Günün yoğunluğu içinde kendimize bile vakit ayıramadığımız zamanlar çok olmuştur. Yoğun koşuşturma sonrasında gezemediğimiz sergiler, kaçırdığımız etkinlikler çok fazla. “Sergileri gezmek istiyorum ama vaktim olmuyor” diyenler için formül artık çok basit. Her türlü sanatsal faaliyetleri bizimle buluşturan kafeler var. Öncesinde büyük çoğunlukta galerilerde, sanat merkezlerinde düzenlenen sergiler ve sanatsal etkinlikler artık kafelerde bizimle buluşuyor. Kafe-sanat işbirliği ile her türlü sanatsal etkinlikten ve özellikle de sergilerden mahrum kalmayacaksınız. Herhangi bir zaman gittiğiniz bir kafede kahvenin buram buram kokusu ve tadıyla dinlenirken aynı zamanda da sergileri gezebileceksiniz. Mekanlarında sergilere yer açan mekanlara her gün bir yenisi ekleniyor. Biz bu hafta adını sanatla duyuran kafelerden Petra Coffee, Envai Kahve, Zahir Restorant, Vogue Restorant ve Banyan Restorant ve Vino Steak House'daki sergileri gezdik.
Gezerken tesadüfen bulduğumuz, kahvenin merkezi Petra Coffee sergileriyle de göz doyuruyor. İçeri girdiğinizde kahvenin buram buram kokusunun ardından başınızı sol tarafa çevirdiğinizde sanatın o inceliği karşınıza çıkıyor. Böyle nadir mekanları internette aramadan yolda gezerken de bulabilirsiniz. Petra Coffee kurucusu Kaan Bergsen, kafede 2-3 ayda bir değişen sergiler olduğunu dile getiriyor. Şuanda Fransız bir sanatçının eserleri sergileniyor. Yılda bir kez yaz ayında yaptıkları “Open House” sergisi olduğunu belirten Bergsen, sergilerin kafelere doğru yönelmesinin hem iyi hem de kötü olduğunu belirtiyor. Bergsen, sergilerin insanların toplu bulundukları ortamlarda görünür hale gelmesinden dolayı mutluluk duyduğunu dile getirirken sanatçıların ise yeteri kadar hak ettikleri değeri alamadıkların dolayı da üzüntüsünü ifade ediyor.
Muhabbet ve sergiyi samimi bir ortamda buluşturan bir diger sanat kafe ise Envai Kafe. Kafenin sahibi Hüseyin Kara, “Kahve Bahane” diyerek sanatı kafesinde yaşatmaya devam edeceğini söylüyor. İnsanların sanatsal alanlardan sosyal alanlara kaydığı bir dönemde olduğunu söyleyen Kara, ulaşımı daha kolay ve sergilerin görülebilecek olan yerlerde daha görünür kılınması gerektiğini belirtiyor. Hüseyin Kara, kafenin yan tarafında bulunan berbere gelen müşterilerin bile sergi olduğunda gözlerinin sergiye kayıp ilgilerini çekmesinin onları son derece mutlu ettiğini dile getiriyor. Mahalleden ve müşterilerden çok güzel tepkiler aldığını dile getirerek kafesinde sergileri devam ettireceğini de ekliyor. Geçtiğimiz haftalarda Murat Terzioğlu'nın “Olay İnceleme Yeri” sergisinin açıldığı bu kafede, Ekim ayının ortalarında da özel bir kolaj sergisi açılması planlanıyor.
