|

Para para para, varlığı bir dert yokluğu yara

Mark Webber’in başrolünü üstlendiği ‘13 Günah’, daha fazla para kazanmak için 13 görevi yerine getirmeye çalışan genç bir adamın yaşadıklarını konu ediyor. Kapitalizmin modern insanı sürüklediği trajik sona dikkat çeken film, meselenin psiko-sosyal boyutlarını sade ve çarpıcı bir dille beyazperdeye taşıyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 23/08/2015 Pazar
Güncelleme: 11:06 - 23/08/2015 Pazar
Yeni Şafak

Bankalar, kredi kartları, ödenmesi gereken taksitler, büyüyen borçlar ve ardından gelen hacizler, davalar ve hatta intiharlar.. Gazetelerin üçüncü sayfalarına haber malzemesi olan ekonomik çöküntü ve buhranlar, kapitalist düzenin kuşattığı insanoğlunun yaşadığı en sıradan hikâyeler artık. Çözümü daha fazla para, daha fazla iş, daha fazla hırsa endeksleyen düzen, tıkanan yolları yine aynı sistemin araçlarıyla aşmayı salık veriyor; bankalar, krediler, borçlanmalar.. İşte böylesi bir çaresizlik anında bocalayan Elliot Brindle'ye gelen telefondaki esrarengiz ses, maddi sorunlarla boğuşan genç adama cazip bir teklifte bulunur; “Sineği yut, hesabına bin dolar yatıralım!"



Silik bir sosyal hizmetler görevlisi olan Elliot, bu telefonla başlayan bir dizi teklifi de kabul ederek daha fazla para kazanmanın peşine düşer. 13 farklı görev vererek karşılığında 6,2 milyon dolar para vereceğini söyleyen gizemli ses, genç adamın banka hesabına her görevin ardından vaadettiği parayı yatırır. Nişanlısı, hasta babası, engelli kardeşi ve büyüyen borçları düşünerek görevleri bir bir yerine getiren Elliot, her adımda daha tehlikeli şeyler yapmaya başlar. Yaralama, cinayet ve bir dizi suça karışan genç adam için dönüş çok artık çok zordur.



BÜYÜK BİR YAPIMA DÖNÜŞEMİYOR


Filmin açılış sahnesi ve devamında yaşanan gelişmeler oldukça etkileyici. İzleyiciyi sarsan bu çarpıcı başlangıç zaman ilerledikçe yerini rutin bir seyire bırakıyor. İlk yarısından sonra kimi klişe sahne ve diyaloglar ciddi zaaflara dönüşürken, finale doğru nispeten toparlanan hikaye ve anlatım, filmi vasatlıktan kurtarsa da büyük ölçekli bir yapıma dönüşmesine yetmiyor. 13 Günah, dram ve gerilim unsurlarını yerinde kullanarak bir yandan meselenin dramatik boyutuna dikkat çekerek sosyal yıkımları perdeye taşırken öte yandan gerilim boyutuyla da psikolojik arka planı kurcalıyor. Özellikle aile içi baskının neden olduğu eziklik ve biriken nefretin şiddete dönüşmesi, yaşananların arka planını sorgulaması açısından anlamlı ayrıntılar içeriyor.



Modern insanın trajedisi






Bu hafta vizyona giren ve yönetmenliğini Daniel Stamm'ın üstlendiği “13 Günah", günümüz insanının para kazanma yolunda yaşadığı zorlukları çarpıcı bir dille beyazperdeye taşıyor. Mark Webber, Devon Graye, Tom Bower ve Rutina Wesley'in başrollerini paylaştığı film, Taylan sinemasından esinlendiği senaryosunu Hollywood kıvamında sürükleyici bir maceraya dönüştürerek seyircisine sunuyor. Hangi nedenlerle olursa olsun, para kazanma hırsının insanı trajik sona sürükleyeceği mesajını veren film, kapitalist düzenin insanı en zayıf anında büyük ümitler vaadederek esir aldığının altını çiziyor ve imtihanı kazanmanın yolunun sabırdan geçtiğine dikkat çekiyor. Film insanoğlunun tamahkârlığına vurgu yapmayı da ihmal etmiyor. Sürekli kazanma arzusu, tatminsizlik, konforlu yaşam arzusu ve hayatta kalma tutkusunun yol açtığı yıkımlara göndermeler yapan 13 Günah, yer yer dini ile ahlaki değerlere de vurgu yapıyor.



