Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Uğurhan Sezer, "Sarı nokta hastalığında, makula dışında kalan retina alanları sayesinde çevresel görme korunur. Bu nedenle tam körlük oluşmaz. Hastalık ilerledikçe kişi, görme yeteneklerini kaybeder ve günlük hayatı sürdürme konusunda zorluk yaşar. Bu hastalık, 40 yaş ve üstünde görülür, 85 yaş ve üstünde ise her iki kişiden birisinde belirtileri gözlenmektedir. Kadınlarda daha sıktır. Hipertansiyon, kalp hastalığı, sigara kullanımı ve UV ışınları riski artırır. Tek gözünde sarı nokta hastalığı olanların diğer gözünde de hastalığın gelişme ihtimali iki yıl içinde yüzde 90'dır" dedi.
Op. Dr. Uğurhan Sezer, hastalığın yavaş ilerleyen "kuru tip" ve daha az görülen ama hızlı ilerleyen "yaş tip" olmak üzere iki formu bulunduğunu söyledi. Kuru tipte görme kaybının yıllar içerisinde geliştiğine ve yaklaşık 10 yıl sonra görmenin yüzde 10'un altına düştüğüne işaret eden Op. Dr. Sezer, "Yaş tip ise, olguların ancak yüzde 10'unda görülmekle birlikte hızlı ilerler, tedavi edilmezse kalıcı görme kaybıyla sonuçlanır. Geri dönüşümsüz merkezi görme kaybının yüzde 80-90'ından sorumludur. En sık uygulanan tedavi seçeneği yeni damar oluşumlarını engelleyen ve gerileten ilaç enjeksiyonlarıdır. Işıkla aktif hale gelen bir ilacın damar içine verilmesini takiben yakıcı olmayan lazer uygulaması diğer alternatiftir" diye konuştu.
Erken evre kuru tip sarı nokta hastalığı
...
Erken evre kuru tip sarı nokta hastalığında bazen hiçbir belirti olmayabileceğine, ancak ileri evrelerde önemli belirtiler gözleneceğine işaret eden Op. Dr. Sezer, şunları söyledi: "Bakılan bölgenin ortasında koyu karanlık bir gölge olur. Düz çizgilerde bükülme, çarpılma ve silinmeler görülür, renkler soluklaşır. Zamanla bazı hastalarda kuru tip, yaş tipe dönüşebilir. Bu nedenle erken tanı ve tedavi önem taşır. Mevcut tedavilerle var olan görme kaybı çoğunlukla geri döndürülemez ancak ilerlemesi durdurulabilir."
