|

Yavaş yavaş aydınlanan bir Tanpınar

Mehmet Kaplan’ın ‘Bütün hocalarımdan üstündür’ diye tarif ettiği Ahmet Hamdi Tanpınar üzerine yazdığı makaleri ve denemeleri Zeynep Kerman tarafından derlenip bir kitapta toplandı. “Yavaş Yavaş Aydınlanan Tanpınar” adlı çalışma Dergah Yayınları arasında raflarda okuyucusunu bekliyor.

Yeni Şafak
04:00 - 7/11/2015 Cumartesi
Güncelleme: 18:53 - 6/11/2015 Cuma
Yeni Şafak
HÜSEYİN AKIN


Mehmet Kaplan ismini andığımızda hemen ilk akla gelen Ahmet Hamdi Tanpınar olmuştur hep. Her ne kadar Kaplan'ın Ali Nihat Tarlan, Fuat Köprülü ve Reşit Rahmeti Arat gibi çok kıymetli hocaları olmuşsa da Tanpınar'ın yeri ve etkisi diğerlerinden çok daha farklıdır. 1940'tan 1960 yılına kadar kesintisiz Tanpınar'ın yanında yer almış ve ona olan bağlılığını “İtiraf etmeliyim ki Tanpınar'ı diğer bütün hocalarımdan üstün buldum” diyerek itiraf etmekten çekinmemiştir. Kaplan'ın hocasına olan bağlılığı vefatına kadar (23 Ocak 1986) sürmüş ve bu süre zarfında büyük değer verdiği bu kültür adamının eserlerini tanıtıp yorumlayan bir kitap ve bir kısmı risale hacminde 27 makale ve deneme yazmıştır. Çeşitli yerlerde dağınık bir şekilde yer alan bu yazıları derleyip toparlayarak gün yüzüne çıkarmak da sanırım Mehmet Kaplan'a karşı vefa borcu olsa gerektir. Zaman toparlasa da zihin birçok değerli şeyi kendi boşluğunda nisyana terk eder. Bu gerçeği dikkate alan Dergâh yayınları Mehmet Kaplan'ın elinden çıkan Tanpınar'a dair yazıları bir araya getirerek kitaplaştırdı. Kitapta Tanpınar'ın şiir, hikâye, roman ve inceleme yazılarının yanı sıra denemeleri, önsözleri ve lise ders kitaplarına aldığı metinler ve açıklamalar yer alıyor. Prof. Dr. Zeynep Kerman'ın hazırlayıp derlediği kitap aynı zamanda Mehmet Kaplan'ın yıllar yılı yaptığı çalışma ve gayrete atfen “Yavaş yavaş aydınlanan” ismini taşıyor. Tanpınar'ın bir şiirinden alınan bu üç kelime hocanın gayretini olduğu kadar talebesinin cehdini de ifade etmesi bakımından anlatılanla birlikte anlatanı da hülasa eder nitelikte.



HATIRALARININ İZİNDE


Tanpınar'ın günlüklerini okuyanlar onun ne denli anlaşılmama ve değerlendirilmemekten şikâyet ettiğini bilirler. Maruz kaldığı bu duyarsızlık ve ilgisizlik durumunu “sükût suikastı” olarak nitelendirir. Tanpınar'ın şiir, hikâye ve romanlarında en dikkat çeken nokta zaman-mekân içkinliğidir. Asude bir yaşanmışlığın ve kutlu bir medeniyetin içinden neşet etmiş olan hiçbir şey yok olmaz. Biten bir şey değildir zaman; dönüp dolaşıp yaşanılabilir bir şeydir. Kaplan, Tanpınar'ın hafızasında yeniden diriltmeye çalıştığı zamanın ruhunu keşfetmekte hiç zorlanmamış, onun satır aralarında kımıltısız duran bu ruhu harekete geçirmeyi başarmıştır. 'Bursa'da Zaman'. 'Yeni Türk Şiirinde Bursa','Geçmiş Zaman Elbiseleri'nin Tahlili' 'Huzur Romanında Zaman ve Mekân Meselesi”, 'Saatleri Ayarlama Enstitüsü' gibi yazılarda Ahmet Hamdi Tanpınar'ın zaman fikri üzerinde genişçe durulur. Kaplan'ın tespitlerine göre, Tanpınar'da zaman felsefi bir meseledir ve hâlihazırda yaşanılan değil, evvelce yaşanılmış bir ruh hali, kelimenin tam anlamıyla “hatıra”dır. Mehmet Kaplan Tanpınar'ın eserlerini ele alırken onunla yaşadığı hatıraların sıcaklığını da bu yazılara okuyucuya hissettirircesine yansıtmıştır. Derinlemesine bir vukufiyettir bu. “Bursa'da Zaman' şiiri hakkında yazarken şehir ile şair arasındaki ilişkiyi şehrin ve şairin hafızasını birbirine yaklaştırarak anlatır. Kaplan'ın cephesinden görüntü oldukça nettir: Zaman, ruhaniyet, zafer, sanat ve tabiat Bursa'da bir medeniyet şarkısını birlikte söylüyor gibidirler. Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Bursa tablosu ile Ahmet Haşim'in 'O Belde'sini ve Ömer Bedrettin'in Bursa'ya dair yazdığı dizeleri karşılaştırarak Bursa'nın deruni hafızasını tazeliyor. Mekân ve zaman kıyaslamalarına Mehmet Kaplan'ın birçok yazısında rastlamak mümkün.



