|

Türkiye tipi başkanlık sistemi model önerisi

Başkanlık sistemi, Türkiye’nin demokratik bütünlüğü esasına göre tartışılan bir konudur. Bu aşamada üniter devlet içerisinde, güçlü yerel-bütünleştirici merkez ilkesine göre bu tartışmanın doğru zeminde yürütülmesi sağlanabilir.

Yeni Şafak
04:00 - 24/11/2015 Salı
Güncelleme: 22:39 - 23/11/2015 Pazartesi
Yeni Şafak
Gündem
Gündem
Mehmet Uçum

25. Dönem AK Parti Kars Milletvekili


Ülkemizde, başkanlık sistemi tartışması yeni değil. Özal, Demirel ve Türkeş'de bu konuyu gündeme getirmişti. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesine ilişkin model değişikliğinden sonra başkanlık sistemi tartışması somut ve pratik bir konuya dönüştü. Mevcut sistemde siyasi bir anomali ortaya çıktı. Aktif, güçlü ve merkezi role sahip halk tarafından seçilmiş bir cumhurbaşkanıyla zaten sorunlu yanları olan parlamenter sistemin gelecekte uyumlu bir biçimde yürümesi mümkün gözükmüyor. Cumhurbaşkanı ve Başbakan aynı partiden gelse dahi “şimdilik varolan uyumun” her zaman sağlanması kolay değil.



Ayrıca halkla mesafeli değil halkla sürekli ilişkili bir siyasal sistem ihtiyacı da gündemimizin merkezinde duruyor. Devlet ile halk arasındaki ilişkide iki durum halkın devlet üzerindeki etki seviyesinin ölçütüdür. Birincisi, halkın doğrudan oyuyla devlet yapılarını ne ölçüde belirlediği. İkincisi, iki seçim arası dönemde halkın devlet tasarruflarında ve pratiklerinde ne ölçüde etkili olduğu. Başkanlık sisteminin bu ihtiyaçlar bakımından ne anlam ifade ettiğini de görmemiz gerekiyor.



Özetle;


• Halk tarafından cumhurbaşkanı seçilmesi yönündeki model değişikliğinin ortaya çıkardığı gerçeklikler,


• Siyasal sistemde ortaya çıkan uyumsuzluklar,


• Türkiye'nin yeni siyasal sistem yönelimini gerekli kılan ihtiyaçlar



başkanlık sistemi tartışmasını zorunlu kılıyor.



Bu zorunluluk genel olarak parlamenter sistemin, yasama-yürütme ilişkisinde ortaya çıkardığı sorunlar açısından da var. Parlamentoya ait yasama ve denetim görevlerinde yürütmenin hâkimiyeti ortada. Bütçe parlamento tarafından yapılmasına rağmen yine yürütme bütçe yapımında belirleyici.


Başkanlık sisteminde;


• bakanların başkan tarafından parlamento dışından seçilip parlamentonun onayına sunulması,


• bakan adaylarının seçiminde çok daha fazla vasıflı seçeneğin değerlendirilebilme imkanı olması,


• bütçenin tamamen parlamento kontrolünde yapılabilmesi,


• parlamentonun yürütmeyi denetlemek bakımından etkili olması,


• eş zamanlı seçim zorunluluğu sebebiyle bir siyasal kriz çıktığında halkın devreye girmesi,


gibi uygulama esasları, yürütme ve yasama fonksiyonlarının birbirlerinden bağımsızlığı bakımından son derece önemli güvenceler oluşturuyor.



SİSTEME İLİŞKİN TARTIŞMA TEZİ


Türkiye tipi başkanlık sistemi; Türkiye'nin siyasal, hukuki, kültürel ve sosyal tarihi ile geleneklerine dayanan, şimdiye kadar oluşturduğu kurumları dikkate alan, radikal bir metotla (yani kopuş yöntemiyle) değil süreklilik içinde yenilenme anlayışıyla yapılandırılacak bir modelin adıdır.


İlkesel olarak hem yürütme hem parlamento, yerelden merkeze doğru yükselen piramit yapılara sahip olacak ve Türkiye Milleti'nin ortak iradesini temsil edecek.


Somut olarak ülkemizin siyasal ve hukuki gelenekleri içerisinde yer alan; muhtarlıklar, belediye meclisleri, il genel meclisleri ile nispeten yeni bir yapı olan kalkınma ajansları/özerk kuruluşlar Türkiye tipi başkanlık modelinde reforme edilerek sistem yapılanmasının esaslarını oluşturacak.



