|

Pax Sinica: Lazkiye'den Qingdao'ya

İmparatorluk stratejisini kuzeyde Sarı Nehir ve güneyde Yangzi Nehri'nin sağladığı jeopolitik avantajlar üzerine kuran Çin, bugün küresel ticari imparatorluğunu boru hatları, demiryolları ve deniz yolları ile inşa ediyor.

Yeni Şafak ve
03:00 - 27/04/2016 Çarşamba
Güncelleme: 22:27 - 26/04/2016 Salı
Yeni Şafak
Gündem
Gündem
Mehmet Kancı

Gazeteci


Suriye'de beşinci yılını geride bırakan iç savaşın dünyaya verdiği derslerden biri de "küreselleşmenin" ne anlama geldiği oldu. Vekalet savaşlarının hesaplaşma meydanı haline gelen Suriye'de nasıl olup da Esad hanedanının bu kadar uzun süre devrilemediği hiç şüphesiz bu süreç bittiğinde cevabı aranacak başlıca sorulardan olacak.



Ne de olsa ABD'nin 2011 yılına değin dahil olduğu tüm halk ayaklanmaları, turuncu devrimler, kontrgerilla operasyonları ve iç savaşlar bir şekilde hedef ülkedeki yönetimin ya da liderin alaşağı edilmesiyle sonuçlanmıştı.



Beklentiler ABD'nin Irak'ta olduğu gibi kuracağı bir koalisyonla, oluşturacağı uçuşa yasak bölgelerle Esad'ın nefesini kesmesi ve koltuğunu terk etmeye zorlamasıydı.



Peki bu neden gerçekleşmedi?



Küresel ekonomik krizin ABD'nin bu çapta bir askeri operasyonu yönetme imkanını yok etmiş olması, ABD'nin Ortadoğu'yu terk ederek Asya-Pasifik bölgesine yönelen strateji değişikliği, Rusya'nın uluslararası siyaset sahnesine askeri gücüyle dönme kararı bu sorunun cevaplarından bazıları olabilir.



ÇİN'İN ARTAN SURİYE İLGİSİ


Ancak bir de Suriye'nin jeopolitik konumu ve Çin Halk Cumhuriyeti'nin tüm bu süreçteki "görünmez eli" üzerine düşünmek lazım. Çin Halk Cumhuriyeti ile Suriye'nin yolları 2005 yılından itibaren enerji ve ulaşım sektörlerinde yoğun biçimde kesişmeye başlamıştı.



2005 yılında Pekin yönetimi, Suriye ile 1 milyar 200 milyon dolarlık bir rafineri anlaşmasına imza attı. Ardından, yüzyıllar öncesinin İpek Yolu'nu "Demir ve Enerji Yolu"na çevirecek, "İpek Yolu Ekonomik Kuşağı"nın temelleri atıldı.



Bu adımı, Suriye limanlarının Çin tarafından kullanımını öngören 2009 tarihli anlaşmaların takip ettiğini hatırlatmak gerek. Çin Halk Cumhuriyeti "Bir Kuşak Bir Yol" adını verdiği strateji ile Çin-Arap enerji işbirliğini artırmayı hedefliyordu.



Çin, bir yandan enerji ve lojistik alanında Ortadoğu ülkelerinde alt yapı yatırımlarına yönelirken, bu coğrafyayı sahip olduğu nükleer enerji teknolojisini transfer edeceği bir pazar olarak da değerlendirmek istedi.



Suriye, tüm bu stratejinin, Çin'in Asya-Pasifik'teki ABD'nin askeri ve ticari ablukasının kırılması için yürütülen planlamanın kalbinde yer alıyor.



Tarafların çıkarları 2009 yılında Beşar Esad'ın "4 Deniz Stratejsi"ni ilanıyla daha da eş güdümlü hale geldi.



BORU HATLARI, DENİZ YOLLARI VE DEMİRYOLLARI


Esad, Hazar, Karadeniz, Akdeniz ve İran Körfezi'nden geçen enerji yollarının merkezi olmak istiyor, Pekin yönetimi ise Suriye'yi Avrupa ve Kuzey Afrika pazarına açılan kapısı, aynı anda Akdeniz'den tedarik edilecek enerjinin güvenli limanı olarak değerlendiriyordu.



İmparatorluk stratejisini kuzeyde Sarı Nehir ve güneyde Yangzi Nehri'nin sağladığı jeopolitik avantajlar üzerine kuran Çin, bugün küresel ticari imparatorluğunu boru hatları, demiryolları ve deniz yolları ile inşa ediyor. Öncelikle, Sarı Deniz, Doğu Çin Denizi, Güney Çin Denizi ve Tayvan Boğazı'na hakim olmayı hedefleyen Çin, günümüzde Kuzey Kutup bölgesi, Akdeniz ve Karadeniz'de de bayrak gösteriyor.



Bu kapsamda, Çin savaş gemilerinin ilk kez 2015 yılı Nisan ayında Karadeniz'e girerek Rusya limanlarını ziyaret ettiklerini hatırlatmakta fayda var.