KALDIRIMLAR VE BURSA'DA ZAMAN


Necip Fazıl'ın “Kaldırımlar” şiiri ile “Tanpınar'ın “Bursa'da Zaman” şiiri görüntü, zaman ve mekân noktasında karşılaştırılıyor. İki şiiri hem yapı hem de muhteva bakımından kıyaslayan Kaplan'ın uzak alakaları bile ne denli birbirine yakınlaştırdığına tanık oluyoruz. Kaldırımlar şairinin karanlığa açılan dünyası ile 'Bursa'da Zaman' şairinin aydınlığa, güneşe ve yeryüzüne açılan dünyası böyle bir derinlikli bakışın yansımasıdır. Rüya ile zaman algısı arasındaki yakın ilgiyi Tanpınar'ın şiirlerinde olduğu kadar hikâyelerinde de görüyoruz. 'Abdullah Efendinin Rüyaları' böyle bir rüya-gerçek karmaşasının anlatıldığı hikâyelerdendir. Mehmet Kaplan'a göre şair, masal, eski hikâye ve rüya gibi kelimeler Tanpınar'ın estetik duyarlığını ifade eden anahtar kelimelerdir. “Geçmiş Zaman Elbiseleri” hikayesi bu anahtar kelimeleri bünyesinde barındıran hikayelere güzel bir örnektir. Haddizatında hikaye denilen şey 'şairane bir rüya'dan ibarettir. Tanpınar kendi estetiğine boşuna “rüya estetiği” dememiştir. Mehmet Kaplan özellikle bunun altını çizer.Tanpınar'ın rüyayı güzelliğin kaynağı görmesi onun şiir, hikaye ve romanda söyleme imkânlarını genişletmiştir. Tanpınar'a göre Tanrı Havva'yı Adem uykuda iken yaratmıştır. Dolayısıyla Havva Âdem'in rüyasıdır. Zaman algısı bakımından Tanpınar'ın önemli romanlarından olan “Saatleri Ayarlama Enstitüsü” üzerine Mehmet Kaplan'ın yazdığı makale de bu şaheserin hakkını iade edecek cinstendir. Kendi ifadesiyle söylersek: “Sistematik olarak işlenen bir sloganın ne kadar gülünç bir şekle girebileceğini Saatleri Ayarlama Enstitüsü” çok güzel ifade eder'. Tanpınar'ın ömrü hayatında yazdıkları karşısında gördüğü ilgisizlik ve çektiği maddi-manevi sıkıntıları düşünürsek bugünkü ilgiyi bir iade-i itibar sayabiliriz. Mektupları ve yarım kalmış eserlerinin yanı sıra ders kitaplarına yansıyan tarafından yazdığı özsöz metinleri bile günümüzde altın değerini korumaktadır. Çok yönlü bir edebi değer olan Ahmet Hamdi Tanpınar'ın yine kendi rahle-i tedrisinden geçmiş bir edebi değer tarafından dikkatlere sunulması kadirşinaslık üstü bir güzellik olsa gerektir. Dergah okulunun bu çok önemli isimlerinin yine dergah okulunun temsilcileri tarafından dikkatlere sunulması ve miraslarının korunması her türlü takdire şayandır.





Yavaş Yavaş Aydınlanan Tanpınar


Mehmet Kaplan


Hazırlayan: Zeynep Kerman


Dergâh Yayınları


2015


320 sayfa




#Mehmet Kaplan
#Ahmet Hamdi Tanpınar
#Yavaş Yavaş Aydınlanan Tanpınar
8 yıl önce