|

Küreselci sermaye Fort Knox ve Trump

ABD tarihinde Trump tarzı küreselci sermayeye karşı, merkez bankası ile mücadele eden ve establishment’ı sorgulayan tüm başkanlara suikast yapılmıştır. Bunlardan Lincoln, Kennedy, McKinley gibi başkanlarda suikastler başarılı olmuş başkanlar hayatını kaybetmiştir.

Yeni Şafak ve
04:00 - 22/11/2016 Salı
Güncelleme: 21:30 - 21/11/2016 Pazartesi
Yeni Şafak
Erkan Öz

Finansal Analist


8 Kasım seçim akşamı televizyonlarımıza çıkan ülkemizin en güzide üniversite ve kurumlarından birçok uluslararası siyaset ve ekonomi analisti Donald Trump'ın başkanlığı asla kazanamayacağını, kazansa bile doların düşeceğini iddia etti. Oysaki 2008 krizinden sonra ABD'de merkez bankası etrafında organize olmuş küreselci sermaye 3.2 trilyon dolar gibi korkunç miktarda bir parayı karşılıksız olarak basmış, kendi bankalarını kurtarmış ve özellikle Amerikan orta sınıfının ezilmesine neden olmuştu. 2008 de yüksek maaşlı üst düzey yöneticilik işini kaybeden Amerikalının McDonalds'ta iş bulması medya tarafından topluma istihdam artıyor ekonomi düzeliyor diye sunulmuştu. Halk Trump'ı seçerek bu oyuna tepkisini gösterdi. Bizim analistler ise dünyanın birçok yerinde olduğu gibi işte bu aynı medyanın Hillary seçimi kesin kazandı hikayesine inandılar.



Daha da kötüsü günlük medya analistleri hem Türkiye'de hem dünyada 2008 krizini doğru değerlendiremedikleri için eski varsayımlarla yorum yaptılar ve Trump'ın seçilmesiyle doların düşeceğini iddia ettiler. Oysa Trump'ın seçilmesi öncelikle küresel piyasalarda korkuya neden olacaktı. Korku ise öncelikle en güvenilir para birimine dönmeyi gerektiriyor bu para birimi şimdilik dolar. Bu nedenle Trump'ın seçilmesi ile derhal dolara bir hücüm gerçekleşeceği ve doların 3.10 bandından 3.30-3.40 bandına sıçrayacağı çok açıktı.



BONO BALONU PATLAYABİLİR


İş bununla da kalmıyor. Trump'ın temsil ettiği ABD ulusal sermayesi ve milli devleti özellikle ABD ve Avrupa da yuvalanmış küreselci dev şirket ve bankalara karşı harekete geçmiş durumda. Trump'ın ekonomi politikasına baktığımızda öncelikle şirketleri ilgilendiren kurumlar vergisini %30'lardan %15'lere düşürmek istediğini görüyoruz. Ayrıca Trump yaklaşık 600 milyar dolarlık yol köprü vb. yapımını içeren bir alt yapı yatırım paketi ile geliyor. Sadece bu iki politika bile Trump'un bütçe açığı ile ülkeyi yönetmeye hazırlandığını gösteriyor. Bu durumda doğal olarak ABD'nin özellikle borçlanma senetlerinin faizlerinde derhal bir yükselme gerçekleştirdi. Faizlerin yükselmesi demek doların daha da değerlenmesi anlamına geliyor. Fakat devlet borçlanma senetleri yani dünya bono ve tahvil piyasasında faizlerin yükselmesi yüzlerce trilyon dolarlık bono balonun patlamasına neden olabilir. 2008 sonrasında özellikle ABD, Avrupa ve Japonya merkez bankalarının havadan bastıkları trilyonlarca dolarlık kağıt paranın bono piyasasına akması işte bu tarihin en büyük ve en tehlikeli finansal balonunun oluşmasına yol açmıştı.



