Eserleri ve felsefesiyle nesilleri etkileyen Necip Fazıl Kısakürek'in bugün 33. ölüm yıldönümü. Son yüz yılın büyük dava adamlarından olan şair, metinleri ve fikriyatıyla günümüzde de etkisini sürdürüyor. Üstad, ölüm yıldönümünde çeşitli etkinliklerle anılırken biz de onu talebelerine ve günümüz edebiyatçılarına sorduk.
Şairin talebelerinden Mustafa Yazgan, “Türkiye'nin yapı taşı Necip Fazıl, bugünkü devlet yöneticileri başta olmak üzere bütün Türkiye'de aksiyoner bir gençliğin doğmasına sebep olmuştur” derken şairi 'ülkemizin 20'nci yüzyıldaki en büyük edebiyat devi' olarak tanımladı. Yazgan, “Yaşadığı dönemde, Jön Türkler başta olmak üzere bir yığın Tanzimat züppesinin taklitçi görüşlerine karşı, bütün şiddetiyle muhalefet etmiştir. Büyük Doğu dergisi, onun unutulmaz baş eseridir” dedi.
Üstad dendiğinde akla koca bir kütüphane geldiğini söyleyen yazar Muzaffer Doğan ise “Onu bildim sananlar sadece Kaldırımlar, Sakarya gibi şiirlerini söylüyor, 110 ciltlik külliyat çöpe gidiyor. Özellikle 'İdeolocya Örgüsü'nü okumadan onu anlayamayız. Necip Fazıl'ın amacı eşya ve hadiselere İslam'ı nakşetmektir. 'Büyük Doğu'da, 'Çile' de bunun içindir” şeklinde konuştu.
Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şube Başkanı Mahmut Bıyıklı “Necip Fazıl, dünde kalmış bir isim değil. Hayattayken nasıl nesilleri beslemişse şimdi de yeni nesiller yetiştirmeye devam ediyor” dedi. Bıyıklı genç okurların Necip Fazıl etkinliklerine büyük ilgi gösterdiğini söyledi.
Yrd. Doç. Dr. Bahtiyar Aslan, Necip Fazıl şiirini değerlendirdi. Şekil ve içerik arasındaki uyuma dikkat çeken Aslan, şairin romantik, sahici, mükemmeliyetçi, mistik arayış halinde olduğuna değinerek şunları söyledi: “Üslup sahibi olmak ancak içeriğin şeklini bulmakla mümkün. Necip Fazıl zarını sanatkârdan yana atar, sanatı yüceltir. Şiirindeki sese sinen özgüven, romantizmden kaynaklanır.”
İslamcılık ve Türk düşüncesi üzerine çalışmalarıyla tanınan yazar Ercan Yıldırım ise Türkiye'deki “Cumhuriyet İslamcılığının kurucu isimlerinden biri” olarak andığı Necip Fazıl hakkında şunları söyledi: “Sadece özgüven ve 'Müslüman ben' inşası gerçekleştirmemiş, İslamcılık düşüncesinin asli kaynaklarıyla buluşmasını sağlamıştır. Medeniyetçi, kalkınmacı, eklektik, radikal ve tercümelere dayalı İslamcı yönelimler karşısında bu toprakların kendi kaynaklarının yeniden üretilmesini savunmuştur.”