|

Her daim yoldakiler

Ankara’nın trajikomik memur hikayelerini anlattığı kitabı “İsmet Saat Kaç”tan sonra yılların birikimi olan “garip” röportajlarını “Baba adı Adem Ana Adı Havva” kitabında kaleme almıştı Ebubekir Kurban. Şimdiyse Kurban, sıradan olmayan hikayelerini “Gariplerin Kitabı”nda anlatıyor.

Yeni Şafak
15:41 - 17/09/2016 Cumartesi
Güncelleme: 12:43 - 17/09/2016 Cumartesi
Yeni Şafak
ZEYNEP ZELAN


Ebubekir Kurban, yanında her daim bir kör, bir yetim, bir engelli, bir mülteci ile gezen, insanların yanından geçerken görmezden geldiği, konuşmaya hatta yüzüne bakmaya imtina ettiği garip gureba kim varsa beraber olmaktan kaçınmayan bir isim… Garipleri edebiyat malzemesi yapmadan hayatına dahil etmiş, onları dost edinmiş, bir ihtiyaçları varsa yanlarına koşmuş bir derviş…



GÖKYÜZÜNE SAKLANMIŞ MİLYARLARCA HİKAYE


Büyük insanlar, büyük olaylar, sükseli hayatlar, büyük maceralar, global keşifler tarihe her zaman geçecektir. Ancak sıradan insanın aslında büyük bir dünya barındıran küçük hikayesi ise hiçbir zaman tarihe not düşülmeyecektir. Beyaz başörtüsü ile ezan vaktini bekleyen Ayşe teyze, bakkala ekmek almaya giden kısa pantolonlu çocuk, emekli maaş kuyruğunda bekleyen Ahmet amca, bakkal Hüseyin, terzi Ali Bey, yeni nişanlı Semra… ve daha niceleri sıradan insan, hiçbir tarihin ana maddesi olmayacak belki de... Sadece onlar mı? Garipler, kalbini kendine yol bellemiş dervişler, dağlarda çobanlar, gönlü aşka düşmüş karıncalar tarihin tozlu sayfalarında yer alacak mı, yoksa dünya var olduğundan beri gökyüzüne saklanmış milyarlarca hikaye arasında yitip gidecek mi?


Ebubekir Kurban yeni kitabı “Gariplerin Kitabı” ile bu soruların cevabını veriyor bir bakıma… Gurbete gidenlerin, yalnızların, ölesiye aşıkların, muhtaçların, kalbini rehber belleyenlerin, hüznü kendine türkü yapanların, hayatı hayret makamında yaşayanların, yolda kalmışların, yola yeni koyulanların ve her daim yolda olanların hikayeleri kaleme alınanlar… Yazar Kurban, aslında bir sözlü tarih ustası. Sıradan insanların sıradan olmayan hikayelerinin derinlerine çağırıyor okuru.



DERVİŞ GÖNÜLLÜ ADAM


“Derdimiz büyük, mevzu derin, aşkımız hakikat” diyen yazar, borsadan, yükselen tahvillerden, altın fiyatlarından, kariyer planlarından, hızlı zayıflamanın sırrından bahsedilen bir dünyada kalpten, gönülden, hakikat arayışından, dostluklardan, muhabbetten bahsediyor. Her mahallenin bir “deli”si vardır ya… Herkes sabah erkenden işe, okula yetişmeye çalışırken o bir kenarda onları izler. Herkes yeni çıkan telefonlardan, pahalılıktan, siyasetten konuşurken o hüzün der, aşk der ve her daim gülümser. Çünkü kalbi bir bebeğinki kadar tertemizdir, dünyanın hiç bitmeyen ve bitmeyecek dertleri ona uğramamıştır, belki de o kadar uğramıştır ki artık acıyı hissetmeyecek kadar pür-ü pak olmuştur. İşte o derviş gönüllü adam bir kitap yazsa ancak “Gariplerin Kitabı”nda yazılanları söyleyebilirdi. “Şeyhimiz karınca. Gönlümüzü sonsuz aşka açar, zikirle ağustosta yanarız… Zikrim ağustos şeyhim karınca.” diyor yazar. Yazar derken bir an şair diye yazacaktım. Çünkü kitapta yazılanlar uzun cümlelerle kurulmuş bir şiir gibi. “Aşkla yürünen yol ne güzeldir” diyen “Gariplerin Kitabı” bu gönül yolculuğunda okuruna kalpten sesleniyor. Kalpten okunması dileğiyle…



  • Kitabın künyesi:
  • Gariplerin Kitabı
  • Ebubekir Kurban
  • Profil Kitap
  • 2016
  • 67 sayfa
#Gariplerin Kitabı
#Ebubekir Kurban
8 yıl önce