Türkiye'de sınırlı sayıda kişinin dinleyip icra ettiği caz müziğinin efsane isimlerinden Bozkurt İlham Gencer, şimdilerde Ramazan ilahileri söylüyor. Her akşam Kuruçeşme Camii'ndeki teravih sonrası Ramazan ilahileri okuduğunu anlatan Gencer, "Eski Ramazanlarda sahneye çıkar iftar sonrası piyano çalardım. Bir cazcı olarak insanlara farklı geliyordum. Şimdilerde hem caz hem ilahi söylüyorum. O zamanlar İsmail Dümbüllü vardı. Eğlence anlayışımız epey değişti. 1950'de askerde oruç tuttum. Eğitimlerde herkes susuzluktan kıvanırken ben bazı arkadaşlarımın silahlarını taşırdım. Oruçlu olmam bana farklı bir rahatlık ve güç verirdi" diyor. Kendisine sanatçı denmesine itiraz eden Gencer, "Ben müzisyenim" diyor. 93 yaşındaki asırlık çınar siyasi görüşlerinden dolayı yaşadığı zorlukları ve müzik yoluyla yapılmak istenen darbeleri anlattı.
Hâlen caz festivalleri ve çeşitli etkinliklerde sahne alan İlham Gencer, 5 yaşından beri hocası ve eğitimi olmadan piyano çalmaya başlamış. Gencer, Ajda Pekkan, Emel Sayın, Barış Manço gibi birçok ismi de keşfetmiş: "Başarılı bulduğum kişileri sınav yapar öyle sahneye çıkartırdım. Piyano başına geçip ses analizi yapardım. Görüntü değil, sesi güzel olan, kulağı iyi olanı seçerdim." Müzisyen, bütün başarılarına rağmen "Keşke bağlama çalsaydım, Türk müziğine daha çok katkım olurdu" diyor. Marşlar üzerine çalışmaları bulunan İlham Gencer, darbe zamanlarında devşirme şarkıların rolüne değindi. Marşlar yoluyla hem devlete hem de zihinlerimize darbe yapıldığını belirten müzisyen, 60 darbesinden sonra sinema salonlarında filmlerden önce sahneye çıkan ve Yassıada Mahkemeleriyle dalga geçen Gencer, asıl tiyatronun o mahkemelerde oynandığını söylüyor.
Marşlar gibi başka değerlerimizi de yok etmek, anlamını bozmak için kasıtlı çalışmalar yapıldığını belirten İlham Gencer, “Düzenledikleri sahte operasyonlarla Ergenekon Destanımızın anlamını yok etmek istediler. Sirklerde fil olur, aslan olur ama kurt olmaz. Çünkü terbiye edilemez, özgür ruhludur. Türk milletini simgeleyen bozkurdu her zaman yanımda taşıdım ve isim olarak kullanıyorum. Kültür ve sanat alanında suskun kaldığımız için onlar kadar biz de suçluyuz. Yahudi soykırımı hakkında binlerce film varken birçok Türk’ü katleden Lenin hakkında kaç film olduğunu düşünmemiz gerek" diyor.
Bir dönemin hit parçalarının Yahudi şarkılarına Türkçe söz yazarak yapıldığına dikkat çeken Gencer sözlerine şöyle devam ediyor: “Memleketim şarkısında “Ben gönlümü eylerim, gerisi Allah kerim” diyor. Çalıştığım yerlerde hep bu şarkı istenirdi. Ben de ‘Ben gönülden severim gerisi Allah kerim’ olarak okurdum. Aslen 'The Rabbi Elimelekh Dance Medley' adlı Yahudi şarkısıdır. Ayrıca memleket deyince havada kalıyor. Türkiye demekten korkmamak lazım. O dönemin başka bir şarkısı olan Sev Kardeşim'in aslı da 'Veshuv Itchem' adlı Yahudi folklör şarkısıdır. Şarkılarla çok rahat algı yönlendirmesi yapılabilir. İslam ve Türk düşmanı bir nesil için bu yönlendirmeler yapılıyor diye düşünüyorum. Müzikle yapılan ihaneti hiçbir silahla yapamazsınız.”
İlham Gencer, Alpaslan Türkeş'e yakın isimlerden biriydi. 1969 yılında tanıştığı Türkeş'in yurt dışında küçük bir yarışmada bile ülkeyi temsil edip başarı elde eden kişilere mektup gönderdiğini söyleyen Gencer,40'a yakın müzisyeni sigortalı yaptırdı.