Dünyanın dört bir yanında patlak veren savaşlar, acımasızlaşan rekabet, kişisel hırslar ve menfaatler birarada huzurla yaşayan herkesi parçalıyor. Acı haberlere her gün yenisi ekleniyor. Aynı dinden aynı milletten insanlar birbirine düşman kesiliyor. Özellikle İslam coğrafyası bu bölünme ve ayrışmadan payını fazlasıyla almış durumda. Peki kaybettiğimiz kardeşlik ruhunu nasıl geri kazanacağız? Albayrak Holding CEO'su ve İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ömer Bolat, yeni kitabı “Kardeşlik Ruhu”nda bozulan birliğimizi yeniden sağlamak için okurlara çağrıda bulunuyor.
Görüş Yayınları etiketiyle yayımlanan eserde Milli Birlik ve Kardeşlik ruhu ile zorlukların üstesinden nasıl gelineceğinden, halkımızın 15 Temmuz direnişine; İngiltere’nin Avrupa’yı nasıl sarstığından, Trump ekseninde ABD; Dünya ve Türkiye analizine; 16 Nisan’ın öneminden, İş Ahlakı uygulamalarına kadar geniş yelpazede güncel konulara dair bir ufuk turu yapılıyor. Sorularımızı yanıtlayan Bolat, kitabın çıkış noktasını şu sözlerle anlatıyor: “Türkiye'ye, dünyaya ve İslam aleminde baktığımızda kavga ve kutuplaşmanın giderek arttığını, keskinleştiğini görüyoruz. Hatta üzülerek kendi camiamız içinde bile insanların maddi ve dünyeci unsurlar için birbirlerine kırıldıklarını görüyoruz. Bizim kitabımızın temeli Albayrak Grubu'nun yayınladığı Yeni Şafak Gazetesi ve Derin Ekonomi Dergisi'nde yazdığım konulara dayanmakta. Türkiye dış politika ve ekonomide nereden nereye geldi bunları tahlil ediyorum. Kitabımızın isim babası Dr. Mustafa Özel oldu. Bu açıdan 80 milyon vatandaş olarak ve 1.7 milyarlık islam alemi olarak kardeşliğimizin pekişmesine ihtiyaç var. Yoksa böl-parçala-yönet anlayışıyla Avrupa Birliği'nin kurmaya çalışırken bizler İslam alemi olarak paramparça olmaya doğru hızla yol alıyoruz. O yüzden bu isim bir çağrıdır. Tüm müminler kardeştir.
Kitapta Türkiye'nin dış politkası, İslam dünyasının durumu ve ekonomideki son 15 yılda gelinen nokta ele alınıyor. Sosyal konularda da gençliğe yönelik hedefler, kariyer planlaması gibi konular yer alıyor. “Atalarımızın bize miras bıraktığı bu güzel vatanda birlikte ve dostça yaşayabiliriz” diyen Bolat, kitabın mesajı hakkında okura şunları söylüyor: “Cenab-ı Allah'ın bize emri vahdettir. Tevhid, birleşmek bir olmak İslam'ın temel unsurudur. Bunu başardığımız zaman çok büyük bir güç oluştururuz. O zaman da bizleri kimse yıkamaz. İslam aleminini en büyük sorunu birbirine düşme. Bunlar etnik, siyasi, mezhebi, bölgesel nedenlerle olabiliyor. Çok kolay birbirine kırdırılabiliyor. Geçmişte ülkemize baktığımızda toplumsal olaylar ve gerginlikler, İslam dünyasına Suriye, Irak, Libya, Mısır gibi ülkelere baktığımzda nereye baksak bu sıkıntıyı yaşıyoruz. Ve çok acıdır ki son zamanlarda da Katar ve Körfez Ülkeleri kriziyle karşı karşıyayız. Maalesef uygulamada sürekli olarak aynı hatalar tekrarlanıyor. Aynı parçalanmalar gerçekleşiyor. Bir Osmanlı İmparatorluğu'nda 22 devlet üretti Batılı ülkeler. Şimdi o 22 ülkeden yeniden bir 24 ülke daha üretme planları içindeler. Sırf şahsi ve menfaatçi yaklaşımlarla İslam dünyasında bu tuzaklara düşen bir sürü insan var. Bunlara engel olmamız lazım. Doğruyu anlatmalı."
Kitapta Türkiye'nin dış politkası, İslam dünyasının durumu ve ekonomideki son 15 yılda gelinen nokta ele alınıyor. Sosyal konularda da gençliğe yönelik hedefler, kariyer planlaması gibi konular yer alıyor. “Atalarımızın bize miras bıraktığı bu güzel vatanda birlikte ve dostça yaşayabiliriz” diyen Bolat, kitabın mesajı hakkında okura şunları söylüyor: “Cenab-ı Allah'ın bize emri vahdettir. Tevhid, birleşmek bir olmak İslam'ın temel unsurudur. Bunu başardığımız zaman çok büyük bir güç oluştururuz. O zaman da bizleri kimse yıkamaz. İslam aleminini en büyük sorunu birbirine düşme. Bunlar etnik, siyasi, mezhebi, bölgesel nedenlerle olabiliyor. Çok kolay birbirine kırdırılabiliyor. Geçmişte ülkemize baktığımızda toplumsal olaylar ve gerginlikler, İslam dünyasına Suriye, Irak, Libya, Mısır gibi ülkelere baktığımzda nereye baksak bu sıkıntıyı yaşıyoruz. Ve çok acıdır ki son zamanlarda da Katar ve Körfez Ülkeleri kriziyle karşı karşıyayız. Maalesef uygulamada sürekli olarak aynı hatalar tekrarlanıyor. Aynı parçalanmalar gerçekleşiyor. Bir Osmanlı İmparatorluğu'nda 22 devlet üretti Batılı ülkeler. Şimdi o 22 ülkeden yeniden bir 24 ülke daha üretme planları içindeler. Sırf şahsi ve menfaatçi yaklaşımlarla İslam dünyasında bu tuzaklara düşen bir sürü insan var. Bunlara engel olmamız lazım. Doğruyu anlatmalı.
