|

Türkiye'de 100 bin Parkinson hastası var

Dünyada 5 milyon, Türkiye'de 100 bin civarında Parkinson hastası bulunduğu, her yıl yaklaşık 10 bin yeni teşhis konulduğu belirtildi.

Yeni Şafak
12:43 - 11/04/2015 Cumartesi
AA

İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Emre, Dünya Parkinson Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, Parkinson hastalığının ülkede hala tam olarak tanınmadığını, özellikle Alzheimer ve başka nörolojik hastalıklarla karıştırıldığını söyledi.


Parkinson hastalığının, beyinde yer alan ve "dopamin" adı verilen maddeyi üreten hücrelerin yavaş yavaş kaybıyla ortaya çıktığını, dopaminin, hücreler arası iletişimde kullanıldığını, hareketlerin başlatılması, hızlı ve ahenkli yapılabilmesinde rol oynadığını aktaran Emre, "Dopamin yeterli miktarda üretilemeyince Parkinson belirtileri ortaya çıkar. Parkinson hastaları, teşhis konduktan sonra 20 yıl veya daha fazla süreyle hastalıkla yaşamlarını sürdürür ancak yaşam kaliteleri özellikle ilerleyen yıllarda olumsuz etkilenir" şeklinde konuştu. Prof. Dr. Emre, hastaların büyük çoğunluğunda aile öyküsü bulunmadığını, vakaların yaklaşık yüzde 10'unda ise genetik bozukluk tespit edildiğini ifade ederek, "Genç yaştaki hastaların büyük kısmında akraba evlilikleri sonucu ortaya çıkan kalıtımsal bir Parkinson çeşidi ortaya çıkıyor" dedi.



Bu yılın teması: "Yaşayacak daha çok yıllarınız var"

Dünya Parkinson Günü'nde hastalıkla ilgili farkındalığın artması için etkinlikler düzenlendiğini ifade eden Emre, bu yılki sloganın "Parkinson son değildir. Yaşayacak daha çok yıllarınız var" olarak belirlendiğini bildirdi.



Bu sloganla hastalarının erken teşhis ve doğru tedaviyle uzun yıllar kaliteli bir hayat sürdürebileceklerini vurgulamayı amaçladıklarını dile getiren Emre, "Bu yüzden de hastalığın belirtilerinin ve doğasının iyi tanınmasını, Parkinson teşhisi konulduğunda hastalarımızın hastalığa pozitif yaklaşım ve hekimleriyle işbirliği içinde olmalarını istiyoruz" değerlendirmesinde bulundu.



Her yıl 10 bin yeni teşhis konuluyor

"Hastalığın Türkiye'de görülme sıklığı ve diğer ülkelerdeki verilerle benzerlik taşıyıp taşımadığı" sorulan Emre, dünyada 5 milyon, Türkiye'de 100 bin civarında Parkinson hastası bulunduğunu, her yıl yaklaşık 10 bin yeni teşhis konulduğunu belirtti. Parkinson hastalığının görülme sıklığı yaşla arttığı için yaşlı nüfusun çok olduğu ülkelerdeki rakamların daha fazla olduğunu anlatan Emre, "Elimizde somut veriler olmamasına karşın ülkemizde görülme sıklığının dünyada görülme sıklığından farklı olmadığını düşünüyoruz" dedi.



Prof. Dr. Emre, Parkinson ile mücadelede erken teşhis, fizyoterapi ve egzersiz, uygun ilaçlarla doğru tedavi seçiminin uzmanlarca yapılmasının çok önemli olduğunu, böylece hastalığın önemli ölçüde kontrol altına alınarak yaşam kalitesi yükseltildiğini söyledi.


