1976 yılında Karadeniz kıyısındaki küçük liman şehri Varna'da doğan Bulgar grafik tasarımcı ve illüstratör Yanko Tsvetkov, kendisini dünya çapında üne kavuşturan Dünya Önyargı Atlası'nın 3. kitabını nihayet geçtiğimiz günlerde takipçilerine sundu. Tsvetkov'la küreselleşmenin alabildiğine arttığı, dünyanın herkesin gözünün önünde olan küçük bir köy haline geldiği yüzyılımızda zihinlerdeki sınırları ve haritasını konuştuk. Dünyamız küçük bir köy haline gelse de ulusların birbirine bakışında pek bir değişme olmadı. Kişisel tecrübelerinin yanı sıra tarih ve edebiyat metinlerini de veri olarak kabul eden Tsvetkov'un 'bağnazlık haritası' hepimizin bildiği ama yokmuş gibi davrandığı yargılara eğlenceli bir pencereden bakıyor. İlk grafiklerinin yayınlanmasından sonra Çinceden, İspanyolcaya, İngilizceden, Fransızcaya, Almancadan Hintçeye kadar pek çok dile çevrilen Önyargı Atlası, dünyamızın 'o kadar acıklı ki artık neredeyse komik' durumunu gözler önüne seriyor.
Kelime benzerliği dolayısıyla Türkiye'yi 'hindi' olarak gören dünyada pek çok ülke olduğunu biliyoruz. Amerikalılar da Avrupalılar da bizi böyle görüyor. Amerikalılar, Rusya'yı topyekûn Komünist olarak görürken, Hindistan deyince akıllarına yogadan başka bir şey gelmiyor. Fransa, Rusya'yı Napolyon'un rüyası olarak görürken, Türkiye'nin Avrupalı olmadığı konusunda fikirleri net, İngilizlerse bildiğimiz köfteciler. Ruslar, Fransa'yı 'moda mağduru', Bulgaristan'ı 'ucuz içki' Almanya'yı ise 'vaftiz edilmiş Naziler' olarak biliyor. Türkiye ise Ruslara göre 'turist kolonisi.'
Biz Türkler ise Yanko Tsvetkov'un kalıp yargılar haritasına göre Sırbistan'ı 'terörist', İngiltere'yi 'fitne krallığı', Fransızları ise 'riyakâr oburlar' olarak görüyoruz. İsveç'e ise tüm dünyayla aynı şekilde bakıyoruz: 'ikea.' Arap Baharı'nda ise dünyanın gözünde bize düşen rol aynı: 'hakem' olmak… Ses getiren haritasını ve hikâyesini konuştuğumuz önyargının eğlenceli dünyasının kralı, Yanko Tsvetkov, önyargıları korku ve ideolojinin ortaya çıkardığını söylüyor.
2009 yılında Flickr profilim için bir Avrupa haritası yayınladım. O zaman Rusya ve Ukrayna arasında gaz sıkıntısı vardı ve ben de ülkelerin isimlerini, mevcut politik durumu eğlenceli hale getirmek için ironik bir şekilde değiştirdim. Bu öylesine yapılmış bir espriden ibaretti aslında. 'Öylesine' yaptığım için, ciddi şekilde dikkat çekmesiyle ilgili bir beklentim yoktu fakat insanların bu haritayı hızla başka platformlarda paylaşması, bunun iyi bir proje fikri olacağına ve hicivlerden oluşacak haritalar serisinin dikkat çekeceğine inandırdı beni. Projemin ilk adı “Kalıp yargıları haritalamak” idi ve hikâye böyle başladı.
İnsanlar bunun bir şaka, bir hiciv olduklarını bilip ciddiyetle yaklaşmadıkları için aldığım geri dönüşlerin tamamına yakını pozitifti. Tabi ki negatif geri dönüşler de aldım fakat bunlar canımı sıkmaya yetmeyecek kadar azdı.
Metodolojim kesinlikle bilimsel değil. Veri elde etmek için ne bilimsel herhangi bir araştırma yapıyorum ne de birtakım analizler... Kişisel tecrübeler, edebiyat, güncel kültür ve tarih gibi birçok yoldan topladığım esintilerle oluşuyor yapı. Fakat bu asla önceden belirlenmiş ve her zaman işe yarayan bir formülle olmuyor. Hicivsel haritaların oluşumunu bir karikatürün var olmasına benzetmek mümkün: gerçek bir temayı alıp abartılarla dolu bir çerçeveyle anlatmaya, izah etmeye çalışıyorum.
