|

Yazının ışığında yaşam sorgusu

Yaşamanın yazıya geçmesi kolay olmayan ve belki de yaşamı bozan bir şeydir. İngiliz yazar David Lodge’un kaleminden yaşamların öncesi ve sonrasıyla nasıl yazıya geçtiğini okuyoruz. “Yazıdaki Yaşamlar” farklı bir okuma sunmasının yanında, okuduklarınızın yaşamla ilgisini sorgulatma özelliği taşıyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 10/08/2016 Çarşamba
Güncelleme: 00:34 - 10/08/2016 Çarşamba
Yeni Şafak
SUZAN KUCUR


Yazmak, belki de istenileni taşımayan, kendi boyutuna yaklaştıkça taşıdığını değiştiren bir süreçtir. Yazıda yaşamak, yaşamdan yaşama geçmek… Kitapları okurken oradaki yaşamların hangi gerçek hikayelerden beslendiği pek aklımıza gelmez. Yazıdaki yaşamın gerçek yaşamda nelere mal olduğunu çok düşünmeyiz. İşte Yazıdaki Yaşamlar'da, 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren günümüze uzanan belki de dünyanın en sıkıntılı değişimlerinin yaşandığı bir dönemin kritik yazarı David Lodge bu konuları ele alıyor. Üniversite, edebiyat, edebiyat teorisi ve roman deneyimleri ışığında bu konulara hem içerden hem de dışardan bir gözlemci olarak değiniyor. Modern bunalımların postmodern karmaşıklığa dönüştüğü bu yılları bizzat yaşayan Lodge, geleneksel bir bakışla çağına köklü bir duruş sergileyen ve Birmingham'dan dünyayı kuşatabilen bir yazardır. Kendisi de yaşamla yazıyı, yaşamanın yazıdaki yansımalarını verdiği, gördüğü, okuduğu ve işlediği eserlerle oldukça iyi bilen bir tecrübedir. Dolayısıyla böylesine büyük bir usta acaba geçirdiği dolu bir ömür içerisinde edebiyat dünyasında neyi eksik gördü de tamamlamak istedi? “Yazıdaki Yaşamlar” Lodge'un en son kitabıdır ve bu kitabın bir önemi de bence buradadır.



SARAYIN YANSIMASI: PRENSES DİANA


Yazıdaki Yaşamlar, yazı yaşamına geçmek için sürdürülmüş farklı yaşam örneklerini içerir. Yazıdaki Yaşamlar'da yaşamı hayal bile edemeyeceğimiz zorluklarda geçen ve bir yazara hiç yakıştıramayacağımız boyutta olan bir yazı yaşam örneği de bulabiliriz veya yaşamını yazarlığa adamış, gece ve gündüzünü okuma-yazmaya ayırarak yazı yaşama geçmiş örnek de görebiliriz. Hatta yazı yaşama geçmek için farklı yazım alanlarını denemiş, tutunamayınca yazım alanını değiştirerek yazı yaşama geçmiş bir örnekle de karşılaşabiliriz. Bu farklı yaşam ve yazı yaşamlar, Graham Greene, Kingsley Amis, Murial Spark, John Boorman, Alan Bennett, Simon Gray, Terry Eagleton, Malcolm Bradbury, Anthony Trollope ve H.G. Wells'den oluşur. Bradbury'e biraz ayrıcalık tanımış Lodge. Çünkü meslek yaşamları neredeyse ortak başlamış, uzun bir süre beraber gitmiş ve bu beraberlik bir aile dostluğuna dönüşmüştür. Lodge, yazı ve yaşam tecrübesini Bardbury'de oldukça yakından gözlemlemiş. Prenses Diana ise çok daha farklı bir örnektir. Prenses Diana'yı yazı yaşama geçiren halkta uyandırdığı karşılıktır. Diana, sadece İngiliz halkının değil dünya halkının ilgi odağı olan bir şahsiyet ve sarayın halktaki yansımasıdır. Lodge, yazıya geçen yaşamlara farklı bir örnek olarak Diana'yı özellikle seçmiş. Seçilen örneklerdeki yaşam ve yazı yaşam farklılığı kitabın okunma değerini yükseltmiş.



GERÇEĞİ ANLAMANIN TEK YOLU KURGU


David Lodge'un bir diğer hissettirdiği nokta, gerçeklerin kurgulaştırılırken ne kadar da belgelerden yararlanılsa da yazı yaşama teslimiyetidir. Yazı dünyası etkilenen olduğu kadar etkileyen ve değiştirendir de. Lodge, yaşı ilerledikçe kendisini gerçeğe dayalı yazıma daha yakın hissettiğini söyler ve çağdaş edebiyatta buna benzer bir eğilimi gözlemlediğini vurgular. Yazı ile yaşamı irdeler. Kurguyu gerçeklerden, gerçekte var olanlardan, gerçek yaşamların kayıtlı belgelerinden oluşturma yolunu konu alır. Buna örnek olarak Henry James üzerine yazdığı “The Year of Henry James”i ve H.G. Wells üzerine “A Man of Parts”ı örnek verir. Biyografik romanı tanıtır. Gerçeğin kurgulaşırken, yazıya geçerken değişimini gözler önüne serer. Yazı, gerçekleri kendileştirir, onlardan farklı bileşimler yapar ve bir yazı yaşam doğurur. Kitap aynı zamanda gerçeğin kurgulanmaya doğal bir eğilimi olduğu ve gerçeği anlamanın tek yolunun ancak onu kurgulaştırmak olduğu şeklinde bir tartışmaya da kapı aralar.



ÇAĞDAŞ EDEBİYAT BİLGİLERİ


Bu kitabı, yazarın bir diğer çalışması “Kurgu Sanatı” ile beraber okumak daha faydalı olacaktır. Çünkü “Kurgu Sanatı” temelde bir edebi biçem olarak romanın farklı yönleriyle ilgilenirken “Yazıdaki Yaşamlar” bazı yazarların yaşamlarıyla tecrübelerinin eserlerine nasıl yansıdığıyla ilgilidir. Her ikisi de yazı yaşamın farklı alanlarına yöneliktir. Her iki kitabı da Türkçemize kazandıran Aytaç Ören, Lodge'un edebiyat anlayışına hâkim bir isim olduğundan dolayı kitabın tercüme dili de oldukça akıcıdır.


David Lodge, her kitabında olduğu gibi “Yazıdaki Yaşamlar”da ele aldığı, farklı edebi yönleri olan bu seçkin kişilerin yaşam ve yazı yaşam bağlantılarını kurarken bizlere kalıcı ve zevkli genel çağdaş edebiyat bilgileri vermekten de geri kalmaz. Eser, farklı tarzıyla okuma zevkinizi artıracaktır.





• • •


Yazıdaki Yaşamlar


David Lodge


Çeviren: Aytaç Ören


Hece yayınları


Şubat 2016


244 sayfa




#Yazıdaki Yaşamlar
#David Lodge
8 yıl önce