|

Türkiye’nin büyüklüğünü Pakistan’da görmek

Ülkemizin, memleketimizin büyüklüğünü, gücünü, imkânlarını görebilmek için yurt dışına çıkmak gerekiyor. Kişilerin, ülkelerin gelişmesinde, seyahatlerin, ziyaretlerin önemi daha iyi anlaşılıyor.

Yeni Şafak ve
03:00 - 12/05/2016 Perşembe
Güncelleme: 02:34 - 12/05/2016 Perşembe
Yeni Şafak
Prof. Dr. Mustafa Özel

Dokuz Eylül Üniversitesi – İlahiyat Fakültesi


Hayatta birçok güzellik yaşanmaktadır. Bunları kimi zaman duyar, dinler, kimi zaman okur, kimi zaman da görürüz. Yani bunları öğreniriz, bunlardan haberdar oluruz. Bunların bazısı bilgimizi, bazısı görgümüzü, bazısı bilincimizi, bazısı enerjimizi, bazısı duyarlılığımızı artırır, güçlendirir. Bu yazıda, memleketimizin güzide kuruluşlarından İHH'nın, partneri Hubeyb Vakfı ile Pakistan'ın çeşitli şehirlerinde yetimlerle ilgili yaptığı hizmetleri yerinde görmek, bunlara bir nebze katkı sağlamak, bu kurumlarda çalışan kardeşlerimize manen destek olmak amacıyla yapılan geziden kalan duygu, düşünce ve izlenimleri anlatmaya çalışacağız.


Seyahatimiz, 20 Nisan 2016 Çarşamba günü başladı. Hızlı ve oldukça hareketli olan seyahat, hiç kimseyi atıl hale getiremedi. Perşembe sabahı başladığımız yoğun program, pazartesi günü İslamabad'daki Jinnah Convention Centre'da yapılan Pakistan Orphan Day ile sona erdi. Sarghoda'daki Hubeyb (Khubaib) College Sargodha, ilk ziyaret yerimiz idi. Yetim kızların kaldığı bu yetimhanenin/okulun yerini, geçenlerde vefat eden Pakistan'ın önemli askerî şahsiyetlerinden olan emekli General Hamid Gül bağışlamış. Oldukça ferah ve geniş sayılabilecek bir alana oturan kurum, baştan eğitim-öğretim amaçlı yapıldığı için gayet güzel, oldukça işlevsel bir konuma sahip. Kapıda, daha sonra her yerde göreceğimiz gibi öğrenciler güler yüzle, çiçeklerle, hediyelerle, ellerinde Türkiye ve Pakistan bayraklarıyla karşıladılar. Kızların, çeşitli konuları anlatırken, sergiledikleri performans, oldukça etkiliydi. İki Müslüman halkın gelecekteki birlikteliğine önemli katkı ve etkide bulunacağı gayet açık olan bu etkinlikler, çocuklar tarafından büyük bir içtenlikle ortaya kondu.



HUBEYB VAKFI VE YETİM ÇOCUKLAR


İngilizler, yıllarca sömürdükleri Hint altkıtasını terk ederken arkalarında sorunlu bir bölge bırakmışlardı: Keşmir, daha doğru bir ifadeye, Cemu Keşmir. Bölgenin çoğunluğu Hindistan, bir bölümü de Pakistan tarafındaydı. Türkiyeli Müslümanların Keşmir'le yakından ilgilenmelerinin, 2005'teki depremle başladığı söylenebilir. Acil yardım için bölgeye ilk gidenler arasında İHH da vardı. Burada uzun sayılabilecek bir süre kalan ve 2010'da Afganistan'daki bir uçak kazasında şehid düşen Bahattin Yıldız abimizi de burada rahmetle analım. Depremden zarar görenlere ilk yardım hizmeti sunmak için bir hastane yapıldı burada. İşte Muzafferâbâd'daki okulun temeli bu hastaneye dayanmaktadır. Bölgeye insanların sağlık ihtiyaçlarını karşılamak için giden İHH, daha sonra hem depremden, hem de başka sebeplerle yetim kalan çocuklara sahip çıkmak için Hubeyb Vakfı'yla birlikte, ziyarete gittiğimiz Khubaib College Rara'yı hizmete sokmuş.