Ajan 47 kötülere karşı




Yılın iddialı yapımlarından olan Hitman: Ajan 47, bu hafta vizyona girdi. Yönetmenliğini Aleksander Bach'ın üstlendiği film, çok gelişmiş insan görünümlü bir robotun kötü niyetli baronlara karşı verdiği mücadeleyi konu ediyor. Filmn başrollerini Rupert Friend, Zachary Quinto, Hannah Ware ve Ciaran Hinds paylaşıyor. Hitman: Ajan 47, üst düzey yeteneklere sahip bir ölüm makinesidir. Benzeri görülmemiş bir güç, hız ve zekaya sahip olan Ajan 47'nin yeni görevi kendisinin gizemini çözüp aynı formül üzerinden bir katil ordusu yaratmaya çalışan bir mega şirkete karşı harekete geçmektir. Genç bir kadının yardımıyla köklerini keşfedecek ve epik bir savaşın içine dahil olacaktır.



Al Pacino hayalindeki kadını arıyor



Efsane oyuncu Al Pacino'nun başrolünü üstlendiği Hayalimdeki Kadın (Manglehorn), haftanın dikkat çeken yapımlarından biri. David Gordon Green'in yönettiği film ne yazık ki usta oyuncunun perfomansı dışında kayda değer bir şey vaadetmiyor. Filmde Al Pacino'ya Holly Hunter, Chris Messina, Harmony Korine, June Griffin Garcia ve Rebecca Franchione eşlik ediyor. Filmde küçük bir kasabada yaşayan Angelo Manglehorn, hayatının aşkını bir türlü unutamayan bir çilingirdir. Kırk yıl önce kalbini kırmış olan güzel Clara'yı “mükemmel kadın” olarak nitelendiren Angelo Manglehorn, hayallerinin kadınına yeniden kavuşabilmek için, takıntılı bir şekilde ona hâlâ mektuplar yazmayı sürdürmekte ve onu ısrarlı bir şekilde aramaya devam etmektedir.



Cezayir'de, İnsanlıktan Uzakta




Fransız sömürgesi Cezayir'deki ayaklanma ve çatışmalar gölgesinde yaşanan bir cinayet ve bu cinayetin sanığı gencin yolculuğunu konu eden İnsanlıktan Uzakta, bu coğrafyada yaşanan olaylara bir bakış atıyor. Minimal hikayesi, sade anlatımı ve iyi niyetli yaklaşımıyla dikkat çeken filmin olan bitene dair net bir tavır sergilediği söylenemez. David Oelhoffen'in yönettiği filmde Viggo Mortensen, Reda Kateb, Djemel Barek ve Vincent Martin, başrolleri üstleniyor. Öğretmenlik yapan Daru, Cezayir'de doğmuştur fakat aslen İspanyol olduğu için hem etnik Cezayirliler hem de Fransız koloniciler tarafından yabancı etiketiyle hor görülmektedir. Daru'ya, bir muhalifi garnizona götürmesi emri verilir. Bir dönem Fransız ordusuna hizmet etmiş olan Daru, bu yolculukta kendi sadakatini sorgulamaya başlar. İki kaçağı Atlas Dağları'nda zorlu bir kaçış serüveni beklemektedir.



Minik Kuş şimdi yuvasını arıyor



Haftanın tek animasyon yapımı olan Minik Kuş, hayatında ilk kez yolculuğa çıkan tecrübesiz bir kuşun maceralarını anlatıyor. Bir kuşağın Susuam Sokağı programından hatırladığı sevimli kahraman, yolculuğun sonunda kendisini mutlu edecek bir yuvanın özlemini duymaktadır. Christian De Vita'nın yönettiği animasyonu Ahmet Taşar, Sercan Gidişoğlu, Aysun Topar ve Tülay Bursa seslendiriyor.



Minik Kuş, yuvasından dışarıya hiç çıkmamış, tek arkadaşı bir uğur böceği olan kimsesiz bir kuştur. Yıllardır sıcak bir yuvanın özlemini çekmektedir. Bunu bilen uğur böceği, Afrika'ya göç eden bir sürüye, yolu çok iyi bildiğini, kendilerine onun liderlik edebileceği yalanını uydurur ve Minik Kuş, kendini hayallerinin çok ötesinde bir macera ve dostluğun içinde bulur.


#Daniel Stamm
#13 Günah
#Mark Webber
9 yıl önce