|

Son söz mikrobun

Bugün bulaşıcı hastalığa yol açan bakterileri kontrol etmek, yirmi yıl önceki atalarını kontrol etmeye kıyasla çok daha zor hale geldi. Savaş bakterilerin lehine dönmeye başladı. İnsanlığın çiçek hastalığını dünya yüzünden silerek (eradike ederek) kazandığı büyük zafer gölgelenmek üzere. Çünkü antibiyotik direnci de zafer peşinde.

Yeni Şafak ve
04:00 - 3/12/2015 Perşembe
Güncelleme: 03:03 - 3/12/2015 Perşembe
Yeni Şafak

Dünyada ve ülkemizde en önemli problemlerden biri antibiyotik direnci. Bugün insanlık bakterilerle yaptığı savaşı kaybetmek üzere. Acil eylem planları çerçevesinde dünya çapında antibiyotik yönetim programları düzenlenirken, 2012 yılında "Avrupa Farkındalık Günü", "Dünya Antibiyotik Farkındalık" haftasına dönüştü. (16-22 kasım). Dünya çapında kırmızı alarm verildi. Özel gündem maddeleriyle uluslararası kongrelerde tartışmaya açıldı.



Üstünlük konusunda mikroplar sürat koşusunda


Dünyada her 10 dakikada 2 ton antibiyotik tüketiliyor. Bunların yüzde 30'u ise gereksiz kullanılıyor. Her 10 dakikada antibiyotiğe dirençli ciddi hastalıklardan bir kişi ölüyor. Bu rakamlar büyük bir ironiyi de içinde barındırıyor. Alexander Flemingin bulduğu Penisilin'in kullanılmasıyla 1940 yıllarda başlayan antibiyotik devri, insanlığın bilinçsiz ve gereksiz kullanımı sonucu sona ermek üzere. Oysa ilk yıllarda bakterilerin yol açtığı hastalıklarda büyük başarı kazanıldı. Antibiyotikler sayesinde pek çok bulaşıcı hastalıktan kaynaklanan ölümler de önemli ölçüde azaldı. İnsanlığın 2020'li yıllarda mikroorganizmalarla yaptığı savaşı tam olarak kazanacağı tahminleri yapılırken, kontrolsüz ve yanlış kullanım sonucu son 20-30 yılda pek çok bakteri türü antibiyotiklere karşı evrildi. Bunun sonuncunda da direnç gelişti.



Hastalarını iyileştirebildiği günleri özlemle anıyorlar


2000 yılından sonra az sayıda antibiyotik keşfedildi. Kontrolsüz kullanım ise kısa sürede direnci de beraberinde getirdi. İlacın ömrü kısa olduğundan uzun ve pahalı faz çalışmalarının maliyetlerini karşılamadı. Devletlerin bu çalışmalardan elini çekerek, bu çalışmaları özel ilaç şirketlere devrettiği günümüzde, aslında dünyadaki tüm süper güç devletler de belki suçlu. Bu nedenle tıbbın gereksinimiyle, yatırımcının istekleri arasındaki çelişkiler (mali kaygılar) giderilmeli. Bu konuda yeni nesil moleküllerin keşfi teşvik edilmeli. Antibiyotik sadece bakteriyel enfeksiyonlarda kullanılmalı, ateş çıkınca, nezle, grip, basit öksürüklerde kullanılmamalı. Ayrıca antibiyotiklerin ciddi yan etkileri olduğu için çok da zararsız değiller.



Mikroorganizma ile olan savaşta hedef topyekün zafer


Antibiyotik direnci ile başa çıkma yolları ise daha az antibiyotik kullanmak, daha uygun antibiyotik kullanmak, çapraz enfeksiyonu önlemek ve yeni antibiyotikler keşfetmekten geçiyor. Bu nedenle akılcı antibiyotik kullanımı oturtulmalı, bu konuda farkındalık yaratılmalı. Hekimler dahil, eczacı, hasta, hasta yakınlarının sağlık okuryazarlık seviyesi yükseltilmeli. Akılcı kullanımda uygun antibiyotikler, uygun dozda, uygun sürede ve uygun yolla kullanılmalı.



Sadece insanlar için değil




Tüm bunların yanında dikkat çekilmesi gereken bir diğer nokta daha var. Antibiyotikler sadece insan sağlığı için kullanılmıyorlar. Hayvanlar, gıdalar, bitkiler ve tekstil sektöründe de kullanılıyorlar. Bu alanlarda da eğer antibiyotikler akılcı verilmezse, durum daha da vahim tablolar yaratacağa benziyor.





#mikrob
#bulaşıcı hastalıklar
#Avrupa Farkındalık Günü
8 yıl önce