|

Türkiye’yi Fransa’dan okumak

Türkiye’yi Fransa üzerinden okumaya meyleden ülkemiz entelektüellerinin son yıllarda adını sıkça dile getirdikleri isim Etienne Balibar, iki farklı yayınevinden çıkan iki kitabıyla Türk okurunun karşısında. Balibar, “Yurttaşlık” kitabında kavram hakkında yeni söylemler oluştururken “Eşitliközgürlük”te birey ile devlet arasındaki bağa değiniyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 12/11/2016 Cumartesi
Güncelleme: 19:34 - 11/11/2016 Cuma
Yeni Şafak
ERCAN YILDIRIM


Türkiye'de son yıllarda yeni anayasa ve başkanlık sistemi meselesinin yanında aktüel siyasetin beraberinde getirdiği tüm tartışmalar ülkedeki sol – sosyalist kesimlerde farklı bir tarzda idealize ve teorize edilmeye çalışılıyor. 2011 yılında Recep Tayyip Erdoğan'ın sosyalistleri, seçkinci aydınları çevresinden uzaklaştırmasıyla başlayan itham yarışının hepsi, otoriterlik, diktatörlük, faşizm, şeriatçılığa HDP'nin barajı geçmesiyle yurttaşlık kavramı etrafında yeni bir “isyan-muhalefet” dalgası oluşturulması da eklendi.



Yeni anayasada yeni bir Türk kimliği, vatandaşlık tanımı yapılması, yeni mensubiyet alanlarının kurulması bu doğrultuda gelişirken öte taraftan da Gezi olaylarıyla açığa çıkan “isyan” hareketleri için yeni bireyler inşa etme, Gezi isyanını temellendirme kaygıları da beraberinde geldi. Bu bakımdan vatandaşlık tanımının kapsamının genişletilmesi, Kürt kimliğinin kurucu unsur olarak eşit derecede anayasada yer alması kadar yeni tür bireyin yeni yurttaşlık tanımları çerçevesinde İslamcı – dindar – milliyetçi muhafazakar iktidarlara “devleti dar etme”nin çabasına girildi.



FRANSIZLARIN İSLAMCILIK İLGİSİ



Yeni yurttaşlık tanımlarını Kürt milliyetçiliği ve PKK ekseninde gündeme getiren sol – sosyalist çevreler aynı zamanda Gezi'deki aksiyonu, 17-25 Aralık ve 15 Temmuz girişimlerinden cesaretle yeni bir isyan dilini kurmak için postmodern bireye özne muamelesi yapmaya çalışıyor.



Yeni sosyalizmin, liberalizmle birlikte AB'ci ve postmodern katkılı yeni versiyonunun Etienne Balibar ilgisi kuşkusuz tam da Fransız entelektüalizminin Türkiye'ye yatkınlığıyla ilgili olsa gerek. Althusser ile beraber Marks'ı okumak üzerine kitap da yazan Balibar'ın yanında Fransız menşeili entelektüel ilgi Türkiye'deki İslamcı iktidar üzerinde baskı oluşturacak yeni söylemler geliştirmeye çalışıyor. Olivier Roy, Alain Tourine, Alain Badıou, Jaques Ranciere, Nilüfer Göle, Hamit Bozarslan gibi isimler üzerinden Fransız etkisine Giorgio Agamben, Chantal Mouffe, Hannah Arendt, Seyla Benhabib eklenirken Türkiye'deki siyasi ve kültürel konjonktür, İslamcı iktidarın diktatörlük ve faşizmle anılması vazifeleri de beraber icra edilir.



Türkiye'yi Fransa'dan, AB'den ve batı sosyalizminden okumaya girişme meraklısı sosyalistler böylece iktidarla hesaplaşmalarını batılı sosyalistler üzerinden yapmayı daha pragmatist bulurlar.



Etienne Balibar'ın Monokl'dan çıkan Yurttaşlık ve Metis'ten çıkan Eşitliközgürlük kitapları tam da Gezi olayları, FETÖ darbe girişimleri, HDP ve PKK'nın hendek siyasetlerine, yurttaşlık alt yapısına oturacak yönelimlere dikkat çeker.



Yeni anayasadaki yurttaşlık tanımında Türk milleti hakime'sinin ortadan kaldırılmasına ilişkin talepler çerçevesinde Balibar'ın özgürlükle eşitliği denkleştiren söylemi imdada yerleşir. Mesele çok da basit değildir aslında. Eşitlik özgürlük demektir; özgürlük de eşitlik. Bu ikisini sağlamak için önleyici şiddeti gündeme almak da icabedebilir.



Fransız bakış açısından yurttaşlık meselesine bu derece eşitlikçi ve özgürlükçü yaklaşmak AB standartlarının dışındadır esasında. Dahası Fransa gibi ülkelerde zaten etnik yönelimler bastırıldığı için, güçlü ulus devletin altında kültürel ve soy bağına dayalı yapılar ezildiğinden hakim yurttaşlık tanımı demokratik gibi de gözükür. Haliyle Balibar'ı yardıma çağırmak tam da onun vurgularının Fransa ve AB dışına yaptığını kabul manasına gelir. Bu bakımdan mesela her iki kitaptaki “demokrasinin demoktikleşmesi, demokratikleşmeden kopması” vurgusu tam da Türkiye'deki konjonktüre uygun olarak öne çekilir.



