Thomas Andreas dünyaca ünlü Modern Talking grubunu 1984 yılında Diether Bohlen ile birlikte kurdular.Grup, müzik hayatına başlar başlamaz adeta bir kasırga gibi esmeye başladı. Tüm zamanların en popüler Alman grubu olan Modern Talking herkesin aşina olduğu “You're My Heart, You're My Soul” adlı şarkı ile 35 ülkenin müzik listelerinde bir numaraya yerleşti.Dünya çapında 120 milyonluk dudak uçuklatan bir satış rakamına ulaşan grup üyeleri şu anda kaç ödülü olduğunu bilmiyor bile...
Ancak müziği ile adeta yeri göğü inleten ikilinin arası sürekli bozuluyordu. Thomas Anders ve Diether Bohlen artık o kadar zıtlaşmaya başlamıştı ki grup ayrılma kararı aldı. Bir küs bir barışık derken 2011'de “Yüzde Yüz Thomas” kitabını çıkaran müzisyen yaşamına ve gruba dair tüm merak edilenleri öylesine açık bir şekilde ifade etti ki adeta şok etkisi yarattı. İlk eşinin grupta yer almak istemesi sonucu Bohlen ile anlaşamamasının grubu bitirdiğinden tutunda, onun için aklından zoru var demeye kadar cüret etmişti kitabında. Dışarıdan sürekli imrenilen bir hayatı olan Andreas, kendi kalemi ile anlatmıştı yaşadığı tüm zorlukları ve sancılı süreçlerini...
Thomas Anders filmlerde - dizilerde başrol oynadı, yarışmalara katıldı, televizyon program yapımcılığı yaptı, hiç durmadan üretti ve üretmeye de devam ediyor. Passion Turca organizasyonu ile yıllar sonra Türkiye'ye gelen sanatçı oldukça heyecanlı ve mutluydu. Dün İstanbul Cemal Reşit Rey'de sahne alan Thomas Anders, böylelikle CRR'nin sezon kapanış konserini de gerçekleştirmiş oldu. Hayranları tarafından coşkuyla karşılanan efsane yıldızla dünden bugüne hikayesini konuştuk.
Sanırım bir şeyler için keşke demek haksızlık olurdu. Çok şanslıydım ve hayatımda bugüne kadar harika anlar yaşadım. Bu yüzden bir keşkem yok.
Modern Talking ile büyük bir kariyer yaptım, O yüzden bunu söylemek gereksiz.
Hayır, Dieter Bohlen kariyerimin önemli bir parçasıydı, hayatımın değil.
Pişman olan bir insan değilim çünkü kararlarımı açık bir zihinle vermeye çalışıyorum düşüncesizce değil.
Dieter ve ben zıt karakterleriz, Ying ve Yang gibi. Eski partnerimle geçinmek çok da kolay değildi bir çeşit çift gibi, bir büyüsü vardı ama tüm hayat boyu sürdürecek kadar güçlü değildi.
Oyunculuk kariyerinde önemli film ve dizilerde başrol aldı.
Yaşlanmak hayatın bir parçası bir çok insan kabul etmese de... Çevremdeki birçok insanın “yaşlanmak istemiyorum” dediğini duyuyorum ama hiçbiri genç de ölmek istemiyor. Kendi tarzınla yaşlanmak bir çeşit mücadele. Yaşıma göre fit ve iyi durmaya çalışıyorum benim için önemli olan bu...
Yıllar sonra hala bu işin içinde kalabilmek insanların ve hayranlarımın beni sevmesi ve desteklemeye çalışması, beni çok mutlu ediyor ve gururlandırıyor.
Aslında özel şovlarım dahil olmak üzere sık bulundum. Sanırım 1o'dan fazla (gülüyor). Ibaza'da bir evim var. Bu yüzden tatillerimin çoğunu orada geçiriyorum.
The ESC hala dünya çapındaki en önemli yarışmalardan biri. Gençliğim boyunca farklı kültürlerin ve müzik stillerinin bir yansımasıydı. Bugün ise her ülke dünya ana akım müzik trendine uygun aynı benzer soundları denemeye çalışıyor.
Türkiye sıcak kalpli insanlarıyla harika bir ülke. Almanya'da milyonlarca Türk yaşıyor. Tekrar tekrar İstanbul'a gelmeyi istiyorum.
Maalesef bazıları sosyal hayatla ve Almanlar ile bağ kurmadan yaşıyor. Almanca bile konuşmuyorlar. Bence bu zor bir yaşam. Eğer başka bir ülkeye gitseydim, onun bir parçası olmaya çalışırdım. Gelecek vizyonu için bu gerekli ama bu köklerimi unutacağım anlamına da gelmiyor tabii. Köklerimiz çok önemli.
Hit şarkı çıkarmak gerçekten artık zor ve her zaman zor olacak. Müzisyenler daima en iyisini yapmaya çalışıyor. Bu bir tat yakalama meselesi gibi...