|

Küreselleşmeyi yeniden düşünmeliyiz, yoksa Trumpizm kazanacak

Yeni Şafak ve
04:00 - 18/11/2016 Cuma
Güncelleme: 20:58 - 17/11/2016 Perşembe
Yeni Şafak
Gündem
Gündem
Thomas Piketty • İktisat Profesörü • Paris School of Economics


Öncelikle şunu söyleyelim: Donald Trump'ın seçim zaferi ağırlıklı olarak Amerika Birleşik Devletleri'nde on yıllar boyunca artan ekonomik ve coğrafi eşitsizliklerden ve birbiri ardına gelen yönetimlerin bunu çözmekten aciz olmasından kaynaklandı.


Hem Bill Clinton hem de Barack Obama yönetimleri çoğu zaman önceki başkanlar Ronald Reagan ve George W. Bush'un iki döneminde de başlatılan piyasanın serbestleştirilmesi politikası üzerinden yürüdüler. Hatta zaman zaman bu konuda iki başkanı geçtikleri de oldu. Clinton yönetiminde gerçekleştirilen finansal ve ticari düzenlemelerin azaltılması buna bir örnektir. Bununla birlikte, işin vardığı nihai nokta Demokratların Wall Street'e aşırı yakınlığı hakkında duyulan şüphe ve demokratik medya elitlerin kaybeden Demokrat aday Bernie Sanders'ten ders almaktan aciz kalmasıydı.



Hillary Clinton 240 milyon yetişkinin bulunduğu ülkede 60,1 milyona karşı 59,8 milyon oy alarak Trump'ı kıl payı geçti. Fakat en genç ve en düşük gelir gruplarının seçime katılımı kilit eyaletlerde kazanmasını engelleyecek kadar düşüktü.


Trajik olan şey Trump'ın programı sadece eşitsizliğe olan eğilimi güçlendirecek. Trump, Obama döneminde düşük gelirli işçilere güç bela verilen sağlık sigortasını kaldırmak ve şirket kârlarına uygulanan federal vergiyi yüzde 35'ten yüzde 15'e indirerek ülkeyi mali piyasada paldır küldür bir fiyat indirme yoluna girdirmek istiyor. Halbuki bu zamana kadar Amerika Birleşik Devletleri Avrupa'da tanık olunan bu eğilime direnmişti.


Ayrıca, yeni uzlaşmalar bulunmazsa, Amerikan siyasetinde etnisitenin artan rolü gelecek için hiç de hayra alamet olmaz. Amerika Birleşik Devletleri'nde çoğunluğu oluşturan beyaz nüfusun yüzde 60'ı bir partiye oy verirken, azınlıkların yüzde 70'inden fazlası diğer partiye oy veriyor. Ek olarak, çoğunluk sahip olduğu sayısal avantajı kaybetmenin eşiğinde. Çünkü, 2000 seçiminde kullanılan oyların yüzde 80'ini oluşturan çoğunluk 2016 seçiminde oyların yüzde 70'ini oluşturdu ve 2040'ta bu oranın yüzde 50'ye düşeceği tahmin ediliyor.



SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA ÖN PLANDA OLMALI


Avrupa'nın ve tüm dünyanın alması gereken temel ders çok açık: Acil bir mesele olarak küreselleşme temelden yeniden yönlendirilmelidir. Çağımızın esas zorlukları eşitsizlik ve küresel ısınmanın yükselişidir. Bu nedenle, bu zorluklara yanıt vermek için adil ve sürdürülebilir bir kalkınma modelini öne çıkaracak uluslararası sözleşmeleri uygulamalıyız.


Gerekirse, yeni tür anlaşmalar bu değişimlerin kolaylaştırılmasına yönelik önlemleri de içerebilir. Fakat ticaretin serbestleştirilmesi konusu artık ana odak olmamalı. Ticaret bir kez daha alım gücü yüksek olanların hizmetinde bir araç haline gelmelidir. Zaten bundan başkası da olmamalıydı.



