Her ne kadar ülkemizde halen oldukça sınırlı sayıda kullanılıyor olsa da; Amerika, Uzakdoğu ve K.Avrupa ülkelerinde giyilebilir teknolojiler artık yavaş yavaş ana akım seviyesine evrilmeye başladı bile. Hatta o kadar ki mahkemelerde tanıklıkları dahi kabul edilmeye başladı.
Bildiğimiz gibi ülkemizde de WhatsApp yazışmaları dahi henüz tam anlamıyla delil olarak kabul edilmiyor. Yani delil kabul edilip edilmemesi davanın türüne, yazışmanın nasıl elde edildiğine vb. gibi sebeplere göre değişiyor. İşte şimdi vereceğimiz haber, bu bakımdan oldukça ilgi çekici.
Amerika'nın Pensilvanya eyaletinde yaşayan bir kadın, evine giren birisinin tecavüzüne uğradığı iddiasıyla 911'i (bizdeki 112 gibi düşünün) arıyor. Gece yarısı uyurken birisinin eve gizlice girip kendisine saldırdığı yönünde polise gitmesinin ertesinde de polis soruşturma açıyor. İlk olarak bahçede kar izleri vb. gibi deliller arayan polisler, kadını doğrular nitelikte elle tutulur hiçbir şey bulamayınca kadının Fitbit'ine (akıllı aktivite cihazı) başvuruyorlar.
Fitbit'in 7/24 topladığı verileri yine cihazdan edindikleri kişisel akvivite ve uyku bilgileri ile birleştiren polisler kadının iddia ettiği gibi o saatte uykuda olmadığını aksine evin içerisinde dolaşmakta olduğunu ortaya çıkarıyorlar vs. vs. Tabii olayın detayları var ama bizi ilgilendiren temel kısmı bu.
Sonuç şu ki, kadına polise yanıltıcı bilgi vermek suçuyla soruşturma açılmasına karar veriliyor.
...Dahası her ne kadar bu tür bir olasılık şimdilik ülkemiz için -en azından içtihadi anlamda- oldukça uzak bir ihtimal olsa da benzer bir davada hakimin (hele ki genç ve teknolojiye meraklı birisi ise) dilerse (tabii keyfi bir dilemekten bahsetmiyoruz burada) kanıt olarak kabul edilmesi yönünde karar verebileceğinin de altını kalın harflerle çizelim.
