Ülkemizin önde gelen sosyolog ve siyaset bilimcilerinden Prof. Dr. Şerif Mardin, İstanbul'da bir süredir tedavi gördüğü hastanede 90 yaşında hayata veda etti. Şerif Mardin'in naaşı, Yeniköy Camii'nde dün kılınan cenaze namazının ardından Kilyos Mezarlığı'nda toprağa verildi. Mardin'i çok sayıda siyasetçi, yazar, akademisyen ve öğrencinin bulunduğu bir topluluk ebediyete uğurladı. Şerif Mardin'i 40 yıl önce tanıdığını söyleyen felsefeci yazar Teoman Duralı, sözlerine şöyle devam etti: "Boğaziçi Üniversitesi'nin kütüphanesinde gece memuruydum. Arada bir gelirdi. Çalıştığı konularla ilgili yayınları yakından izlediğini görürdüm. Cevval bir kişiydi. Dünyaya açık bir insan izlenimi bırakırdı. Gelirdi dergiler alırdı. Çok tanınmış, üstünde konuşulan bir şahsiyet. Bizim için Halil İnalcık'tan sonra kıymetli bir kayıp. Büyük bir servet kaybettik."
Yeniköy Camii’nde düzenlenen cenaze törenine Şerif Mardin’in ailesi, öğrencileri ve sevenleri katıldı. Mardin'in kuzeni Betül Mardin, merhum siyaset bilimci için "Çok büyük bir kafaydı. İftihar ederdik, gurur duyardık. Gitti. Benimle aynı yaştaydı. Ben yaşıyorum, o gitti. Biz aynı zamanda Arapız. Mısır'a giderdik beraber. Kahire'de amcalarda kalırdık. Çok severdim. Büyük bir zekaydı. İnsanların kafalarında, zekalarında yeni bir merkez açtı" diye konuştu.
Türk siyasi düşüncesini analiz eden, sosyal bilimler alanında tespitlerde bulunan Mardin, hayatı boyunca birçok konuda gündem oluşturdu ve binlerce öğrenci yetiştirdi. 80'li yıllarda Said Nursi üzerine çalışmaya başladı. Araştırmalarını "Bediüzzaman Said Nursi Olayı" adlı kitapta topladı. Bir yandan da Osmanlı ve Türk entelektüel tarihi, modern dünyada İslâm, Nakşibendilik, sekülarizm, sivil toplum konularında çok sayıda makale ve yazısı yayınlandı. Kamuoyu ve akademinin dikkatini çekti, görüşleri ilgi gördü. Mardin, 2007'deki bir röportajında kullandığı 'mahalle baskısı' kavramı ile de Türkiye'de gündemi belirledi.
Eski Başbakan ve AK Parti Milletvekili Ahmet Davutoğlu, üniversitede hocası olan ve doktora tezini yazmasına katkı sağlayan Şerif Mardin için, "Kendimi Türkiye'de, sosyoloji ilminde bu kadar kıymetli bir hocanın talebesi olmakla son derece şanslı hissediyorum. Yeni nesillerin de kendilerine bu tür meslek ahlakına sahip, zarif, azimli insanları örnek almalarını temenni ediyorum. Ömrünün son demlerine gelmiş olmasına rağmen heyecanın hiç sönmemiş olması beni etkilemişti. Konuşurken sesini duymakta bile zorlanıyorduk uzun süredir. Ama buna rağmen her gün bir süre de olsa masasının başına geçip okumakta olduğu kitabına devam ediyor, öğrenciler ile kısa da olsa sohbet etmekten büyük keyif alıyordu. Onun bıraktığı boşluğu yetiştirdiği öğrenciler ve bıraktığı eserler dolduracaktır" ifadelerini kullandı.
- Camialar arasında köprüydü
- Şerif Mardin’in kaybı, akademi dünyasında da yankı buldu. Yıldız Teknik Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bedri Gencer, Mardin'in klasik sosyolojinin Türkiye'deki belki tek temsilcisi olduğunu kaydederek "Hoca için, 'sosyal teorisyen', 'siyaset sosyoloğu', 'din sosyoloğu' gibi birtakım çelişik gibi görünen birçok tanımlama yapılıyor. Ancak o klasik anlamda sosyolojinin, Ziya Gökalp çizgisindeki bütüncül bir bakış açısına sahip bir bilim adamıydı. Hem seküler akademinin tam olarak benimsemediği hem de muhafazakar ve İslamcı camiaya dahil olmayan bir kişiydi. Arada sınır, köprü veya arafta diyebileceğimiz böyle bir pozisyona sahipti." açıklamasını yaptı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, merhumun oğlu Osman Mardin'i arayarak baş sağlığı diledi. Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş yayınladığı taziye mesajında "Şerif Mardin Hocamız, siyaset bilimine ve fikir hayatımıza önemli katkılarda bulunmuş, uluslararası alanda çok değerli çalışmalara imza atmış bir bilim insanımızdı. Mekânı cennet olsun" ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ise, sosyal medyadan yaptığı açıklamada "İlim ve fikir dünyamızın mümtaz şahsiyeti Şerif Mardin hocaya Allah'tan rahmet diliyorum. Hepimizin başı sağolsun" dedi. Cumhuriyet Halk Partisi lideri Kemal Kılıçdaroğlu da Ankara’da yaptığı eğitim konulu konuşmasının sonunda Şerif Mardin'i rahmet, minnet ve şükranla andığını belirtti.
1927 yılında İstanbul'da doğan Şerif Mardin, Galatasaray Lisesi'nde başladığı orta öğrenimini ABD'de tamamladı. Stanford Üniversitesi Siyasal Bilimler Bölümü mezuniyetinin ardından lisansüstü eğitimini John Hopkins Üniversitesi'nde yaptı. 1954'te Siyasal Bilgiler Fakültesi'ne asistan olarak giren Mardin, doktorasını Stanford Üniversitesi'nde tamamladı. 1964'te doçent, 1969'da ise profesör oldu. Sırasıyla Ankara, Boğaziçi ve Washington American, Sabancı Üniversitelerinde çeşitli görevlerde bulundu. Prof. Dr. Şerif Mardin, en son İstanbul Şehir Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi olarak görev yapıyordu. Mardin'in başlıca eserleri arasında Din ve İdeoloji, Bediüzzaman Said Nursi Olayı, Jön Türklerin Siyasi Fikirleri, Türk Modernleşmesi, Yeni Osmanlı Düşüncesinin Doğuşu bulunuyordu.
