|

Melih Cevdet ’in gözünden Orhan Veli

Orhan Veli, Melih Cevdet Anday ve Oktay Rifat’ın Türk şiirine mütevazı bir katkısı olan Garip Akımı, birçok akademisyen tarafından tartışıldı, açıklanma denemelerinden geçti. ‘Kalabalığın Şiiri’ isimli kitap, Garip’in kahramanlarından Melih Cevdet’in şiir ve Orhan Veli üzerine yazılarından oluşuyor.

Yeni Şafak
04:00 - 12/10/2016 Çarşamba
Güncelleme: 19:12 - 11/10/2016 Salı
Yeni Şafak
SELÇUK KARAKILIÇ


Türk şiirinin sıra dışı şairlerinden biri de hiç şüphesiz Orhan Veli'ydi. 1941 yılında yayımlanan Garip manifestosuyla Orhan Veli'nin Türk şiirinde dikkat çekmeye başladığı kabul ediliyor, ancak Garip isimli kitaptan çok önce bu şiir tarzı edebiyat ortamında tartışmalara yol açmıştı. Öyle ki, Garip tarzı ilk şiirler 15 Eylül 1937'de Yaşar Nabi Nayır'ın yönetimindeki Varlık dergisinde yayımlanmış ve kısa bir süre sonra Orhan Veli, Melih Cevdet Anday ve Oktay Rifat'ın şiirleri fark edilmişti.



DEĞİŞİM 1945'TE BAŞLADI


Nurulah Ataç'ın “Varlık Şairleri” başlıklı yazısında Orhan Veli ve arkadaşlarından övgüyle söz etmesi elbette bu genç şairlere ilgiyi artırmıştı, ama asıl yönelme İnsan dergisinin Ekim 1938 tarihli sayısında Orhan Veli imzasıyla çıkan “Kitabe-i Seng-i Mezar” adlı şiirle oldu. Şiirin bir yerinde geçen “Yazık oldu Süleyman Efendi'ye” dizesi hem edebiyat hem de karikatür dergilerine haftalarca tartışılmıştır. Şiirdeki “nasır” kelimesinin uzunca bir süre edebiyat alemini meşgul etmesi, hiç kuşkusuz Orhan Veli ve arkadaşlarının başarısıydı. Fakat bununla birlikte Orhan Veli'nin öncülüğünde 1941 yılında yayımlanan Garip poetikası, üç genç şairin dünya görüşünden ziyade Orhan Veli'nin hayata bakışını yansıtmaktadır.



Öyle ki, Melih Cevdet Anday, 1945 yılına gelindiğinde Orhan Veli'deki değişime dikkat çekmektedir. Nurullah Ataç ve Sabahattin Eyüboğlu'nu Türk modernleşmesinin iki farklı “tipi” olarak ele alan Anday'a göre, Orhan Veli'deki değişimin mimarları da bu iki isimden başkası değildi. Orhan Veli'nin “İstanbul Türküsü” isimli şiirinin yayımlanmasından sonra yol ayrımının başladığını söylemek mümkündür. Ancak Melih Cevdet yol ayrımının 1948'de başladığını yazıyorsa da bu çok daha erken başlamıştır.


Bu arada özellikle Melih Cevdet Anday'ın 1948'den sonra Garip şiirine karşı mesafeli davrandığı görülmektedir. Ancak 1949 yılında Orhan Veli ve Oktay Rifat'la Yaprak dergisinde yan yana gelmiş, bu durum üç genç şairin yeniden birlikte anılmalarına yol açmıştı. Orhan Veli'nin 1950'deki ani ölümüyle birlikte Garip şiirindeki keskin ayrılma ortaya çıkmış, Melih Cevdet Anday ve Oktay Rifat kendi çizgilerini bulmuşlardı.



ŞİİRDEN ÇOK ŞEY UMMUŞTUK


Garip poetikasıyla Türk şiirinde uzunca bir süre tartışmaların odağı haline gelmiş olan bu üç genç şair hakkında yenice bilgiler çıkmaya devam ediyor. O döneme yakından tanıklık eden Melih Cevdet Anday'ın Kalabalığın Şiiri (Garip ve Orhan Veli Üstüne Yazılar) isimli kitabı, Orhan Veli ve Garip hakkında aydınlatıcı bilgiler veriyor. Garip hakkında basında çıkmış yazılarla birlikte Orhan Veli, Melih Cevdet ve Oktay Rifat ile yapılmış röportajlar da Garip şiirine ışık tutuyor.