Çin'in Güneydoğu Asya ülkeleri limanlarında inşa ettiği İnci Kolye Stratejisi ( Pentagon tarafından verilen ismiyle Sting Of Pearls ) ve geçmişi 1960'lara dayanan 14 bin kilometrelik Trans-Asya Demiryolu Projesi yalnızca bölgesel ticari ilişkileri değiştirmekle kalmıyor.



YAPIŞIK GÜÇ STRATEJİSİNİ ANLAMAK


Asya, Avrupa ve Afrika'yı birbirine daha da yakınlaştıran bu projeler, Suriye iç savaşı örneğinde olduğu gibi jeopolitik ilişkileri daha da karmaşık hale getiriyor.



Marco Polo'nun 1271'de Venedik'ten Çin'e gidip gelmesi 1295 yılına kadar sürmüştü. Bugün ise Suriye'nin Lazkiye limanı ile Çin Halk Cumhuriyeti'nin Qingdao limanı arasındaki mesafe hem kilometre hem zaman bazında çok daha azaldı.



Çin'in saatteki hızı 350 kilometreye ulaşan hızlı trenleri ve gelecek 5 yılda döşemeyi planladığı 30 bin kilometrenin üzerindeki demiryolları, Suriye gibi pek çok ülkenin jeopolitik kaderinde değişiklikler yaratırken, yine bu ülkeleri daha önce görmedikleri tehdit ve fırsatlarla da karşı karşıya bırakacak.



Çin Halk Cumhuriyeti'nin enerji, ticaret ve lojistik ve askeri gücünü biraraya getirdiği "Ning Jiu Li Stratejisi"ni ( Türkçeye Yapışık Güç Stratejisi olarak çevirebiliriz ) anlamak, bugün Suriye'de yaşananları anlamak açısından faydalı olacaktır.



HAYALET SAVAŞÇIYI GÖRMEK


Suriye ile yaptığı anlaşmalarla NATO'nun etki alanı olan bölgelere giren Çin, geçen 5 yılda, her alanda yoğun işbirliği yürüttüğü Rusya ve İran'ın ön planda olduğu bir kavganın hayalet savaşçısıydı.



Bugün Esad'ı ayakta tutan dayanağın ağırlık merkezini arayanların belki de Moskova ve Tahran'dan daha uzağa bakması gerekiyordu. Pekin'in bu görünmez desteği, konuyu bugün bir kez daha Ortadoğu tarihiyle ilgili ABD eski Dışişleri Bakanı Henry Kissinger'ın yaptığı bir saptamaya getiriyor. "Ortadoğu'da Mısır omadan savaş, Suriye olmadan barış olmaz".



Çin Halk Cumhuriyeti'nin savaş içerisinde var olmadan savaşmaya dayalı "Çin Barışı"nın (Pax Sinica) prensiplerini anlamaya çaba harcayan bir dış politika anlayışı, yakın gelecekte hem Türkiye'yi hem de Balkanlar, Karadeniz ve Ortadoğu ülkelerini, karşı karşıya oldukları tehditlere dair daha uzun vadeli bir bakış açısı kazanmasına yardım edecektir.



HEDEF İŞBİRLİĞİNİ ARTIMAK OLMALI


Ulusal bütünlüğünü, sürdürülebilir yüksek kalkınma rakamlarına bağlamış olan Çin Halk Cumhuriyeti'nin Suriye'deki varlığını sorgulamak yerine işbirliği olanaklarını araştırmak bölge aranan barışın anahtarı olabilir.



Son yıllarda, uluslararası sermaye devlerinin askeri cuntanın görece demokrasiye izin verdiği Myanmar hükümeti ile yaptıkları anlaşmaların sebebini de Singapur-İstanbul-Londra hattında inşa edilen demiryollarında aramak lazım. Başka bir yazının konusu olabilecek Myanmar'daki gelişmeler, Çin Halk Cumhuriyeti ile Batı dünyasının ticaret temelinde sağladığı uzlaşmanın ve bir ülkede demokrasiye geçiş sürecinin modelini oluşturuyor. Bu süreçte, Myanmar'daki Müslüman nüfusun hedef olduğu şiddet olaylarının kaynağını ve buna karşı verilecek diplomatik mücadeleyi de yine sözkonusu uzlaşmanın şartlarında arayıp müdahil olmakta fayda var.



Son Söz: ABD merkezli stratejik düşünce kuruluşlarının 20. yüzyılın son 10 yılında yaptıkları analizlerle Rusya ve Çin Halk Cumhuriyeti'ni Soğuk Savaş sonrası yok sayan yaklaşımlarının, Suriye örneğinde olduğu gibi tehdit ve krizlere yaklaşımı olumsuz etkilediği görülüyor. Söz konusu analizlerde 21. yüzyılın "Amerikan Yüzyılı" olacağı iddiası hakim görüştü. ABD liderliğinin devam edeceğini kabul etmekle beraber Rusya ve Çin yokmuş gibi yaşamanın mümkün olmadığını da Suriye örneğinin göstermiş olması gerekir. Jamestown Foundation tarafından 16 Nisan 2010 yılında yayınlanmış bir makale Türkiye açısından daha dikkatli bir şekilde irdelenmiş olsa geçen 6 yıldaki değerlendirmeler daha farklı olabilirdi.





#Pax Sinica
#Sarı Nehir
#Marco Polo
8 yıl önce