Parkinson hastaları için egzersiz ve hareketin önemine işaret eden Emre, egzersizin sadece yürüyüş, denge ve duruşu düzeltmekle kalmadığını, depresyon, durgunluk, yorgunluk ve kabızlık gibi diğer belirtilere karşı da etkili olduğunu aktardı. Emre, "Bu hareketsizliğin getireceği kalp damar hastalıkları ve kemik erimesine karşı da koruyucu işlev görür. Bahçe işleriyle uğraşmak, yüzme, yoga, Tai-Chi gibi uğraşılar da yararlıdır ve ilaçla tedaviye tamamlayıcı olarak düşünülmelidir. Yüzme denge ihtiyacının daha az oluşu ve eklemlerin daha rahat hareket edebilmesi nedeniyle Parkinson hastaları için ideal bir spordur" bilgisini verdi.



Yepyeni bir ilaç yok

Hastalığın tedavisiyle ilgili soru üzerine ise Emre, şu değerlendirmelerde bulundu.


"Halen yeni tedavi yöntemleri üzerinde çalışmalar sürdürülüyor. Bu yöntemlerin devreye girmesi uzun yıllar gerektirmesine karşın gelecekte Parkinson hastalığının tamamen tedavi edilebilmesi umudumuzu koruyoruz. Tedavide yepyeni bir ilaç yok, yeni olarak bazı eski ilaçların faklı formları veya uygulama şekilleri söz konusu. Parkinson hastalığı tedavisinde dünyada kullanılan ilaçların hemen hepsi ülkemizde de mevcut ve ülkemizde ruhsatlı tüm ilaçlar SGK tarafından geri ödeme kapsamında. Ülkemizde olmayan bazı ilaçlar ise Türk Eczacılar Birliği aracılığıyla yurtdışından sağlanabiliyor. Derin beyin stimulasyonu veya halk arasında beyin pili olarak bilinen tedavi yöntemi de kamu hastanelerinde uygulandığı takdirde ücretsiz yapılmakta ve SGK tarafından karşılanmakta."



Gen ve hücre nakli tedavileri ile yeni ilaçlar üzerindeki çalışmaların sürdüğünü ancak bunların henüz deneme safhasında olduğunu bildiren Emre, sözlerini şöyle sürdürdü: "Daha önce alınan sonuçlar tatminkar olmadığı için gözden düşen hücre nakli çalışmaları 2014 Eylül ayında tekrar başlatılmıştır. Bu araştırmaların sonuçlarını önümüzdeki 3-5 yıl içinde almayı bekliyoruz. Sonuçlar başarılı olursa hücre nakli yeni bir tedavi yöntemi olarak kullanıma girebilir. Kök hücre yöntemi ise henüz hayvan deneyleri safhasında olup Parkinson hastalığında uygulanması yoktur. Özetle bu yöntemlerin hiçbirisi şu an için klinik kullanıma yansımamıştır. Bu yüzden hastalarımız hücre nakli, kök hücre tedavisi, gen tedavisi uyguladığını iddia eden yurtdışı merkezlere itibar etmemelidir."


Gen tedavisi ve hücre nakli araştırmalarının, dünyada bu konuda uzmanlaşmış birkaç merkez tarafından yürütüldüğünü, ülkede bu çalışmaların yapılmadığını anlatan Emre, "Halen Parkinson hastalığı cerrahi tedavisinde ülkemiz dahil dünyanın hemen her yerinde yaygın uygulanan beyin pili, daha doğru adıyla derin beyin stimulasyonu yöntemi, teknolojideki gelişmelere paralel olarak geliştirilmektedir. Beyne yerleştirilen elektrotların niteliğinde değişimler olmakta, takılan pillerin ömürleri uzatılabilmekte veya şarj edilebilir sistemler uygulanabilmektedir" diye konuştu.


Prof. Dr. Emre, Parkinson hastalarının beyninde biriken özel bir maddeyi engellemeye, böylece hastalığın ilerlemesini durdurmaya yönelik aşı çalışmalarının başlatıldığını ancak araştırmanın henüz erken safhada olduğunu bildirdi.

#Türkiye'de 100 bin civarında Parkinson hastası var
#Türkiye
#Parkinson
9 yıl önce