Peki Trump bu tehlikeyi görmüyor mu? Bence görüyor ve kasten bono piyasasının çökmesine oynuyor. Çünkü bono piyasası çökerse öncelikle bu bonoları çok kıymetli varlıklarmış gibi bilançolarında gösteren küreselci sermayeye ait büyük bankalar ve merkez bankaları çökecektir. Zaten Trump taraftarlarının istediği de bu finans oligarşisini yok etmek değil mi?



DOLAR GÜÇLENİYOR


Peki küreselci sermaye Trump'ın bu hamlelerine karşı ne yapıyor. Herkes, 17 Kasımda konuşan ABD merkez bankası FED başkanı Janet Yellen'dan bono piyasasını rahatlatacak açıklamalar bekliyordu. Oysa Yellen bono faizlerinde ki tehlikeli tırmanışa rağmen FED'in Aralık'ta faiz artırabileceğini net bir şekilde ifade etti. Tabi bu doların ateşini daha da yükseltti. Küreselci sermayenin planı Hillary'i başkan seçtirip FED faiz artışları yolu ile ABD borsasında kontrollü bir çöküş gerçekleştirmekti. Böylece ucuzlayan şirketleri satın alıp Amerikan halkının elinde kalan son gerçek ekonomik varlıkları da ele geçirmek istiyorlar. 2016 başında FED başkan yardımcısı Stanley Fischer 4 faiz artışı yapacaklarını ima etmişti. Fakat ekonomi yeterince güçlü sinyaller üretmediği için bu hedeflerini gerçekleştiremediler. Trump'un seçilmesi şimdilik küreselci sermayenin planlarında bir değişiklik meydana getirmemiş gibi duruyor. FED Aralıkta ve devamında faizleri artırarak hala borsa çöküşüne neden olabilir. Elbette faiz artışları doların daha da yukarı gitmesine neden olacaktır.



Ayrıca Trump özellikle Meksika ve Çin'e karşı korumacı tutum sergileyeceğini açık açık belirtiyor. Üretimin ve dünyaya yayılmış dolarların tekrar ABD'ye döneceği beklentisi de başlangıçta doları daha da güçlendirecektir.



Korku, bono faiz artışları, FED faiz artışları ve yeniden üreten Amerika beklentileri.. Bunların hepsi bir araya geldiğinde rahatlıkla dolar/TL'de kısa vadede 4'e doğru bir hareketin önünün açık olduğunu söyleyebiliriz.



Özellikle korku faktörü Trump'ın seçilmesi ile sona ermiş de değil. 4 Aralık İtalya referandumundan bir siyasi belirsizlik çıkabilir. 2017 Baharında Avrupa'daki seçimlerde özellikle Fransa'da ırkçı partiler iktidara gelebilir. Saatli bomba gibi sessiz sedasız kenarda duran ancak finansal olarak dünyanın en kötüsü konumunda bulunan Japonya'da kötü gelişmeler olabilir. Bunlardan daha önemlisi Trump'ın seçimi küreselci sermaye ve ABD ulusal sermayesi arasında ABD topraklarında adeta bir savaş başlattı. Trump'ın seçim zaferini tanımayan küreselciler George Soros gibi karakterlerin finanse ettiği grupların liderliğini yaptığı ciddi sokak eylemleri başlattı. Trump'çıların buna yanıtı Pizzagate diye adlandırılan bir skandal iddiası oldu. Hillary'in eski kampanya sorumlusu John Podesta'dan Hillary'lerin kendisine, Başkan Yardımcısı Joe Biden ve hatta Başkan Obama'ya kadar uzanan korkunç fakat ciddi bir pedofili ve şiddet skandalı iddiası soysal medyadan tüm dünyaya yayılıyor. Podesta email skandalının seçimden hemen önce FBI tarafından dile getirildiğini hatırlamakta fayda var.