İHH VE PAKİSTAN'DA HİZMET YARIŞI


Muzafferâbâd, rakımı yüksek bir şehir. İslâmâbâd'dan yola çıktığınızda tırmanmaya başlıyorsunuz, uzun bir tırmanmanın ardından dağların üzerinden kat ediyorsunuz yolu. Yolun ilk kısmı, gayet düzgün, belli bir noktadan sonra gittikçe daralıyor, bozuluyor, bazen bir aracın geçebilmesi için karşıdan gelenin beklemesi geliyor. Yolun böyle olmasının sebebi, toprak kaymaları. Bölge ormanlık olmasına rağmen toprak kayması çok olduğundan yapılan yollar yağan aşırı yağmurlara dayanamıyor, kayıyor, neredeyse kapanacak hale geliyor. Pakistan-Keşmir ayrımına yaklaşıldığında, bizi karşılayan Cehlum nehri oluyor. Artık yolu, dağların arasından kıvrıla kıvrıla akıp giden Cehlum ile gidiyoruz. Menzilimize yaklaştığımızda bir camide Cuma'dan çıkan cemaati görüyoruz. Derken şoförümüz yoldan sapıyor, tali bir yola giriyor, birden kendimizi yetimhanenin, okulun önünde buluyoruz. Bahçeye girdiğimizde karşımızda yöresel kıyafetleriyle, geleneksel karşılama tarzıyla, sportif hareketlerle çocukları karşımızda buluyoruz, çiçekler sunuluyor misafirlere. Muhabbetle alıp kabul ediyoruz mis gibi kokan buketleri. Ardından Cuma namazını kılmak için mescide giriyoruz. Hocaefendi vaaz ü nasihatte bulunuyor. İçeriye girdiğimizde, namaz için beklendiğimiz anlaşılıyor. Ezan okunuyor, sünnetler kılınıyor, hutbe başlıyor. Pakistan'da hutbe sadece Arapça, Urduca ya da başka dilde bir konuşma yapılmıyor, imam duaları okuyor, nasihat kabilinden bir ayet, bir hadis okuyup hutbeyi sona erdiriyor. Ardından yemek ikramına geçiliyor. Arkadaşlarımız kazanların başına geçip kepçeleri ellerine alıp yetimlere yemek dağıtıyorlar. Türkiye'den gelen konukların çocuklara yemek dağıtması, çocukları etkiliyor, belki sadece adını duydukları bir ülkeden kendilerini ziyarete gelen amcaları, teyzeleri kendilerine hizmet etmekteler. Arkadaşlarımız bu dağıtım işini herkesin payına bir sevap düşsün diye dönüşümlü olarak yapıyorlar.



MAVİ MARMARA ŞEHİDİNİN İSMİ PAKİSTANDA YAŞIYOR


Bir sonraki durağımız, İHH'nın ilk faaliyet yeri olan Rawalpindi'deki MSAL (Muhammadan School of Advanced Learning) idi. Küçük sayılabilecek bir mekân olan burada kızlar kalmakta. Büyük ölçüde lisans ve lisansüstü eğitim gören bu hanım kızlar, İHH'nın ilgilendiği, elini uzattığı ilk yetimler. Akşamleyin gerçekleştirdiğimiz ziyarette her birimize “hoş geldiniz" kartları takdim ettiler, kendi elleriyle hazırladıkları yemekleri ikram ettiler. Yemeğin ardından erkek arkadaşlarımız Hubeyb Vakfı'nın yetkilileriyle sohbet ederken, hanım kardeşlerimiz kızlarla birlikte muhabbet ettiler. Onlar için kesinlikle zor bir veda oldu. Bu yetim kız yurdunun, Eksen Yayıncılık tarafından merhum Akif Babalı adına vakfedildiği notu düşülmüş. Bu vesile kendisini rahmetle andık.



Ertesi günkü programda Haripur'daki Khubaib Haripur College ziyareti vardı. Burası, diğer yerlere nazaran oldukça geniş bir arazi üzerine kurulmuştu. Biten binalardan, yurtlardan başka, yapılan planlar kaynak ve imkân buldukça gerçekleştirileceği söylendi. Arazinin genişliği birçok birimin yapılmasını sağlamış. Örneğin bir dikim atölyesi var, vakfın kurumlarında kalan bütün çocukların elbiseleri burada dikiliyormuş. İneklerin bulunduğu büyücek bir ahır var, süt ihtiyacının bir kısmı buradan karşılanıyormuş, bir balık havuzu var, Mavi Marmara şehidlerinden Çetin Topçuoğlu'nun adını taşıyan bir spor kompleksi var. Çocuklar burada bize çok güzel bir Uzakdoğu sporları gösterisi sundular. Hubeyb'in okulları, Pakistan'daki okullar arasında bu spor dallarında büyük başarılar elde etmiş.