İSYANKAR YURTTAŞLIK



Balibar, Yurttaşlık kitabında iktidar kavramı üzerinde dururken iktidarın sadece yönetenlere has olmadığı yönetilenlerin de bir güce, iktidar yetkisine hatta eylemine layık olduğu iddiasındadır. Balibar bu bakımdan devlet kavramıyla siyaseti birbirine bağlarken esasında devletin yurttaşlar arasındaki ihtilaflardan fırsat elde eden değil bu ihtilaflardan demokratikleşme çıkarmayla mükellef olduğu vurgusu geliştirir. Elbette devlet nezdinde vatandaşlık bağlamında ortaklaşa yaşam ideali son derece güçlüdür, öyle de olmalıdır. Fakat toplumda olup toplumdan olmayan kesimleri bu ortaklığa, mensubiyet bağına yerleştirmek için onun tarif ettiği eşitliközgürlük'ün çok daha ötesinde çabalara ihtiyaç var.



HDP'ye verilen sosyalist destek, yurttaşlık fikrinin siyasi katılım ve siyasi çoğulculukla çok yakından ilgilidir. Balibar'ın Eşitliközgürlük kitabında atıf yaptığı gibi yeni Leninizm ve Avrupa komünizmi bir biçimde yurttaşlık tarifi, demokrasinin demokratikleşmesi üzerinden açılıma gider. Özgürlük kavramı da bu bakımdan batılı öznenin postmodern birey ile katışmasından ortaya çıkan iktidar mekanizmalarını açmaya matuftur. Balibar'ın belki de batının ve Türkiye'nin kendi gündemlerinden, siyasal pozisyonlarından ayırarak çok da yakışır bir ifadesine atıf yapmak gerek. Balibar “eğer özgürlük eşitlik değilse o halde ya üstünlüktür, 'hakimiyet / efendilik'tir ya da bazı güçlere tabi olma, bağımlı olma demektir, ama bu da saçma olur.” derken ilkelerin ve evrensel denen kaidelerin toplumların kendi gerçekliklerinden, siyasi durumlarından ve tarihi birikimlerinden kopuk ele alınamayacağını kabul etmiş de olur.







DEVRİMİ KÜÇÜK BURJUVAYA YAPTIRMAK



Yurttaşlığın sadece klasik liberal devletten ayrı özerk bir görünüm kazanması fikri de aslında son derece yalın dursa da Türkiye gibi ülkeler için bağlamına oturmayacak kadar yabancıdır.



Yurttaşlık bu açıdan bir yanıyla siyasala katkı ve katılım olarak yüceltilirken öte taraftan devlet varlığından bağımsız ve özerk olarak tanımlanması yine gerçekçi hiyerarşik mekanizmalara hiç mi hiç uymaz. Dolayısıyla bu parlak teori işlevsiz kaldığı için romantik sosyalist jargonun tarihselliğine hapsolur. Çünkü Balibar ve Türkiye'deki sosyalistler Kürt milliyetçiliği üzerinden bir “kalkışma”ya girişirken yine Balibar'ın “devrim, yerini yurttaşlığa bıraktı” ifadesine sığınır.



Buradaki yurttaşlık, pasif değil aksiyoner katılım içerir, haliyle Gezi olaylarındaki gibi eylemci, başkaldıran, isyan eden, mensubiyet bağlarını koparmış bireylerden oluşan yurttaşlık halini alır. Aynen önleyici şiddet kavramında olduğu gibi Balibar'ın “tahakküm edenler gönüllü olarak vazgeçmezler” ilkesi Gezi olaylarından itibaren sosyalizmin şiarları arasına girer. Hem önleyici şiddet hem hükmedenleri vazgeçirme, yeni isyan dalgaları, itaatsizlik, kalkışmalarla mümkündür; bir farkla devrim proleter diktatörlüğünden gelmezse küçük burjuva taleplerini militarize etmekle mümkün olabilir. Zira etnik kimliklere vurgu yapmak sosyalistlerin evrenselci anlayışlarının tam zıddı olduğu için her zaman küçük burjuva adeti olarak görülmüş, milliyetçiliğin her türü faşizm olarak değerlendirilmişti.



Sosyalizm HDP ve PKK'nın 7 Haziran sonrasındaki eylemleri için özgürleştirici, önleyici gibi algıladığından milliyetçiliklerini olumlu karşılayıp devleti ve iktidarı faşist gören, suç bastırma eylemi ve propagandasıyla yeni bir yol açmaya çalışıyor. Yurttaşlık Balibar için mutabakat ve ortaklaşmadır aynı zamanda; sosyalistler onun bu kavramlarını gözden kaçırarak 15 Temmuz sonrasındaki mutabakat arayışlarını terörize etmeyi sürdürmüşlerdi. Aslında bütüncül millet kavramına da düşmanlık ederek ortak düşmanlara, ortak hareket etmeyi bile reddettiler; yurttaşlık kavramından bir eşitlik ve özgürlük beklentileri de yok...



Ne Kürtler, ne beyaz yakalılar sosyalistlerin umurunda... Onlar Kürt milliyetçiliği, PKK ve Ortadoğu'da öngörülen aşiret devletçiklerinin altyapısını oluşturan eylemci, isyancı yurttaş tanımından devrime bir pay çıkar mı onun oluruna bakıyorlar.







• • •


Eşitliközgürlük - Siyasal Denemeler


1989-2009


Etienne Balibar


Çev.: Oylum Bülbül


Metis Yayınları


2016


392 sayfa







• • •


Yurttaşlık


Etienne Balibar


Çev.: Murat Erşen


Monokl Yayınevi


2016


160 sayfa



#Eşitliközgürlük
#PKK
#Ortadoğu
#Etienne Balibar
7 yıl önce