MÜESSES NİZAM VE ABD BAŞKANLARININ AKIBETİ


Bu tip küresel korku oluşturacak olaylar, skandallar ekonomide de her an yaşanabilir. Çünkü Trump FED Başkanı Yellen'ı, FED'in politikalarını ve hatta ABD'nin Fort Knox'ta tutulan altınlarını bile sorguluyor. ABD'de merkez bankası karşıtı çevreler Fort Knox'ta tutulduğu söylenen 8000 ton civarında altının gerçekten orada olduğundan emin değil. Çünkü iddiaya göre 1950'lerden buyana Fort Knox'ta ciddi denetimler yapılmıyor. Trump bu tip bir olayın peşine düşebilir. Ve cidden Fort Knox'ta söylendiği kadar çok altının artık bulunmadığı ortaya çıkabilir. Bu tip bir skandal Enron skandalından daha şiddetli küresel korku meydana getirecektir.



Ama iş burada da bitmiyor. Küresel korkuyu daha da tırmandırabilecek senaryolar gayet mümkün. ABD tarihinde Trump tarzı küreselci sermayeye karşı, merkez bankası ile mücadele eden ve establishment'ı sorgulayan tüm başkanlara suikast yapılmıştır. Bunlardan Lincoln, Kennedy, McKinley gibi başkanlarda suikastler başarılı olmuş başkanlar hayatını kaybetmiştir. 1830'larda görev yapan Andrew Jackson'da ise durum farklı oldu. Jackson küreselci sermayenin merkez bankası etrafında organize olduğunu gördü ve ikinci dönem seçim kampanyasını sırf merkez bankasını kapatmaya adadı. Sloganı 'Jackson Başkan, Banka Yok!' idi. Merkez bankası ekonomik operasyon ile piyasadan kredileri geri çağırdı ve ABD ekonomisini krize sürükledi. Fakat merkez bankası başkanı boşboğazlık edip bu marifetini her yerde anlatıp bununla övününce sonunda galip gelen Jackson ve ABD milli devleti oldu. Jackson bankayı kapattı ve bir daha yaklaşık 80 yıl ABD topraklarında merkez bankası çalışamadı. Ta ki 1913'te FED'in kuruluşuna kadar. Fakat 1830'ların sonunda mücadeleyi kaybeden küreselciler Jackson'ı öldürmeye çalışmaktan geri durmadı. O dönem yeterince güçlü olmadıklarından suikast başarıya ulaşamadı. Jackson mucize eseri kurtuldu. Trump her an hatta başkanlığa oturmadan dahi suikaste uğrayabilir. Ben bu analizimi Twitter'da yayınladıktan birkaç gün sonra freelance bir Guardian çalışanı olan Monisha Rajesh 'Bir Başkanlık Suikastinin zamanı geldi' şeklinde ki tweeti nedeniyle işinden oldu. Bu Trump'a gönderilen bir tehdit, bir sinyal bile olabilir. Suikast başarılı olur mu; büyük soru işareti.



Peki bu dolar artık hiç mi düşmez? Elbette düşecek hem de fena halde. ABD'de ki bu cepheleşme ya borsanın ya bono piyasasının veya ikisinin birden çökmesine neden olacak. Tabi emlak, teknoloji şirketleri ve öğrenci kredileri gibi diğer balonlarda bunları takip edebilir. Muhtemelen 2017'de belki 2018'de gerçekleşecek böyle bir çöküş ile ABD mecburen yeniden bu defa 2008'den çok çok daha fazla karşılıksız para basmaya başlayacak. İşte bu yeni para basma dalgası başladığında doların kalıcı olarak düşmeye başladığını görebileceğiz. Dolar fena halde düşüp adeta bir hiperenflasyon sarmalına girerken bildiğimiz anlamda tüm finansal dünyayı da peşinden sürükleyecek.



#Fort Knox
#Kennedy
#McKinley
#Donald Trump
#Erkan Öz
7 yıl önce