TÜRKİYE'NİN URDUCA KONUŞAN BÜYÜKELÇİSİ


Programın son gününde Hubeyb Vakfı'nın, ülkede yetim ve çocuklara yönelik hizmet eden kurum ve kuruluşları davet ederek gerçekleştirdiği Pakistan Orphan Day (Pakistan Yetim Günü) vardı. Vakfın bütün okullarından yetimlerin ve öğrencilerin katılım gösterdiği bu organizasyon, gayet büyük, ferah ve nezih bir mekân olan Jinnah Convention Centre'da yapıldı. Biz, program öncesinde İHH ekibi olarak Hubeyb Vakfı'nın yöneticileriyle birlikte, Türkiye Büyükelçiliği'ni ziyaret ettik. Türkiye'nin İslamabad Büyükelçisi Sadık Babür Girgin'in arkadaşlarımıza gösterdiği ilgi ve alaka, hepimizi ziyadesiyle mesut etti. Sayın Büyükelçi önce ekibin izlenimlerini sordu, bunları dikkatle dinledi, ardından kendisi ülkemizin ve büyükelçiliğin burada yapmaya çalıştığı hizmetleri anlattı, Pakistan hakkında kısa bilgiler aktardı. Yaklaşık bir saat süren ziyaretin ardından çekilen hatıra fotoğrafının ardından programın yapılacağı salona geçtik.



Salonda her şey titizlikle hazırlanmıştı. Pakistan Devlet Başkanı Memnun Hüseyin'in programa gelecek olması, üst düzey güvenlik tedbirlerinin alınmasına yol açmıştı. Çocukların çeşitli etkinlikleri sergilemesinin ardından Büyükelçimiz Babür Girgin'in Urduca yaptığı konuşmayı dinledik. Bence Sayın Büyükelçi'nin, konuşmasını, misafiri olduğumuz ülkenin diliyle yapması, oldukça anlamlıydı. Daha sonra Devlet Başkanı Memnun Hüseyin'in konuşması vardı. Önce günün anlam ve önemine binaen yazılı metin üzerinden konuşan başkan, daha sonra günlük politik meseleleri ele aldı, daha rahat bir konuşma gerçekleştirdi. Katılımcı kişi ve


kurumlara takdim edilen plâketlerin ardından program sona erdi.



HAYIR PEŞİNDE KOŞAN İNSANLAR


Bu ziyaretle birlikte bir defa daha gördük ki, ülkemizin, memleketimizin büyüklüğünü, gücünü, imkânlarını görebilmek için yurt dışına çıkmak gerekiyor. Kişilerin, ülkelerin gelişmesinde, seyahatlerin, ziyaretlerin önemi daha iyi anlaşılıyor. Halklar arasında, milletler arasında, ülkeler arasında yapılan her türlü iş ve işbirliği, tahminlerin üstünde sonuçlar ortaya çıkarıyor. Gittiğimiz her yerden, her okuldan, her yetimhaneden ülkemiz adına aldığımız dua, bizim en büyük kazancımız oldu. Duanın büyük bir imkân, araç ve enerji olduğunu hatırımızda tutarak selamlar götürdüğümüz Pakistan'dan selamlarla, dualarla döndük. Ekibimizdeki her bir kardeşimizin beklentisinin ve tahmininin çok üstünde bir bilgi, görgü, enerji ve heyecanla döndüğünü çok rahat söyleyebilirim. Bu hayır kurumlarının kurulmasına öncülük eden, bunların ayakta kalmasına, güçlenmesine madden ve manen destek olan insanlarımıza, Allah'tan sağlıklı bir ömür, bereketli bir hayat, Rabbimiz'in rızasına uygun bir son nefes niyaz ederim.


#Pakistan
#College Sargodha
#Mavi marmara
#Mustafa Özel
8 yıl önce