Her terör olayından sonra bu usandıran ezberleri tekrarlayan yerli İslamofobiklere bizim de söyleyeceklerimiz var. Müslümanların DAEŞ, Boko Haram gibi terör örgütlerine yeterince tepki vermediğini iddia ediyorsunuz. Kaç Müslüman kanaat önderini takip ediyorsunuz da bu sonucuna varıyorsunuz? Hangi Müslüman entelektüelin açıklamalarına kulak kabarttınız bugüne kadar? Diyanet İşleri Başkanlığı'nın DAEŞ'le ilgili hazırladığı raporu kaçınız merak edip okudu? Hadi hepsini geçtik, hayatınızda bir kere Cuma hutbesi dinlediniz mi? Oturduğunuz yerden, 2 milyara yakın Müslümanın kanaatini nasıl araştırdınız?
Tariq Ramadan, Yasir Qadhi, Hatem Bazian, Shaykh Hamza Yusuf, Reza Aslan, Khalid Latif ve Zaid Shakir gibi nice Müslüman entelektüelin Paris saldırısını en güçlü şekilde kınadığı mesajlarını, 124 Sünni alimin DAEŞ'e karşı yazdıkları açık mektubu, Mehmet Görmez'in Paris saldırısını tüm insanlığa karşı işlenmiş bir suç ilan ettiği cümlelerini, Uluslararası Din Alimleri Birliği, Arap Birliği, Muslim Association of Britain, Fransa Müslüman Öğrenciler Birliği, Zaytuna College, İslam İşbirliği Teşkilatı gibi sayısız kurum ve kuruluşun açıklamalarını burada uzun uzun yazmaya gerek yok. Merak edenler için bu açıklamalara ulaşmak zor değil.
Kaldı ki, Müslümanlar kanaatlerini neden size kanıtlamak zorunda olsunlar ki? Say dense beş tane Müslüman entelektüel, beş tane Müslüman kanaat önderi, beş tane Müslüman sivil toplum kuruluşu, beş tane imam sayamayacakken Müslümanların tepkisizliğinden şikâyet etmenizi nasıl ciddiye alalım?
Bir de her terör olayı sonrası Müslümanlara “hadi özür dileyin” diyenleriniz var. Hatırlarsınız, Charlie Hedbo'ya yönelik terör saldırısı sonrası Twitter'da #KillAllMuslims (bütün Müslümanları öldürün) diye bir hashtag açılmıştı. Bu hashtag altında, Charlie Hebdo saldırısından tüm Müslümanlar sorumlu tutuluyor ve ceza olarak da tüm Müslümanların öldürülmesi gerektiği belirtiliyordu.
Peki, 2 milyara yakın Müslüman'dan 3 kişinin işlediği suçun özrünü beklemenin, #KillAllMuslims demekten farkı ne? Her ikisinde de genelleme var. İkisinin de çıkış noktası aynı: “Bütün Müslümanlar suçlu.”
Aradaki tek fark, yapılan genellemenin ardından suçlu ilan edilen tüm Müslümanların nasıl cezalandırılacağı konusunda. Biri tüm Müslümanlar öldürülsün derken, diğeri tüm Müslümanlar özür dilesin diyor.
Oysa sizler, kendini ateist, agnostik ya da deist olarak tanımlayanların cinayetlerinden, tecavüzlerinden, hırsızlıklarından sorumlu tutulmamanın o muazzam konforunu yaşıyorsunuz. Bir gün inançsız Stalin'in ya da Mao'nun katlettiği milyonlarca insan için yakanıza yapışsak, ateist Anders Breivik'in katliamı için ilk gördüğümüz ateiste “hesap vereceksin” diye bağırsak, her sene ABD'de okul basan psikopatların kanlı eylemleri için sizden özür beklesek... Ne hissederdiniz?
Ayrıca “gerçek İslam bu değil” denmesini mizah malzemesi yapıyorsunuz. Neden? Müslümanların bu terör örgütlerini açıkça kınaması ve bu örgütlerin kanlı eylemlerinin İslam'la bağdaşmadığını belirtmesi, sizleri neden rahatsız ediyor? Hem Müslümanları terör eylemlerine sessiz kalmakla suçlayıp, hem de “gerçek İslam bu değil” demelerini nefret soslu geyiklerinize malzeme yapmanız birbiriyle çelişmiyor mu?
İslam'ın ne olup olmadığı konusunda terör örgütlerini referans aldığınız kadar, bu örgütlere karşı olan Müslümanları neden referans almıyorsunuz? DAEŞ ve Boko Haram gibi örgütlerin İslam'ı temsil kapasitesi, “İslam barış dinidir” diyen bir Müslüman'dan neden daha fazla sizin gözünüzde?
Hadi şunu kabul edin: Ne terör mağdurlarına üzülüyorsunuz, ne de insanlık için kaygılanıyorsunuz. Her terör olayı sonrası parmağınızı Müslümanlara doğru hiddetle sallarken hissettiğiniz tek şey nefret… Önyargının, kinin ve nefretin içinde debelenirken Müslümanlara ahlak dersi vermekten vazgeçin artık.