Melih Cevdet'in anılarıyla süslediği kitapta Orhan Veli'yle ilgili geniş bir bölümde yer ayrılmıştır. Anday, Orhan Veli'yle birlikte şiire


nasıl başladıklarını, neler umduklarını şu cümlelerle anlatıyor: “Şiirden çok şey ummuştuk. İstediğimizi bulamamıştık. Rahatsızlığımızı yok etmek için hem saadet anlayışımızı, hem şiir anlayışımızı değiştirmemiz gerektiğini sık sık konuşurduk. Orhan şiirde kendi saadetini ararken, tersine, yaşadığı hayatın sıkıcılığını anlayıverdi. Bu yüzden araştırması, kendine başka bir yön bularak, halka, insanlığa, halkın, insanlığın sözcüsü olmak saadetine doğru çevrildi. Daha doğrusu o artık şairliği kendine meslek edinmeye, bu alanı bir görev alanı olarak seçmeye karar vermişti. Bu mesleği, görevi, yüzünden az çekmedi. Yaşasaydı daha da çekecekti. Önce şiir dilindeki sahtelikten nefret etti. Bu nefret onu halk diline, halk konuşmasına götürdü. Bunu sadece bir araç değişikliği, bir deyiş değişikliği sananlar yanılırlar. Çünkü halkça konuşmanın altından halk insanları çıkıyordu. “Süleyman Efendi”yi yazmakla, asil şiir konularına şamarı yapıştırıyordu. Ama ortaya bir de adam çıkıyordu: Basit bir adam. Bu adamın, şaire, kendini merak ettireceği, onu kendi dertlerine çekeceği daha o zamandan belli idi”.



“Orhan Veli'nin şiirin kaynağının halk olduğunu kısa zamanda sezdiğini” söyleyen Melih Cevdet Anday, Orhan Veli'nin “fakir fukara ile, boyacılarla, garsonlarla, işçilerle dostluk kurduğunu” belirterek şöyle devam ediyor: “Yalnız şiirini değil, bütün kalemini


doğruluğun emrine vermeye koyulmuştu”.



ÇOK GÜZEL SUSARDI


Orhan Veli ve Garip hakkında dikkat çekici bilgiler içeren Kalabalığın Şiiri'nde Anday, şairle aralarında geçen hatıralara da yer veriyor. İki şairin nasıl tanıştıkları, ilk yazı ve şiirlerini hangi dergide yayımlattıklarını, Garip'le başlayan şiir macerasının nasıl sonuçlandığını ve kayda değer anılar yumağı Melih Cevdet'in anlatımıyla veriliyor. Melih Cevdet, arkadaşı Orhan Veli'yi şöyle anlatıyor: “Varlık'ta çoğu zaman bir sayfada yan yana çıkardı şiirlerimiz. Sonra yıllarca adlarımız bir arada anıldı. Benim arkadaşım, dostum, kafadarım, duygu düşünce ortağım, yakınım, kardeşimdi. Görünce yüzüm gülerdi. Başkalarına kolaylıkla anlayamayacakları bir işi, bir düşünceyi ona iki kelimede söyleyiverirdim. Anladığını, can alıcı yerinden anladığını bir işaretle belli ediverirdi. Çok zekiydi. Dinlerken insana çokluk bakmaz, adamın üstüne düşüp şaşırtmaz, yormazdı. Bırakırdı kendi haline. Dinlemez bile görünürdü. Söylenenleri sevdiyse, aklına uygun bulduysa kendini tutmaz, düşüncesini açığa vururdu. Yok, gözü tutmadı mı kimi zaman itiraz eder, doğrultmaya, düzeltmeye kalkışır ama çok da ayak diremezdi. Anlaşılan içinden, “Ne halin varsa gör” der, geçerdi. Konuşkan değildi zaten. Çok tatlı susardı. İnsan onunla saatlerce konuşmadan iyi vakit geçirebilirdi. Ortak bir hatıranızdan, eski günlerden anlatmaya başladınız mı “Bak, o ne zamandır, biliyor musun?” der, size yılını, ayını, gününü, yerini söyleyiverirdi. Hafızası çok, ama çok kuvvetliydi. Arkadaşlarının mektep numaraları, telefon numaralarını, yolculuk, tanışma, eğlence gibi irili ufaklı hadiselerin tarihleri unutmadığı şeyler arasındaydı”.



Yalçın Armağan'ın hazırladığı ve Everest Yayınlarının özenli bir şekilde yayımladığı Kalabalığın Şiiri (Garip ve Orhan Veli Üstüne Yazılar) isimli kitap, bir döneme damga vurmuş Orhan Veli ve Garip şiirinin izlerini sürüyor. Garip ve Orhan Veli'yi anlamak için bu kitabı mutlaka okumak gerekiyor.







• • •


Kalabalığın Şiiri (Garip ve Orhan Veli Üstüne Yazılar)


Melih Cevdet Anday


Haz. Yalçın Armağan


Everest Yayınları


2016


194 sayfa




#Orhan Veli
#Melih Cevdet
#Oktay Rifat
#Kalabalığın Şiiri
8 yıl önce