|

Ülserden mide kanserine

Kanser tiplerinin içinde ölüme neden olma sıklığında ikinci sırada bulunan mide kanserinin kendini belli etmeden ilerlediği açıklandı. Midedeki her ülserin kansere dönüşme ihtimalinin olduğunu söyleyen uzmanlar, hazımsızlık,ani açlık,ağza acı su gelmesi gibi belirtilerin basit bir mide hastalığının habercisi olmayabileceğini ifade etti.

Yeni Şafak
11:51 - 31/12/2015 Perşembe
Güncelleme: 11:04 - 31/12/2015 Perşembe
IHA

Türkiye Endoskopik ve Laparoskopik Cerrahi Derneği Başkanı ve Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr.Emin Ersoy, kanser tiplerinin görülme sıklığında dördüncü sırada bulunan mide kanserlerinin sinsi bir şekilde ilerlediğine dikkat çekti.



Prof.Dr.Ersoy, “Asya ve doğu Avrupa ülkelerinde kanserden ölüm nedenlerinin başında mide kanseri yer alırken batı toplumlarında bu oran düşer.5 yıllık sağ kalım oranı yüzde 27'dir. Mide kanseri kansızlığı olanlarda, A grubu kana sahiplerde ve ailelerinde mide kanseri olanlarda ise daha sık görülebilir. Diet ve ilaçlar konusunu açmak gerekirse; Aşırı tuzlu , tütsülenmiş gıdalarla beslenenlerde mide kanseri görülme sıklığı artar. Dietteki nitratlar da kanser sıklığını artırır. Yüksek oranda C vitamini alanlar, sebze ve meyveyi bol tüketenler, E vitamini alanlarda ise mide kanseri daha az sıklıkla görülür. Dondurulmuş gıdalardan uzak duranlarda da kanserin daha az sıklıkla görüldüğünü biliyoruz" dedi.



Düzenli asprin kullanımı kanseri engeller


Prof.Dr.Ersoy, tütün kullanımının mide kanseri görülme sıklığını artırırken alkol kullanımının mide kanseri gelişmesinde bir etkisi olmadığını ifade etti.“Düzenli aspirin kullanımı mide kanseri oluşmasını engeller" diye konuşan Prof.Dr. Ersoy, Helikobakter Pilori'nin kanser riskini sağlıklı insanlara göre 3 kat daha fazla artırdığını bildirdi.Prof.Dr. Ersoy, mide ülseri olanlarda kanser riski artarken, Onikiparmak barsağı ülseri olanlarda ise bu oranın daha az olduğunu duyurdu.



Kalıtsal mide hastalıkları kanserin habercisi olabilir


Helikobakter Pilori mikrobu ile birlikte midede ülser ve gastritis gibi hastalıklara sahip kişilerde bu mikroba yönelik tedavide yapılması gerektiğini söyleyen Ersoy; “Ailesinde mide kanseri olanların kendilerinde de kanser gelişme potansiyelleri yüksektir. Bu nedenle mide rahatsızlığı olan hastalar, eğer aile bireylerinin diğerlerinde de benzeri rahatsızlıklar varsa mutlaka uzman bir doktora başvurmalıdır. Kansere dönüşebilen mide hastalıkları arasındaki Polipler, bir çok tipi olmalarına rağmen nerede olursa olsun takip edilmeli ve gerekirse çıkartılmalıdır. Özellikle 2 cm'lik boyutu aşanlar, yüksek derecede kanser olma eğilimindedirler. Ayrıca vücudun diğer barsak sistemlerinde de birlikte görülenleri olabilir." dedi.




Prof.Dr.Ersoy, uzun süreli gastriti yani mide içerisi iltihabı olan hastalarda bir süre sonra mide iç bölgesinin yapısal değişikliğe uğrayabileceğini bunun da kansere neden olabileceğini kaydetti. Midedeki rahatsızlıkların önlem alınmazsa ve dikkat edilmezse kansere dönüşebileceğinin altını çizen Prof.Dr.Ersoy sözlerini şöyle sürdürdü: “Mide içerisinde gelişen her ülser kansere dönüşebilir. Çok yakın takip ve tedavi edilmeleri gerekir. Geçmişinde çeşitli nedenlerle mide ameliyatı geçiren hastalarda mide kanseri riski vardır ve bu hastalar mutlaka yakından takip edilmelidir. Klinikte mide kanserleri olan hastalar ilk olarak kilo kaybederler ve iştahsızlıkları vardır. Aslında olay çok önceden başlamıştır fakat hastalar bu şikayetlerini geçmişten gelen alışkanlıkları ile ya bir antiasid ilaç alarak ya da etraftan buldukları yöntemlerle geçiştirmeye çalıştıklarından hastalık en son aşamaya gelmeden doktora gitmezler ki, asıl problem de budur. Hastalık sinsi ilerler, hastaların mideleri kazınır, hazımsızlıkları vardır, ağızlarına acı ekşi sular gelir fakat hiç doktora gidilmez. Ne zaman anlamsız kilo kaybı ve iştah azalması olur o zaman gidilir fakat olay ilerlemiştir." dedi.



Küçük şikayetleri önemseyin


Mide kanserlerinde önemli olanın küçük şikayetlerle başlayan mide kanserinin zamanında yani erken olarak saptanması gereğine dikkat çeken Prof.Dr.Ersoy, en iyi tanının erken tanı ve acil yapılacak endoskopi olduğunu ve tedavide eğer yapılabiliyorsa cerrahinin en iyi yöntem olduğunu söyledi. “Ameliyat, tipine ve yerine göre kapalı ya da açık olarak yapılabilir. Eğer yapılamıyorsa kemoterapi yapılır" diyerek sözlerini tamamladı.

#mide
#mide kanseri
#ülser
8 yıl önce