kapattığımız kapıları nasıl açabileceğimizi anlatıyor. İnsanın ümidini yitirip tamamen dünyaya râm olduğu, hatta dünyaya yenildiği bir zamanda ferah sözlere ihtiyacı vardır. Cenneti, ahreti, hesap gününü, Allah’ın rahmetini, bağışlanmayı hatırlatacak seslere ihtiyacı vardır…
Çaresiz, kınanmış,amaçsız, değersiz, korkulu, sıradan, önemsiz, ümitsiz,bencil, huzursuz, muhtaç ve duasız kılan kapılara kafasını vuran insanların açık bir kapı; ihya eden bir kapının varlığını bilmesini istiyor yazar. İnşirah denli ferah sözlerle bizi kendimizle barışmaya, imanımız için abdest tazelemeye davet ediyor. Dilimize pelesenk olan Fatiha’yı adeta kalbimize serin sular gibi akıttığımızda menzilin kapısının açılacağını işaret ediyor. Evet, özelde Müslümanlar, genelde ise insanlar Fatiha ile barıştıklarında sadece Kuran’ın kapısı değil, hakikatin kapısı da açılacaktır. Varedenesesiyle, duasıyla borcunu ödeyen kul ferahlığını bu kitapta bulacaksınız. Masalın kırk kapısından değil, hakikat tek kapısından kovulmamak duasıyla.