Bence bu normal bir süreç… Aramızdaki mesafelerin daralması aslında yeni problemleri de beraberinde getiriyor. On yıl önce sadece haber bültenlerinde gördüğümüz ya da peri masallarında yaşadığını düşündüğümüz insanlarla bugün yan yana yaşamak zorundayız. Bu da yeni gerilimler demek, çünkü doğru ve adil dengeyi kurmak çok zor. Kendi kendilerini insanlığın geri kalanından ayıran şeylerle tanımlayan çok sayıda kültür var ve bu kimliklendirme geçmişte güzel çalışıyordu fakat bugün bunun artık ters etki yaptığını yavaş yavaş anlıyoruz.
Varna'da kazayla doğmuşum. Ailem Karadeniz'in güney sahillerinde Türk sınırına çok yakın küçük bir kasabada yaşıyordu. Ben de orada büyüdüm. Çocukluğumda Bulgaristan Komünist bir ülkeydi. Hatırlıyorum; sınıra giderdim, o çizgiden öte tarafa neden geçemeyeceğimi ve öğretmenimin sınırın diğer taraftakilerine neden düşman dediğini merak ederdim. Bundan ilham almış olacağım ki çok sayıda yer gezdim, bilirsiniz ne yasak diye anlatılırsa o cezbediyor insanı. Anlayamadığım şeyler ve onların nasıl oluştuğu hep çok fazla ilgimi çekmiştir. Küçük bir yerde büyümüş olmanın bu “ilgi çekme” durumunda kışkırtıcı bir etkisi olduğuna eminim.
Atlasın 3. genişletilmiş baskısı yeni yayınlandı ve artık diğer projelere tam manasıyla odaklanmaya hazırım. Hâlihazırda Avrupalıların tarihi üzerine bir kitap yazıyorum, her ne kadar henüz bununla ilgili önemli detayları paylaşamayacak kadar erken olsa da umarım bu insanlara Atlas'tan daha ilgi çekici gelecektir.
Ekonomik gelişmişlik ile insanların önyargıları arasında bir ilişki olup olmadığı konusunda kesin konuşamam. Birçok insan kendini tehdit altında hissettiği için önyargı inşa ediyor. Önyargıyı yaratan korku ve ideoloji ortamı olmasa, insan zihninin ekonomik duruma bakmaksızın çok liberal olduğunu düşünüyorum. Amerika'dan örnek vermek uygun olacaktır; insanların net olarak çok büyük bir kısmı özellikle batılı olmayan ülkelere karşı önyargılılar. Bu eğilim bazı Amerikalı politikacılar tarafından sonuçları küresel ölçekte felaketlere yol açan sömürülmelere yol açıyor.
Psikolojik olarak ülkeler insanlara benzer. İnsanlar baskı unsuru altında mizahı çok az kullanıyorlar, uluslar dünyanın geri kalanıyla kendi aralarında bir gerilim varken çok kolay eğlence üretemiyorlar. Bu histen yola çıkarak aldığım negatif geri dönüşlerin büyük kısmının Balkanlardan olduğunu ifade edebilirim. Fakat gelen geri dönüşlerden ciddi sonuçlar çıkarırken çok dikkat ediyorum çünkü bu geri dönüşlerin temsil payı yok. Çok bireysel yorumlar bunlar, bütünü vereceğini sanmıyorum.
Küçük liman şehri Varna'da doğan Tsvetkov'un çocukluğu Komünist Bulgaristan'da sınırlar ve kurallar üzerine düşünerek geçmiş. İlk imkân bulduğunda ise doğduğu küçük şehirden ayrılıp birkaç kıtada bir sürü ülkeyi bir seyyah gibi dolaşmış. Seyahat sırasında öğrendiği dört dil ve gittiği her yere ilişkin tuttuğu notlardan hareket eden Tsvetkov, bugün neredeyse bütün dünya dillerine çevrilen kitaplarıyla büyük bir ilginin merkezinde. alphadesigners.com sitesinden Tsvetkov'un tüm çalışmalarına ve haritalara yüksek çözünürlükte ulaşmak mümkün.
* Dünya haritasını çıkardınız, ben de sizin haritanızı çıkarmak istiyorum. Hızlıca sorayım siz de tek kelimeyle aklınızdaki ilk kalıp yargıyı ifade edin:
*Amerikalılar? Şişman ve Obez
*Ruslar? Paronayak
*Araplar? Kaos
*İspanyollar? Tembel
*Türkler? Obur
*Yahudiler? Pinti
*Bulgarlar? Acı çikolata