Bu sistemde,



• Yürütmenin aşağıdan yukarıya yapılanması; mahalle/köy başkanı, ilçe başkanı, il başkanı, bölge başkanı ve ülke başkanı,


• Meclislerin aşağıdan yukarıya yapılanması; mahalle/köy meclisi, ilçe meclisi, il meclisi, bölge meclisi ve ülke meclisi, şeklindedir.



Türkiye tipi başkanlık sistemi, üniter devlet yapılanması içerisinde “güçlü yerel-bütünleştirici merkez” ilkesine dayalı bir modeli ifade ediyor.



Buna göre Türkiye'ye özgü yapılarla kurulacak başkanlık sistemi;


• Tek adam yönetimi değil halkın etkili olduğu bir yönetim modelidir,


• Sadece merkezi bir yönetim değil ademi-merkeziyetçilikle güçlendirilen bütünsel bir yönetimdir,


• Halkın sadece parlamentoyu doğrudan oyuyla belirlediği değil yürütmeyi de doğrudan oyuyla belirlediği bir yönetimdir,


• Yürütmeye bağlı parlamento değil yürütme karşısında güçlü olan ve çeşitli alt gruplarla çok yönlü çalışma yapabilecek parlamento, güçlü milletvekili ve güçlü parti grubu içeren bir yönetimdir,


•Yürütme ve Yargı fonksiyonlarına atama yetkisi olmayan ya da çok sınırlı olan bir parlamento değil bakanlar dahil bir çok pozisyona atama ve atamalarda onay yetkileri çok geniş olan parlamentoyu içeren bir yönetimdir,


• Nihayet milletvekili seçim sisteminde dar bölgeye yatkınlığıyla, siyasi partiler yapısında üyelerin rolünü artıran etkisiyle halkın rolünü bu zeminlerde de artıran bir yönetimdir.


Türkiye tipi başkanlık sistemi ayrıntılı çalışmalarla geliştirilebilecek bir model önerisidir. Ayrıca halkı daha etkin kılabilecek; yasa teklifi hakkı, geri çağırma hakkı, itiraz edici referandum, yargılama süreçlerinde halkın rolünü arttıran mekanizmalar gibi yenilikçi yapılarla milli egemenliği sürekli bir biçimde etkili kılan bir sistem olarak da kurulabilir.



TARTIŞMAYA İLİŞKİN BAZI ESASLAR


Ülkemizde başkanlık sistemi tartışması, halkın devletle ilişkisini yeniden inşa etme ihtiyacının bir gereğidir. Bu tartışma kişi esaslı yürütülemez ve kişi esaslı da değildir.



Devletin hızlı, esnek ve etkin olması ihtiyacı başkanlık sistemi tartışmasının bir boyutudur ama tamamı değildir.


Başkanlık sistemi tartışmasında demokratik taban, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi ve aktif cumhurbaşkanlığıdır. Tartışmanın bu tabanın altına indirilmesi meşru değildir. Yani halkın siyasete etkili cumhurbaşkanı seçme hakkı, üzerinde müzakere edilebilecek bir konu değildir.



Başkanlık sistemi, Türkiye'nin demokratik bütünlüğü esasına göre tartışılan bir konudur. Bu aşamada üniter devlet içerisinde, güçlü yerel-bütünleştirici merkez ilkesine göre bu tartışmanın doğru zeminde yürütülmesi sağlanabilir.


Türkiye tipi başkanlık sistemi, yapıyı sıfırdan kurmak anlayışıyla değil, mevcut yapımızı reforme etmek anlayışı üzerine kurulu bir modeli öneriyor.


Sistemin devreye girmesi Anayasa'nın kabulüyle olacaktır. Anayasa'nın kabulünde nihai irade halkın onayı yani referandumdur.


Sistem devreye girdikten sonra yapılacak seçimlerle Başkan ve diğer alt kademeler belirlenecektir. Halkın iradesi yine belirleyici olacaktır.



Türkiye tipi başkanlık sistemi, Türkiye'nin;



• Hem klasik demokrasi sorunlarını (Kürt sorunu da içinde olmak üzere tüm kimlikler ve değerler sorununu) hukuki açıdan çözecek,


• Hem 21. Yüzyılın ortaya çıkardığı çok kimlikli ve güçlü bireye ilişkin siyasal sistemle ilişki sorunlarını çözecek,


• Hem Türkiye Toplumunun inşa etmekte olduğu Türkiye Milletinin siyasal sistem ihtiyacını karşılayacak,


• Hem de Türkiye'nin demokratik bütünlüğünü güvence altına alacak,


uluslararası tecrübelerden esinlenen ancak tamamen yerli ve özgün olan bir modeldir.




#başkanlık modeşi
#Başkanlık sistemi
#Özal
#Demirel
8 yıl önce