Türkiye'de doğurganlık hızının giderek düştüğünü dile getiren Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Nüfus Etütleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Banu Ergöçmen, 1970'li yıllarda ortalama 4,33 olan doğurganlık hızının geçen 35 yıl içerisinde yarı yarıya azaldığını belirtti. Ergöçmen,1990 yıllarında 2,6 dolayında seyreden toplam doğurganlık hızının 2000'lerden itibaren nüfusun yenilenme düzeyi olan 2,1'in biraz üzerinde durağanlaştığını ve 2013 yılı Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması sonuçlarına göre toplam doğurganlık hızının 2,26 olduğunu aktardı.
Prof. Dr. Ergöçmen, "2023, 2050'li yıllara gelindiğinde Türk halkının yaşam süresi daha da uzayacak. Doğuşta beklenen yaşam süresinin 83 yıl olacağı tahmin ediliyor. Erkeklerde bu süre 81, kadınlarda ise 85'in üzerine çıkacak diye düşünüyoruz. 2023'te ise kadınlarda 80'e yaklaşan bir ömürden söz edebiliriz.Hala genç bir nüfusumuz var ama bu giderek yaşlanan bir nüfus. Türkiye nüfusunun yarısı 31 yaşın altında, kalan yarısı da 31 yaşın üzerinde. 'Ortanca yaş' olarak adlandırılan bu yaş ortalamasının 2050'de 42 olmasını bekliyoruz" diye konuştu.
Prof. Dr. Ergöçmen, yeni dönemde yaşlıların bir kenarda kendi kendini idare etmesinin artık beklenemeyeceğinin altını çizerek, yaşlıların talepkâr olduğu bir döneme girildiğini kaydetti.
Sosyal güvenlik politikalarının tartışılması, yeni politikalar üretilmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Ergöçmen, "Demografik dönüşümün getirdiği bu yapı fırsat olacaksa işgücüne dahil edilmeleri için çalışmalar yapılabilir. Yani yaşlıların istihdama katılmalarına yönelik planlamalar gündeme gelebilir. Ayrıca yaşlılara sağlanacak bakımın giderek daha profesyonel bir uygulamaya dönüştürülmesi gerekir. Bunlar üzerinde düşünmeye başlamanın tam zamanı bence. Geç kalmamak gerekiyor" sözlerine yer verdi.