|

Modernizmin bittiği yerde...

Daha çok edebiyat kuramcısı olarak bildiğimiz Fredric Jameson kaleme aldığı “Diyalektiğin Birleştirici Güçleri” kitabında Batı felsefesini Kant, Hegel’den alarak günümüze kadar taşıyor. Yazar bunu yaparken Marksizmin anahtar kavramlarından biri olan ‘diyalektik materyalizm’ üzerinden okumasını yapıyor.

Yeni Şafak
23:31 - 21/04/2015 Salı
Güncelleme: 20:34 - 21/04/2015 Salı
Yeni Şafak
ÖMER YALÇINOVA


Edebiyat kuramcılığının sınırı bizde edebiyattır. Oysa Batının edebiyat kuramcılarına dikkat edildiği zaman, onların edebiyattan dile, dilden siyasete, sosyolojiye, psikolojiye ve en çok da felsefeye açıldıkları fark edilir. Hatta onlar için, tarih bile belli başlı edebiyat kuramı konularından biridir.



Bu yüzden Batılı bir kuramcının, örneğin Marksizmle veya Hümanizmle ilgili bir eserine denk geldiğimiz zaman çok şaşırmayız, fakat bizden bir düşünürün değişik alanlarda eser vermesine şaşırırız. Oysa birbirinden tamamen farklı, keskin hatlarla ayrılamayan alanlardır, edebiyat, dil, felsefe, psikoloji, sosyoloji veya tarih. Bunların birbiri içinden doğdukları, birinin diğerini uygulama alanı olarak kullanacağı, hatta birbirini açacağı, zenginleştireceği, bakış açısını genişleteceği… değişik örnekleriyle mevcuttur, gösterilmiştir.



Özellikle postmodern filozoflar diye sınıflandırılan birçok düşünür, dil üzerinden her alana açılmaya çalışmışlardır. Michel Foucault'nun “iktidar”, Jean-Paul Sartre'ın “hümanizm”, Gilles Deleuze'ün “ego”, Giorgio Agamben'in “şiddet” üzerine yazdıkları, onların dil ve edebiyat üzerine söylediklerinden ayrı düşünülemez. Öyleyse denilebilir ki edebiyat kuramcılığı veya eleştirmenliği, edebiyatla başlayıp biten bir alanı işaret etmiyor. Hayatın bütün alanlarına dönük bir dikkati, çalışmayı ve incelemeyi içeriyor.



Fredric Jameson da bizde bir edebiyat kuramcısı olarak tanınıyor. Bu yüzden daha çok edebiyatla ilgili makale ve yazıları Türkçeye çevrilmiştir. Bu sefer, onun farklı bir alanda ama edebiyattan tamamen kopuk değerlendiremeyeceğimiz bir eseriyle karşılaşıyoruz: Diyalektiğin Birleştirici Güçleri.



BATI'YI MARKSİST KURAMLA OKUMAK


Fredric Jameson, isminden de anlaşılacağı üzerine Diyalektiğin Birleştirici Güçleri'nde bütün bir Batı felsefesini, Marksizmin anahtar kavramlarından biri olan diyalektik materyalizmde toparlıyor. Batı felsefesini Kant'tan, Hegel'den alıyor ve günümüze kadar taşıyor. Fakat bakış açısı daima Marksizm odaklıdır. Bu yüzden Marksizmle ilgili bütün çalışmalara bir şekilde değinmeye, onları değerlendirmeye, değişik eserlerle bağlantısını yakalamaya çalışıyor. Bu şekilde merkezinde Marksizm olan, bir Batı felsefesi okuması ortaya çıkıyor. Bunu tabii ki her edebiyat kuramcısı gibi tartışarak, bazı şeyleri ön plana çıkarıp, bazılarını arka plana atarak gerçekleştiriyor. Jameson'ın aslında bir dokunulmazlık peşinde olduğu da söylenebilir.


Belli ki Jameson, Diyalektiğin Birleştirici Güçleri'ni kendi içinde tartışacağı uzmanlara dönük yazmış. Yazılarına sözünü ettiği eser ve isimleri tartışarak başlıyor. Tanıtma veya tahlil çok yok. Öyle olunca, o eseri duymayan, okumayan birisi için, çok da anlam ifade etmeyen bir sürü değerlendirmeler ortaya çıkıyor. O, örneğin Batı felsefesini merak eden ama henüz yolun başında olan okuyucular için oldukça karışık konuların kuramcısıdır denilebilir. Bu yüzden karışık konuları, karışık ve ilginç ayrıntılara girerek inceleyen ve çok dolaylı ifade biçimleriyle yazan Jameson, konuya meraklı birçok okuyucuyu zorlayacak gibidir.



POSTMODERNİZM SONRASI DİYALEKTİĞİ


Eserin güçlüğü, bir de hayata ve insana dair bir şey söyleme iddiası olmamasından kaynaklanır. Jameson, tamamen kitap, kuram ve isimler üzerinden tartışmalar açar. Bu yüzden verdiği örnekler, hep başka filozofların fikir ve kuramlarıdır. Olgular neredeyse hiç yoktur. Güncel olaylar ve tarih, onun inceleme alanı dışında kalır. Bu yüzden Diyalektiğin Birleştirici Güçleri, edebiyat eleştirisi kitaplarına nazaran daha kapalı ve soyuttur. Adeta Batı felsefesinin kendi üzerine kapanmasıdır.


Jameson kitabına idealizm karşısına materyalizmi koymak gibi temel bir çıkarsama yerleştirir. Düşünmenin, idealizm ihtiyacını inkar etmez. Ondan kalan boşluğu ise ütopyayla doldurmak ister. Bu şekilde idealizmin akıl dışı, mistik, metafizik etkilerinden kurtulmaya çalışır. Çünkü modernizm bunu gerçekleştirmişti. Fakat 20. ve 21. yüzyıl, yani postmodernizm ve devamı neredeyse yeniden bir mistisizm, metafizik ve idealizme dönüştür. Jameson'ı kaygılandıran da bu. O, dönmeye gerek yok; onları da diyalektik materyalizmin çemberinden geçirerek değerlendirmeliyiz der. Bilindiği üzerine modernizm her şeyi rasyonalize etmekti. Jameson'a göre bu bittiyse, diyalektik materyalizm başlamalıdır.



Kitabın künyesi:


Diyalektiğin Birleştirici Güçleri


Fredric Jameson


Çev. Bülent Doğan


İthaki Yayınları


Mart 2015


669 sayfa




#Fredric Jameson
#İthaki Yayınları
#Batı
#Materyalizm
#modernizm
9 yıl önce