İlk kitabı “Esaret 1916" ile okuru selamlayan yazar Nurettin Taşkesen, dedesi Ahmet Onbaşı'yı merkeze aldığı romanında bir dönemin özetini çıkartıyor. Dedesini 7 yaşında kaybeden Taşkesen, onu iri yarı, uzun boylu, saçları dökülmüş, başının orta kısmında da gazilik yarasının iziyle hatırlıyor. Çocukluk ve gençlik çağları babasından dinlediği kahramanlık hikayeleriyle geçmiş. Taşkesen babasının anlattığı her hikayeden notlar tutmuş. Kitabı da babası Terzi İsmail'e ithaf ediyor. 1975 yılında mezun olduğu edebiyat fakültesi sonrasında Bâbıâli'den hiç ayrılmayan Taşkesen, gazetelerde musahhih (düzeltmen), yayınevlerinde yönetici ve teknik sorumlu olarak görev almış. Aile, İstklal Madalyası ve gazi maaşı için devlete müracaat etmemiş. Ahmet Onbaşı'nın vatan için yaptığı katkıları gelecek nesiller de bilsin isteyen Taşkesen bu romanı yazmaya karar vermiş.
Nurettin Taşkesen romana başlamadan önce sadece babasından dinlediği hikayelere bağlı kalmamış. Altı ay süren kapsamlı bir tarih araştırması da yapmış. I. Dünya Savaşı'ndaki Doğu cephesi üzerine özel ilgi gösteren yazar, Ruslar'a esir düşen Türk esirlerinin gidiş yolları ve durumlarını, 1917 Rus ihtilalini ve 1921'den sonraki Milli Mücadele yıllarını aslına en uygun şekilde yazıya dahil etmiş. Sinema filmi izler gibi okunan “Esaret 1916", betimleme ve karakter analizi bakımından öne çıkıyor. Kitabı okurkan Ahmet Çavuş'la birlikte savaşıp, yan yana koşup, tutsak geçen günlerde aç kalıp, başında patlayan top mermisini hissedeceksiniz.
Kitap, okurunu yüz yıl öncesine götürürken Rusya'da geçen esaret yıllarına da bizi ortak ediyor. 7 yıllık askerlik, savaş alanları, Rusya'da geçen beş yıllık tutsaklık ve vatana geri dönüşüne İstiklâl Harbi, aile dramı ve Erzincan depremi de ekleniyor. Üslubun akıcılığını da düşünürsek, hayatında nerdeyse rahat yüzü görmeyen 1890-1961 yılları arasında yaşamış Gazi Ahmet Çavuş'un hikayesi sürükleyici bir hâl alıyor. Rus esaretinden kaçış macerası ise kitabın aksiyonu yüksek bölümü... Babasından duyduğu kadarını kaleme döken yazar, bu bölümü kısa tutsa da sonundaki tren yolculuğuyla birlikte gayet iyi bir tat bırakıyor. “Esaret 1916" güçlü iradeyle aşılan çileli yılların her şeye rağmen coşkuyla vatan savunmasına katılan bir askerin hikayesi. Tarihimizde şüphesiz birçok böyle hikaye gün yüzüne çıkmayı bekliyor. Son olarak sıradaki kitap için meraklı okura bir ipucu bırakalım: Yazar son yıllardaki çalışmalarını Kudüs üzerine yoğunlaştırmış.
• • •
Esaret 1916
Nurettin Taşkesen
Mihrabad Yayınları
2017
160 sayfa