Mali ve iklimsel fiyat düşürme ile mücadele için nicel ve bağlayıcı önlemler almadan gümrük vergilerini ve diğer ticari engelleri azaltacak uluslararası sözleşmelerin imzalanmasına artık izin verilmemelidir. Örneğin, doğrulanabilir ve onaylanabilir karbon emisyonları için uygulanan ortak kurumlar vergisi ve hedefleri için asgari oranlar olabilir. Serbest ticarete ilişkin ticaret anlaşmalarını hiçbir şeyle karşılıklı olarak müzakere etmek artık mümkün değildir.



AB-KANADA SERBEST TİCARET ANLAŞMASI İPTAL EDİLMELİ


Bu açıdan, Avrupa Birliği-Kanada serbest ticaret anlaşması olan Kapsamlı Ekonomik ve Ticaret Anlaşması (CETA) reddedilmelidir. Bu başka bir çağa ait olan bir anlaşmadır. Bu katı ticari anlaşma, mali veya iklimsel konularla ilgili kesinlikle herhangi bir kısıtlayıcı önlem içermemektedir. Bununla birlikte, “yatırımcıların korunması” için önemli bir referans içermektedir. Bu, herkese açık olan kamu mahkemelerini atlayarak, çok uluslu şirketlerin özel tahkim mahkemeleri altında devletlere dava açmalarına olanak tanır.


Önerilen yasal denetim, özellikle hakem ve bilir kişi ücretleri ile ilgili kilit bir konuda açıkça yetersizdir ve her türden ihlale yol açacaktır. Amerikan yasal emperyalizminin güç kazandığı ve kurallarını ve vergilerini şirketlerimize yüklediği bu zamanda, kamu adaletindeki bu düşüş bir anormalliktir. Aksine, öncelik, kararlarını zorla yerine getirebilecek bir Avrupa devlet savcısı da dahil olmak üzere bir savcının oluşturulması yoluyla güçlü kamu yetkililerinin inşası olmalıdır.



Paris Anlaşması küresel ısınmayı 1,5 dereceye sınırlamak gibi tamamen teorik bir amaca sahipti. Örneğin bu Alberta'daki katranlı kumlarda bulunan petrolün yerde bırakılmasını gerektirir. Fakat Kanada orada yeniden madencilik yapmaya başladı. O halde bu anlaşmanın imzalanmasından yalnızca birkaç ay sonra bu soruyu hiç sormadan çok kısıtlayıcı bir ticari anlaşma imzalanmasındaki mantık nedir?



Adil ve sürdürülebilir kalkınma için ortaklığı ilerletmeyi amaçlayan Kanada ile Avrupa arasında dengeli bir antlaşma, her iki tarafın da emisyon hedeflerini ve bunlara ulaşmak için uygulayabilecekleri taahhütleri belirterek başlamalıdır. Mali fiyat düşürme ve şirket kârları üzerinde asgari oranlarda vergilendirme konularında, bu açıkça, ortak maliye politikası bulunmayan bir serbest ticaret bölgesi olarak inşa edilen Avrupa için tam bir paradigma değişikliği anlamına gelecektir.



Bu değişiklik önemlidir. Her ülkenin sıfıra yakın bir oranı sabitlemesi ve bütün önemli şirketleri cezbetmesi, Avrupa'nın şimdilik biraz ilerleme kaydettiği bir alan olan ortak bir maliye politikası üzerinde anlaşmaya varılması için ne gibi bir anlam taşıyor?


Küreselleşme üzerindeki politik söylemi değiştirmenin tam zamanı: Ticaret iyi bir şey ama adil ve sürdürülebilir kalkınma aynı zamanda kamu hizmetleri, altyapı, sağlık ve eğitim sistemlerini de ihtiyaç duyuyor. Buna karşılık, bu kişiler aynı zamanda adil vergilendirme sistemlerini de talep etmekte. Eğer bunları hayata geçirmekte gecikirsek, Trumpizm üstün gelecektir.


* Bu yazı 16 Kasım 2016 tarihinde The Guardian gazetesinde yayınlanmıştır.


#Hillary Clinton
#Paris Anlaşması
#Thomas Piketty
7 yıl önce