Kuzguncuk semtinde tarih kokan mimarisi ile sanatı buluşturan gözde restoranlardan birisi Zahir Restoran. Restoranda devamlı olarak Suriyeli sanatçıların resimleri sergileniyor. Restoran sahibi Muhammed Salihoğlu, Suriyeli koleksiyoner olan Adnan Al Ahmad işbirliğiyle restorantına sanatı getirdi. Salihoğlu, sergileri mekana getirmeye devam edeceğini belirterek restorandına workshop ve ebru sanatı gibi sanatları da getireceğini ifade etti. Geçtiğimiz günlerde başlayan Suriyeli sanatçı olan Mahmoud Dayoub'ın 'Body Vücut' isimli karma resim sergisi bu günler sona erdi. Sergide yer alan tasavvuf ve sufiliği konu edinen resimler, gelen misafirlerin büyük ilgisini çekiyor. Önümüzdeki süreçte sanat danışmanı Derya Şalbalkanlı öncülüğünde sergiler devam edecek. Restoranda bu ay çişitli sanat dallarında kurslar başlıyor.
Sanatı günlük hayatımıza dahil etmeyi amaçlayan Vino Steak House'da 8 Aralık tarihine kadar 'Sonsuzluk 1' ve 'Sonsuzluk 2' başlıklı sergileri sanatseverlere sunuyor. Birbirinden önemli isimler Ferhan Atalay, Berrin Duma, Neriman Küçükbeycan, Beril Taşkent, Gülay Yüksel, Mustafa Albayrak, Taçlan Görgün, Deniz İpekçi Asteris Lümen, Necmiye Özşengül'ün eserleri yer alıyor. Restorantta sergiler sanatseverler ile buluşmaya devam edecek.
Kafelerin dışında görmeniz ve deneyimlemeniz gereken yerler de var. Dışarıdan bakıldığında içini farklı düşündüğünüz ama içeri girdiğinizde karşınıza bambaşka çıkan mekanlar sizi şaşırtacak. Şantiye gibi duran fakat içeride Jazz da dahil olmak üzere her türlü etkinliğin olduğu Tamirane Cafe'yi görmeniz gerekiyor. Bu mekanda müzik ve serginin buluşmasıyla çok eğleneceksiniz. Tamirane gibi atölye olarak zihinlerde kalan “Atölye Maslak”ın da içini görmeden geçmeyin. Çünkü içeride birbirinden değerli tasarımcılar ve sanatçılar var ve hepsi sanat için uğraşıyorlar. Eğer üretmek ve öğrenmek istiyorsanız da Taksim'de bulunan Tezgah Üretim Evi'ne de gitmeniz gerekir. Etkinlikleri ve sergileri herkesin kolayca görebileceği yerlere taşıyorlar. Yalnız dahi olsanız zamanınızı dolu dolu geçirmek için Kolektif House'da gidip orada Jazz günlerinde insanlarla tanışıp çevrenizi de genişletebilir ve doyasıya eğlenebilirsiniz.
İstanbul'un klasikleşen restauranlarından biri olan, panoramik Boğaz manzarasıyla ön plana çıkan Vogue Retauran, “Art Vogue” projesi ile kapılarını sanatseverlere açtı. Sergilerin alışagelmiş galerilerden çıkmalarına fırsat tanıyan Vogue'de 14.İstanbul Bienali paralel etkinlikleri arasında yer alan “Havada Asılı” isimli sergi 30 Ekim'e kadar devam edecek. Sergi, yazdan sonbahara geçişin etkisini üzerinde taşıyan eserlerden oluşuyor. Havadan sarkan metal yastıklar ve kağıttan uçuşan karakterler gibi yerinde duramayan unsurlar serginin birer parçası. Sanatsal eserleri ile oluşturduğu muhteşem ambiyansı ile konuklarına unutamayacakları anlat yaşatıyor.
Restoran ve kafelerin sergiyi sanatseverleriyle buluşturduğu güzel manzaralı bir diğer mekan da Banyan Restoran. Evren Sezgin'in 'Parts' başlıklı sergisi Banyan Restoranda 'Art For The Soul' projesi kapsamında Şeli Art Project işbirliğiyle sanatseverler ile buluşuyor. Bu ay başlayan ve 12 Aralık'a kadar devam edecek sergide Sezgin, Parts'ın doğuş hikayesini anlattığı resimleriyle gelen misafirlerinde ilgi odağı olmaya devam ediyor.
